Yedi genci kim öldürdü?

2009 Yılı Ankarada can veren gençlerin aileleri için, bir karabasan gibi geldi. Hepimiz büyük üzüntü içindeyiz ama yine ateş düştüğü yeri yakıyor. Bizler bir kaç gün sonra unutacağız; ancak anneler ve babalar asla unutmayacak!

Her işimizde olduğu gibi, bu faciayı da siyasete bulaştırmak için, özel gayretler başladı.. Bu da işin bir başka üzücü yönü..

Aslında "kaza" tahliye borusunun çatlak olmasından kaynaklanıyor. Muhtemelen bu boru önceden çatlaktı; ancak Yılbaşı günü geç saatlere kadar yandığı ve rüzgar da ters estiği için, karbondioksit içeriye sızdı.

Uzun bir gecenin yorgunluğu ve bir hoşluğu içeresinde gençler de bunu farkedemediler.. Farkettiklerinde ise, artık çok geçti.

Keşke, bu evin kıracısı gençler, önceden bu tahliye borusunu kontrol etselerdi.
Keşke, içlerinden birisi gaz sızıntısının erken farkına varsaydı..
Keşke, evde kalan anne, o gün kendi evine dönmeseydi.
Keşke..ş u olsaydı, bu olsaydı.

Ama, olacak olan oluyor işte!...

Şimdi, ille de bir "suçlu" bulunacak ya, fatura, olay günü "talihsiz bir gaf" yapan Başkentgaz Genel Müdürüne çıkarılıyor. Burdan hareketle, "Bu yedi genci Melih Gökçek öldürdü.." sonucuna varılırsa, hiç şaşırmam!

Yanlış!.. Bütün bunlar yanlış..

Hepimiz aynı yaşta çocukları var.. Bir gün evden gitseniz, ev darmadağın oluyor. Ne ışıklar söndürülmüş, ne kalorifer kazanı kapatılmış...

Gençlik böyle bir şey işte.. Özellikle de günümüz gençliği çok "rahat", çok "umarsız".... Belki de aşırı ilgimizle, biz onları böyle yaptık..

Bu acıdan ders çıkaralım; işi siyasi boyutlara çekip, ölümlerden "iktidar" devşirmeye girişmeyelim.

Allah kalanlarına sabır versin.. Onların işi gidenlerden daha zor çünkü..