Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Temmuz '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yazıyorum bahçesi 6

Yazıyorum bahçesi 6
 

Sorunlu demokrat
Demokrasiyi, kişisel özgürlükleri kurumsal olarak düzenleyen bir yönetim biçimi olarak tanımlarım. Bir toplumun, anladığım anlamda demokrasiye erişebilmesi için tüm kurumları, demokrasiyi koruyan ve yöneten bir düzen içerisinde işletmesi gerekir. Kurumların işlerliliği, yargının bağımsızlığı, demokratik toplum örgütlerinin var oluşu, iktidardan bağımsız yüksek öğretim kurumu yapılanması, sarı olmayan gerçek sendika örgütlenmeleri, yansız ve ilkeli basın kuruluşlarının işini hakkını vererek yapması, katılımı arttıran seçim yasalarının çıkarılması, dokunulmazlıkların kürsü dokunulmazlığı düzeyine getirilmesi vs vs ile sağlanır. İktidara talip olan veya iktidarda bulunan siyasetçiler, demokrasiden sadece öylesine söz etmek için söz ederler. Onların yaşam biçimlerinde, davranışlarında, baskı anında olaylara karşı verdiği tepkilerde, o kavrama gerçekten inanmadıklarını gözlemlerim. Bu nedenle, demokrasinin toplumun tüm kurumlarınca otomatik işletilmesini sağlayacak düzenlemeler yapmak zorundayız. Bu işleyiş kişilere bağlı değil yasalara, hukuka ve derin demokratik geleneklere bağlı olacaktır. Ancak bunu başarırsak gerçek demokrasiye ulaşabileceğiz.

En büyük hazinen
Para öyle bir hırstır ki, insanın kendi varoluş nedenini bile umursatmaz...

Bir teknenin seyir yönü
Sorgulayan, neyin ne olduğunu izleyebilen, eğitimli, okuyan, kendi aklını kullanabilen özgür bireylerin var olduğu bir toplum kendi yazgısını belirleyebilen bir toplum olacaktır.

Bir fanusun içerisindeyiz
Zaman iyi olacakların sürprizini bir an sonraya taşırken, olmuş hüzünlerin de acımasızlığını devreder. Ancak bunların hepsi aynı tadın bileşenleridir; bir ondan bir bundan, bizi biz yapan değerlerdir onlar. Gelecekte oluşacak sürprizlerin hoşnutluğundan umutlu olmak, yaşamdan alacağım tatları arttırabilecektir.

Gözü yaşlı büyükler
Yaşlı yerine "duayen" ya da "kıdemli" demek daha uygun geliyor bana. Yaşlılığın sınırı belli mi ki, bir kişiye yaşlı diyelim. Demek ki, her yaşın kendince önemi vardır ve o anın tadını doyasıya çıkarmak gerekir. Haydi sil gözünün yaşını!

Gözü yaşlı küçükler
Gençlik kayıp edilemez, sadece yaşamın içinde bir yerlerde gizlenmiştir ve biz onu göremeyiz bazen. Uff olur ancak hemencecik geçer. Haydi sil gözünün yaşını!

Anlattığın tansıklar
Belki de o belirsiz seslerdir kişiyi heyecanlandıran sessizce; fısıldayınca birine, anlatır yaşamı kendince; paylaşmayı öğretir herkese; yazınca siz de, okuruz böylece!

Kendine erek gerek
Kendinle barışık(?) olabilmek; tüm canlılara yargısız ve koşulsuz saygı duyabilme: Bu ilkeleri, sevmenin ve sevilmenin gerekliliği olarak kabul edeceksin... O sesleri görebilmek, şu gölgeyi duyabilmek: Bu ilkeleri de yaşam yetimin bana kazandırdıklarıdır diyeceksin...

19 Temmuz sigarayı bırakma festivali
Bir arkadaşım, kalabalık bir ortamda sigara içen birine rahatsızlığını söyler. Sigara içen kişi ise "ben kendimi düşünmüyom seni mi düşüncem?" der.

İnanç seferberliği
Erdemli insan olmak adına, topluma yararlı(?) birey olmak adına, vicdanın ile baş başa kalabilmek; inancını kendi sorumluluklarınla yaşayabilmek; akıl ve mantığı, Allah(Tanrı)'ın bir yansıması olarak görebilmek ve körleme inancın, dogmanın onu yok etmesine izin vermemek; dini kuralları küçük ama küçücük ayrıntılara indirgememek ve inancına, felsefi anlamda karar verebilmek; üçüncü bir şahsın, zümrenin, siyasi veya dini erkin, inancın ile inandığının arasına girmesine izin vermemek...

