Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Aralık '13

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Yeni Kıdem Tazminatına göre, patronların yatını, katını kim ödeyecek?

Yeni Kıdem Tazminatına göre, patronların yatını, katını kim ödeyecek?
 

Uzun zamandan beri ülkenin gündeminde olan ve iş barışını(!) tehdit eden “Kıdem Tazminatı” olayı hala bir sonuca bağlanmadı.

Yeni düzenleme ile ‘İşçi Haklarından’ geri dönüş sinyali veren iktidar partisi, seçimler yaklaşırken, böyle bir düzenlemeye cesaret edemiyor gibi görünüyor. Ancak işverenlerin baskısını da göğüsleyemiyor gibi görünüyor.

Ne yapıp edip işverenlerin kıdem tazminatı ödemekten kurtarmaya çalışan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in, işsizlerin güvencesi olan İşsizlik Sigortası Fonu’nun dibine kibrit suyu ekmeye planladığı anlaşıldı. Bakan Çelik'in skandal planı, AKP'nin, çalışanların kıdem tazminatlarını yiyen; sonra da “Ağır, ödeyemiyorum” diyen bazı işadamlarının yata, kata, jete, metrese yaptıkları harcamaları halka ödeteceğini gösteriyor.

Bakan Çelik, kıdem tazminatı fonu kurulmasına ilişkin yasa taslağına ilişkin pazarlıklarda getirdiği formül son derece tehlikeli. Formül, çalışanlara şu anda olduğu gibi her yıl için 1 aylık ücret kadar tazminat ödenmesini öngörüyor. Ancak bu ödeme bu kez işverenler tarafından değil, kurulacak fon tarafından ödenecek. Her ay için 30 gün tazminat ödenmesi için çalışanlar için aylık yüzde 8.3 oranında primin fona yatırılması gerekiyor. Çelik’in formülüne göre; bu primin 2 puanlık bölümü devlet, 2 puanlık bölümü de İşsizlik Sigortası Fonu’na şu anda yapılan kesintilerden yapılan aktarmayla karşılanacak.

Bu formül, iktidar partisinin ağır toplarından ve Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın da yeşil ışık yaktığı basına yansıyor.

İşsizlik Sigortası Fonu’na şu anda çalışanlardan kesilen primin oranı yüzde 4. Bunun bir puanlık bölümü çalışanların maaşlarından kesiliyor. Primin 2 puanlık bölümünü işverenler, bir puanlık bölümünü de devlet karşılıyor.

Eğer Bakan Çelik’in önerisini sendikalar da kabul eder ve yasalaşırsa o zaman İşsizlik Fonu’na yapılan kesinti yüzde 50 azalmış olacak. Bu da fona giren paranın azalmasına yol açacak. Fon her yıl onbinlerce insana işsizlik maaşı ödüyor.  Gelirleri azalırken bir de ülkede bir ekonomik kriz yaşanırsa fonda birikmiş durumda olan paralar bir anda eriyip yok olabilecek. Kriz olmasa bile gelirleri düşeceği için fondaki birikmiş olan 68.5 milyar liralık para zaman içinde eriyip gidecek. Böylece çalışanların işsiz kaldıklarında tek güvencesi olan fon fiilen ortadan kalkacak.

Fona yapılan kesintilerden kıdem tazminatı fonuna aktarılacak bölümün işverenlerin yaptığı 2 puanlık bölümden yapılmasına kesin gözüyle bakılıyor. Böylece işverenlerin İşsizlik Fonu’na şu anda yaptıkları ödeme yüzde 50 azalmış olacak. Bu para işverenlerin cebinde kalacak. Dolayısıyla fonda birikmiş 68.5 milyar liralık paranın en az yüzde 25’lik bölümü; 17 milyarlık bölümü, AKP Hükümeti tarafından işsizlerin cebinden alınıp işverenlerin cebine konulmuş olacak.

İşsizlik Fonu için yapılan kesintilere devletin yaptığı yüzde 25’lik katkı İşsizlik Fonu’na değil de kıdem tazminatı fonuna aktarılırsa bütçeye bir yük gelmeyecek. Ancak işverenlerin ödemesi gereken kıdem tazminatlarını milyonlarca vergi mükellefi ödemiş olacak. Yani işverenlerin kendi çalışanları için ödemesi gereken tazminatı hiçbir suçu, hiçbir sorumluluğu olmayan halk ödeyecek.

Eğer devletin şu anda işsiz kalan insanlara destek olmak için ödediği yüzde 25 oranındaki katkıya ek olarak bir de kıdem tazminatı fonu için yüzde 25 katkı payı öderse yine birçok insan çalıştırıp para kazanan işverenlerin ödemesi gereken tazminatları devlet ödemiş olacak. Bir başka deyişle; çalışanlarına ödeyeceği kıdem tazminatları için her ay düzenli para ayırması, bunu ayrı hesapta toplaması gerekirken, bu paraları yiyen bazı işverenlerin özel jetlere, lüks yatlara, pahalı ciplere, ultra lüks rezidans katlara yaptığı, buralarda metresleriyle gününü gün ederken savurduğu paraları halk ödeyecek. 

Eğer ikinci yüzde 25’lik katkı payı getirilirse bütçeye ağır bir yük de gelmiş olacak. AKP’nin harcamaları giderek artırması nedeniyle gelecek katkı payı, büyük bir olasılıkla bütçede, 2001’de yaşanan büyük ekonomik krizin nedeni olan kara deliklerden birinin daha ortaya çıkmasına yol açacak.

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..