Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mayıs '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yavrum işin yok mu senin??

Yavrum işin yok mu senin??
 

İnce yaş hesaplarına kafamı yoramam. Zaten benim kelebeğim nedense bana sıkça yaşımı sorar ben, söyleyince bana sanki Cem Yılmaz show yapıyor gibi kahkaha ile güler, yetmedi kardeşinden önce gözleriyle sonra mimikleri ile destek alır katılırlar gülmekten.

- Yavrummm işin yok mu hiç seninnnn?? Bilmez misin ki insan, hissettiği yaştadır. Benim sıkça değişiyor bu yaş hesabım (dikkatinizi çekerim hiç rakam söylemiyorum)

Bazen yavru ceylan olur seke seke giderim, çaydan geçerim, bazen olgun bir tavuk bir koşar, bir dururum. Bazen ördek gibiyim, yaylana yaylana yaylı bir araba misali her an dökülecek gibi. Bu zamanla da mekanla da alakalı.

Her sabah yeniden doğarım yataktan emekleyerek kalkarım gözleri açılmadık sığırcık kuşu gibi, sonra emeklerim. Yataktan kalkmak için adımımı atarım amanın tay tay duruyorum içerden alkış sesleri...

Amanın da amanın... Elini de yüzünü de yıkarmış, çanta hazırlanır çaylar içilir (inanma; uykuyu tercih eder, bir gevrek ve bir dilim peynir neyine yetmez der, o beş dakikalık uykuyu kahvaltıya tercih ederim baldan tatlı ) artık gençleşmişimdir, merdivenleri üçer beşer inerim her adımımda günler haftalar uçar gider kolay mı? Bir olgun bayanım, ancak dolduracağız zamanı. Dağlar, tepeler aşarız izleriz doğan günle tazelenen yüzleri onlarda hızla anı yaşamaktadırlar.

Çalışırsın öncesinde, hoşgörü o sıcacık gülümsemeler yavaş yavaş yüzüne sabitlenir, zaman içinde yüz kaslarında bir düşme... (sanırım yerçekimi ile akalalı bu ) ilerliyor yaşım daha ne yaşadım ki ben?

Yahu ben esir miyim ne? Suç mu işledim de dört duvar arasına kapandım diye düşünür, ömründen üç beş yılı hoyratça harcarsın...

Akşam olmakta bayağı bir olgunlaştın adımlar yavaşladı gülümsemem dondu, çantanı alırsın ağır adımlarla çıkarsın dışarı… Kocaman bir soluk alırsın öksürürsün, dizlerine destek verir binersin araca...

İlerliyor yıllar ben yavaşladım ama uçuyor yıllar... Tersine mi işliyor zaman ne? gözlerin, yorgun kasları isyanda...

Uyku, evde ki işler yorgunum… Dilim de bir şarkı... Nereden geldi ise taaa uzaklardan....

" gurbetten gelmişim yorgunum hancı... Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş."..

Hakikaten öneri vereceğim servislere pike battaniye, yastık, mutlak olmalı.. Hani zorunludur hiç kullanılmadığı halde içine pamuk, bandaj, ağrı kesici, tentürtiyot gibi malzemelerin konduğu ecza dolapları gibi gereklidir her araçta... Olmalı hem de zorunlu tutulmalı sabahleyin koşar adımlarla indiğin merdivenlerden artık sanki Everest’in tepesine çıkan dağcı misali tırmanırsın...

"Geçti sevdalarla ömrüm ihtiyar oldum bugün
Ak pak olmuş saçlarımla bi karar oldum bugün"

Şarkısı da eşlik eder sana.

Evindesin yine bir şevkle nereden geldi ise bir enerji gelir bedenine yemek hazırlar, iştahla yersiniz sonrası seslenirsin çevrendekilere... "Biz yedik Allah artırsın sofrayı kuranlar kaldırsın..." der (dersinde, duyan olmaz, kalkar paşa paşa kaldırırsınız hep birlikte.

Eeee demokrasi nutukları atarken düşünecektin, herkes yorgun)

İsyanlarda gözler, eller kollar... Uyku uyku. Ve artık koca bir ömrü sığdırsın bir güne....

Bu kadar, yaş dediğin nedir ki?

 
Toplam blog
: 292
: 1094
Kayıt tarihi
: 08.03.07
 
 

Yazmaktan hoşlanan... Kelimeleri renklendiren bir sihirbazım ben.. Bodrum'da yaşamaktayım.. Sev..