Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Eylül '10

 
Kategori
Eğitim
 

Yeni eğitim ve öğretim yılına merhaba

Yeni eğitim ve öğretim yılına merhaba
 

Yeni bir eğitim ve öğretim yılına girmiş bulunuyoruz. 20 Eylül 2010 pazartesi günü okullarımız açıldı. Mavi önlüklü, ak yakalı öğrencilerimiz okullarına ve sevgili öğretmenlerine kavuştular, ileri sınıflara geçenler eski öğretmenleriyle bir kez daha buluştular. Yeni eğitime başlayan çocuklar, çekinerek de olsa yeni arkadaşlarına ve sevimli öğretmenlerine kavuşup öğrenci olmanın gururunu yaşadılar. 

Okullarımızda sevinç, neşe yeniden tazelendi, çarşının, pazarın yüzü güldü desem yeridir. Okullar açılınca ortamın havası değişti. Çarşıya, pazara bir heyecan, bir canlılık , renk geldi. Alış verişler başladı, Kitapçıların, kırtasiyecilerin ve konfeksiyon ( hazır giyim ) satan mağazaların havası birden ana, baba gününe dönüştü. Pazarcıların yüzü güldü. 

Bu yıl ilçemiz Söke’de ( 2010- 2011 ) Eğitim ve Öğretim yılında 1.690 civarında yeni öğrenci kaydı yapılmış, Söke genelinde ( köy artı şehir ), ilköğretim ve ortaöğretim okullarında toplam olarak 24.800 civarında öğrenci okullarına devam edeceklerdir. 45 İlköğretim, 12 lise toplam 57 okulda eğitim ve öğretim göreceklerdir. Bunların yanı sıra taşımalı eğitime devam eden öğrencilerimiz de vardır. Bu istatistik bilgileri öğrenciler ( gelip, gidecek yeni kayıtlar) bağlamında Kasım ayı sonunda değişebilir. 

Türkiye genelinde bu yıl ( 2010 – 2011 ) Eğitim / Öğretim yılında toplam 16 milyon öğrenci ve bunların yanında yaklaşık 600 bin öğretmen ders başı yapmış bulunmaktadır. Bu 16 milyon az bir rakam değildir, yarınlarımız için Türkiye’nin genç nüfusu demektir. Alkışlanmaya değer, sevindirici ümit verici bir tablodur. 

Ben bunları yazarken eski günlerimi hatırladım ( anımsadım). Bir nostalji ve sıla özlemi bağlamında öneme şak diye düşüverdi. 1955’lerde ilkokulu okuyacak yaştayım. O yılın yazında köyümüze sağlık ekipleri geliyorlar, köyde aşı yapacaklar. Rahmetli annem beni kolumdan tutarak sağlık memurlarının yanına götürdü. 

Orada bir grup sağlık memuru, doktor ve köyümüzün muhtarı A.Rahman Tarı Bey hazır bulunuyordu. “Bey “ dedim de gerçekten beyliye yakışan aydın, oturaklı, geleceği düşünen bir insandı. Daha doğrusu “adam gibi adamdı”. Öğretmen oluncaya değin o köyün değişmeyen muhtarı idi… 

Aşı olmak için, kuyrukta sıramızı bekliyoruz. Tombul, afacan biraz da yaramazım. Çok iyi hatırlıyorum. Bizler aşı olduktan sonra ekibin doktoru oradaki çocuklardan ( benimle birlikte ) beşini seçip, “Muhtara: “ Muhtar bey, bu çocukları okula göndermenizi tavsiye ediyorum, bu çocukları okula gönderin “ dediklerini halen hatırlıyorum. 

Aradan yarım asır geçmesine rağmen bu sözler kulaklarımda hâlâ taptaze çınlıyor. Doktor Bey’in söylemesi üzerine muhtarın ve babalarımızın yardımlarıyla ilçe merkezinin Merkez ilkokulu'na yazıldık. Türkülerde söylendiği gibi " artık biz de okullu olduk, sınıfları doldurduk ". Köyde ayrı bir yerimiz vardı, sevincimize dünya dardı desem yeridir. 

Köyümüzde okul yoktu. İlçeye en az 9–10 km kadar uzaklıktayız. Muhtar doktorun sözlerini tuttu. Tabi babalarımıza da söyledi. Beşimizin de önlükleri, elbiseleri, çantaları ve ayakkabıları aynen takım olarak alındı. Sabah okula gidiyor ve öğleden sonra saat 4.30 sularından ancak köye dönüyoruz. Araba filan yok. Köyde sadece bir, iki traktör vardı. Yağmurlu, karlı günlerde, ama her gün yayan yapıldak, baş açık yalınayak okula gidiyoruz. 

