Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mart '21

 
Kategori
Sosyoloji
 

Yeni Kınalı Hasan Selim Kiraz

 

Masum ve adil savcı, cübbeli kurban veya yeni bir kınalı Hasan. Kimden mi söz ediyorum? Merhum şehit savcı Mehmet Selim Kiraz’dan

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz, 31 Mart 2015'te teröristler tarafından makamında şehit edildi. Geride bıraktığı onurlu yaşamı, görevinde her zaman adaleti ve hakkı öncelemesi, Anadolu kokan hikayesi ve ülkeyi bütünleştiren kişiliği ile toplumda derin izler bıraktı. Aradan altı yıl gibi bir zaman geçmesine rağmen bugün hala “unutulmayanlar” arasında haklı bir yer edinmişse, bunda saydığım özelliklerin çok büyük bir payı var.

O gün toplum, gerçi çok büyük bir acı yaşadı. Ailesi büyük bir travma ile yıkıldı, ama geride örnek bir hayat bıraktı.  Bütünleştirici kimliği ile büyük bir görevi yerine getirdi.

Öncelikle o gün, Berkin Elvan’nin hayatını kaybetmesini bahane ederek adliyeyi basıp Savcı Kiraz’ı katledenler, çatlak sesleri hesaba katmazsak, toplumun ortak tepkisinin terör üzerine odaklanmasına da vesile oldular. Bunların yaptıklarına Berkin Elvan’ın ailesi bile isyan etmişti. Basına “teröristler  bizi kullanıyor” diye beyanat verdiler.

Gelinen olumlu noktada Adliyedeki terörün dış kaynaklı olmasının anlaşılması yanında, “masum ve adil Savcı” sıfatlarını taşıyan tam bir Anadolu çocuğu olan “cübbeli kurbanın” kimliği de büyük rol oynamıştı. Çünkü onların bildiğinin aksine, şehit savcının hem Berkin Elvan olayı konusunda duyarlı ve adil birisi olduğu anlaşılmış hem de Türkiye’de her bölgenin ve herkesin kendisinden bir şeyler bulabileceği bir hikâyesinin olduğu öğrenilmişti. Adil ve tarafsız bir savcı olmasının yanında, Siirtli olup, Mersin’de memur bir babanın tek erkek çocuğu olarak yaşaması, öğrenci iken terzilik yaparak eğitimini tamamlaması bunlardan sadece birkaçıydı.

Şehit Savcının bu özelliklerinin hedeflenen kaosun ters tepmesindeki etkisine baktığımızda, kendisinin, Çanakkale Savaşında vatana kurban verilen Yozgatlı kınalı Hasan’a ne kadar da benzediğini gördük. Sanki bir paratoner gibi şiddet ve kaos şimşeklerine karşı verilmiş bir kurban olduğunu düşündük.  O değil de, başka biri veya başka bir olay olsaydı o dış kaynaklı plan belki de o kadar net anlaşılmayacak ve bilmeden teröre pirim verecekti.

Anlaşıldığı içindir ki onun şahsında toplumun büyük bir kesimi tarafından teröre karşı alınan ortak tutum, yeni terör eylemleri planlayanların heveslerini kursaklarında bıraktı.

Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşımızı yazdıktan sonra şu manidar duayı mırıldanır: “Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazmayı nasıp etmesin!” Biz de tüm yüreğimizle diyoruz ki, ‘Allah bu millete bir daha böyle kurbanlar nasip etmesin.”

Ruhun şad olsun sayın Savcım!

 
Toplam blog
: 81
: 623
Kayıt tarihi
: 18.10.17
 
 

1963 yılında dünyaya geldim. 1985 yılında Atatürk Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde..