Yediğimiz içtiğimiz şeylerin hem faydasının hem de zararının olması ölçülü kullanalım diye

Zararı yoksa bir de seviyorsak çuvalla yeriz, işin hikmeti burada. Bu yüzden yediğimiz içtiğimiz her şeyin faydası da var zararı da. Değilse insanın yiyeceği içeceği şey niye zararlı olsun, niye yan etkisi olsun.

Hayatın bu yönünde sanki bilinç var, gizli bir el yaşamı düzenliyor gibi; ama tesadüf de olabilir, mevcuda göre davranış geliştiriyoruzdur belki.

Öyle ya da böyle önümüzde bir durum var, kendi şartlarımıza göre uygunluk yaratmalıyız; yediğimiz içtiğimiz şeylerin hem zararı hem de yararı varsa çok yiyince zarar göreceğimizi, az yiyince zarar görmeyeceğimizi ama bu sefer de yeterince yararlanamayacağımızı bileceğiz.

Bunun için ilahlar gökten terazi yollayacak değil; kabak faydalı, biraz fazla ye de gör faydayı!

İnsanlarımız bu yazdığımız konuyu(yediğimiz içtiğimiz şeylerin hem faydalı hem de zararlı olmasının nedeninin ölçülü kullanalım diye olduğunu)bilmiyorlar. Bu durum, bizim olduğumuz gibi diğer canlılar için de böyle.

Zararı olmasa her gün kaymaklı şöbiyet yerdim. Az yemem gerektiği için yanına petetis koydum. Ondan da az yemem gerektiği için yanlarına bir bardak su koydum; böyle!

Yalnız, bu ölçünün ne olduğu/olması gerektiği, ne kadar olduğu/olması gerektiği büyük sorun ve yetkili denen insanlar bu konuda hiçbir şey yapmıyorlar.

Yediğimiz içtiğimiz şeylerin hem faydasının hem de zararının olması ölçülü kullanalım diye, diyoruz ya, böyle bir bilimsel tespit yok. Kerim Korkut’un iddiası; böyledir herhalde.