O tarihlerde sadece cumartesi yarım gündü. Pazar günü tatildi. İlkokulu başarıyla bitirdim, Ortaokulu sadece ben bitirdim, Çeşitli nedenlerden dolayı diğer arkadaşlarım okuyamadılar. Daha sonra Diyarbakır Erkek İlköğretmen Okulu’na devam ettim, ve bu günlere geldim. 

Aradan uzun yıllar geçti. Bir aşkla, bir sevgiyle başlamıştık okumaya. İyi ve çalışkan öğretmenlerin ellerinden yoğrulduk, okuduk ve de adam olduk. Bu yazıları yazıyorsam İlk ateşi yakan o saygın, yanaklarımı okşayan doktora ve köyümün değerli aydın, çalışkan vefakâr muhtarı sevgili A.Rahman Tarı Bey’e şükran borcum vardır. Tabi aileme ve beni yetiştiren değerli öğretmenlerime de minnet borcum vardır. 

Tüm emeği geçenleri rahmetle ve saygıyla anıyorum. Ama illa ki A. Rahman Tarı Bey’i her zaman rahmetle anmadan geçemiyorum. Mekânı cennet olsun… Çünkü sevimli, babacan doktorun sözleri ciddiye almış ve yabana atmamıştı. 

Ha, az kala unutuyordum, bunu yazmadan edemiyorum: Giysilerimizin çantalarımızın, kalem defter v.s.yapılan tüm harcamaları kendi cebinden ödemiş ve babalarımızdan tek kuruş bile almamıştı. 

Zor şartlar da okudum. Orta halli fakir bir aile çocuğu idim. Hiç unutmam okula gittiğimiz günlerde her gün için annem bana sadece 25 kuruş veriyordu. 15 kuruş helva ve 10 kuruşa ekmek alıp öğle yemeğini yediğimi anımsıyorum. Bazen de evden ekmek, peynir, haşlanmış yumurta veya zeytin götürüyordum. Bunları sınıfın bir köşesinde sıkıla, utana yerken utanıyordum. Ben bu şartlarda okudum. 

Şimdi ki öğrenciler çok şanslı, devlet kitaplarını, giysilerini veriyor, ( YİBO gibi okullarda), üstelikle öğle yemeğini de veriyor. Yanılmıyorsam bir miktar harçlıkta alıyorlar. 

1981 / 1985 yılları arasında YİBO’larda ( Yatılı İlköğretim Bölge Okulları)’ nda idareci olduğum günlerde devlet çocukların tüm masraflarını karşıladığı gibi öğrenci başına aylık bir miktar harçlıkta veriyordu. Öğrencilere sadece okumak ve çalışmak düşüyordu. 

Şimdiki öğrencilerin ( harçlıklarını beğenmeyenlerin ), bundan ibret almalarını tavsiye ediyorum. Aslında hayatım başlı başına bir romandır, bir gün bunları elbette yazacağım. Yüce Mevla’m sağlık verirse tabi… 

İlkokul ve orta dereceli okullarımızda ki öğrencilerimizin bu yazımı okuyacaklarını pek sanmıyorum, . Bu yazımı okuyan Sayın velilerimizin sadece bu iki paragrafı çocuklarına okumalarını sağlık veriyorum.Okumanın, çalışmanın ne demek olduğunu öğrenmeleri bağlamında.. Teknoloji ve bilgisayar ( bilgi sunar) çağındayız. Bu açıdan öğrencilerimizi ve öğretmenlerimizi çok şanslı görüyorum.Kaldığımız evlerde eletrik olmadığı gibi radyo dahi yoktu, evlerimize gazete hiç gelmiyordu. Bu koşullarda okumak ne denli zordu... Ya şimdi ? 

Yeni Eğitim / Öğretim yılında, öğretmenlerimize, velilerimize ve sevgili öğrencilerimize önemli görevler düşüyor. Tereciye tere satmak niyetinde değilim. Ancak öğretmenlerimize güveniyorum. Tüm öğrencilerimize, öğretmenlerimize ve velilerimize sağlıklı, başarılı bir yıl olmasını diliyor, saygılarımı sunuyorum.

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..