Bu ulus, “Ne mutlu Türküm diyene” ile başlar
Bu özdeyiş, bu ülkenin, Türkiye Cumhuriyeti'nin ortak ülküsünü temsil eder. TBMM tarafından belirlenmiş ulusal sınırlarımızın içinde yaşayan tüm halkların, ulus bilinci ile bir arada durmasını sağlamaya çalışır. Bu özdeyiş ile bir yön verilmiştir. O yön, o yok oluştan şu kurtuluşa, ortak bir varlığın yönünü gösteren bir arzunun dışa vurumu olarak söylenmiştir. Bir ırkın yüceliğini anlatan bir özdeyiş olarak algılanması yanlıştır.

Terabithia köprüsü
Ne müthiş bir filmdir o. Kızın "terabithia" dediği andaki gülüşünü hep kıskanmışımdır. Filmin ortasında, o gülüş acımasızca solsa da, ardından inşa edilen o köprü, düş dünyamızdan bize ulaşacak umudun yolu olur adeta. Sonuçta tüm bunlar kendi yaşamlarımızda da var, değil mi?

Özenle seçilen iletişim araçları
"Nasıl iyi olunur "gösterilir, "nasıl kötülenir" söylenir! (1)

Sıfır
Tarafsız olmak. Sıfır budur işte! O, ismi değer sıfır, kişinin kendisi ile seçimleri arasında yapmak istediği anlaşmaya hazırlık anıdır; Doğal sayılar yaşamında, henüz yazılmamış maddelerin başlangıcıdır. Sonrasında, yön oluştuğunda 1. , 2. ve 3. gelir; ardı ardına... Not: Gerçel sayılar ne iş, sonra araştır!

Ha ha! Eğer pişmansan!
Eninde sonunda feda etmek zorunda kalır mısın bazı değerlerini? O an, bir an, aniden gelebilir. Pişmanlık olarak tanımladığın, aklın başındayken, kendi iradenle isteyerek verdiğin bir kararsa, sonrasında söyleyeceğin “keşke olmasaydı” hayıflanman ne kadar gereksiz olacaktır. Onun oluşturduğu pişmanlık duygusu, yeni alacağın kararlara ders olabilsin yeter ki!

Nehirde seyir ederken
Biri diğerinin teknesini devirmeye çalışıyor. Akan suda, an gelip konumunun değişebileceğini, ani bir savrulma ile yerini arkadan gelene bırakabileceğini "ön görmez" misin?

Evden işe, işten eve amansız yolculuklar
Merak ettiğim, dolmuşta ya da metroda, arkada oturan şu 2 kişi, önde oturan bu 3. kişinin duyarlılıklarının farkında mıdır acaba? İnsan yaşamında, birbirinden bağımsız ve habersiz o kadar çok paylaşım ve etkileşim var ki; ve bunların hiç birini bilme öğrenme şansımız olmuyor ne yazık ki. Belki de olması gerekmiyor, pek emin değilim!

Türk filmi dedikoduları
Ben Suzan Avcı'yı severim. Bana daha bilge geliyor. En azından duruşu net ve kesin; ayrıca kendinden de emin. Lafı dolandırmadan, filmin jönünü elde etmek istiyor. Şımarık ve numara yapan kişi ise senaristten ya da filmin yönetmeninden torpilli Türkan Şoray oluyor. Benden duymuş olmayın. Esas oğlanı sevdiği görüntüsüne ise aldanmayın. O, geceleri, şu çay bahçesi sahnesinde servis yapan garson ile buluşuyor.

İyi geceler
Gündüz 5 dakikalık uykunun da tadına varılmaz hani. Patrondan uyku için kıvrılacak bir yer talep etmek istiyorum.

Nereden baktığın önemli
Önemli olan, insanın kendini nasıl gördüğüdür. Kişi, başkalarının durumuna ve pozisyonumuza göre biçimlendirir kendini ister istemez. Halbuki o, başkalarının haline kafa yormaktansa, kendisi ile bütünleşik olmaya çabalamalıdır. Kendinden emin olduğu, tutarlı olduğu bir duruşun mücadelesini vermelidir.


-
Görsel: Adlige In Der Fallgrube, Joan Miro
(1): Pink Floyd, The Final Cut albümden bir şiirden

 
Toplam blog
: 136
: 1494
Kayıt tarihi
: 16.02.07
 
 

Yaşam ışığını 1968 yılında Bafra’da gördü. İnşaat Mühendisi ve aynı sektörde yazılım geliştiren bir ..