Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Aralık '10

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Yeni yılda pusulam yine 3S’i gösteriyor

Yeni yılda pusulam yine 3S’i gösteriyor
 

Yılın sonları telaşlı geçer. İş yoğunluğu, yılbaşında ne yapacağım, kime ne alacağım telaşı, bir şirket partisinden diğerine koşturma derken en önemli varlığımızı, kendimizi unuttuğumuz günler bunlar.

Oysa, yeni bir yılı karşılamanın en güzel, en heyecan verici tarafı, yeni hedefler koymak. ‘5 kilo vermek, daha çok kitap okumak, harcamaları kontrol altına almak gibi” klişelerin ötesinde yaşamlarımıza değer katacak, günlerimizi zenginleştirip anlamlı kılacak hedeflerden bahsediyorum tabii.

Geçen yılın bitmesini birkaç gün kala, 2010’a dair hiçbir planımızın olmadığını dehşetle fark edip, can dostum Bibi ile iki kişilik bir arama konferansı yaptık.

Sonunda bizi en çok neyin mutlu ettiğini bulup, 2010 hedeflerimizi belirledik.

Üzerine bir de slogan yazdık;

“2010, Bibi ve Şule için 3S yılı olacak.”

3S’in açılımı şu: Spor, Seyahat ve Sanat.

Ben muhasebemi hafta sonu yaptım. Hedeflerimi yüzde 80 tutturmuşum.

Eksik kaldığım tek alan spor. Yılın ilk aylarında ‘ilaç niyetine’ devam ettiğim ama oldum olası sevemediğim salonların kapısından yazdan beri geçmez oldu.

Çin seyahatim, yılın en unutulmaz olayıydı. Konfüçyüs’ün topraklarını, Buddha’yı, Çin’in kadim ve gizemli tarihini, 500 yıllık kara kutusu Yasak Sarayı, geleneksel başkent Xian’ın toprak savaşçılarını, Şangay’ın ultra modernizmini keşfetmek tarif edilemeyecek kadar heyecanlıydı.

Sanat tarafında ise kelimenin tam anlamıyla eşsiz bir yıl yaşadık.

Yılın ilk günlerinde Beyoğlu’nun yeni sanat tapınağı Borusan Müzik Evi’nin, Mercan Dede ve Carlito’lu efsane açılışı, birinci yılını yine Mercan Dede ve Cem Adrian’la tamamladı.

Müzik Evi sadece müziğin evi olmakla kalmadı. Art Center İstanbul’da yetişen genç çağdaş sanatçılara Kozmik Latte sergisinde ev sahipliği yaparak geleceğin yıldızlarının habercisi oldu.

Madde ve Işık gibi eşi benzeri görülmemiş bir sergiyle, 30 bine yakın sanat severe algılarını, bildiklerini yeniden sorgulattı. Serginin en iddialı eseri olan ses ve ışık havuzunun başında yaptığım meditasyon seanslarını hiç unutamayacağım.

İstanbul Modern iki önemli çağdaş sanatçının sergisiyle yıla damgasını vurdu: Hüseyin Çağlayan ve Kutluğ Ataman. Çağlayan’la tasarımın çağdaş sanatla buluştu o sihirli çizgiyi keşfederken, Ataman ‘İçimizdeki Düşman’ı ortaya çıkardı.

Ataman’ın marjinal bireylerin yaşamlarını ve bilinçaltlarını konu eden ve en iddialı çalışmalarını bir araya getirdiği retrospektifi yılın en bomba sanat olaylarından biri oldu.

Sakıp Sabancı Müzesi, İstanbul’un 8000 yıllık tarihini gözler önüne serdiği ‘Efsane İstanbul’ sergisiyle, sanıyorum benim gibi binlerce kişinin bu kente duyduğu aşkı yeniden alevlendirdi.

Boris Micca’nın tasarladığı Kubbe, İstanbul camiilerine bir başka gözle bakmama neden oldu.

Pera Müzesi’nde Botero’yu, Japon Medya Sanatları’nı ve Csontvary’i büyük bir hazla yakından tanıdım. Ve Müze’den yeni yılın ilk hediyesini aldık: Frida Kahlo ve Diego Rivera Sergisi’yle 20. yüzyılın en büyük aşklarından birine tanık olmanın mutluluğunu yaşayacağız

Tophane’nin ‘mağdur’ ve bir o kadar da provakatif sergilerinden, Contemporary İstanbul’un ‘sosyetik’ sanat fuarına kadar her sergiden çoğaldığımı hissederek çıktığımı söyleyebilirim.

Ve konserler;

İstanbul Uluslar arası Klasik Müzik Festivali’nde birçok yıldızı dünya gözüyle görme şansı elde ettik. Çinli dahi piyanist Lang Lang, yaşayan en büyük besteci Avro Part, dünyanın en karizmatik orkestra şefi Riccardo Muti ve tabii Viyana Filarmoni sadece birkaçı.

Lang Lang ve annesiyle ile yaptığım kısa sohbet hayatımın en unutulmaz anlarından biri oldu.

İstanbul 2010 Ajansı’nın performansı yıl boyunca sorgulandı ama Atatürk Olimpiyat Stadı’ndaki U2 konseri ile kendini büyük ölçüde affettirdi.

Yılın en önemli ve son konseri BİFO&Fazıl Say’dan geldi. Bu yıl Salzburg Festivali’nin Açılış Etkinlikleri kapsamından konser vererek yüzümüzü ağartan BİFO ve Fazıl Say, üç günlük Festival’de beş bine yakın sanat severi Nirvana’ya erdirdi.

Caz konserleri, tiyatrolar, sinemalar, performanslar ve daha sayısız birçok sanat etkinliği bu yıl hayatımızı taçlandırdı. Tabii, bir dolu etkinliği kaçırmak da ciddi bir ‘sanat stresine’ yol açtı.

Sanat, ilham veriyor; Şaşırtıyor. Yüceltiyor.

Farklılıkların, başka dünyaların, başka yolların var olduğunu hatırlatıyor.

Sanat iyi geliyor; Sıradanlığa, monotonluğa, yalnızlığa, kalabalıklarda kaybolmaya…

Sanat yüceltiyor; Hoşgörüyle, bilgiyle, inançla, tutkuyla…

Ben 3S hedeflerime tam gaz devam ediyorum.

Yılbaşında Bibi ile Roma’da olacağız. Bu yıl açılan ve Avrupa’nın en iddialı çağdaş sanat galerisi olan Maxxi’yi gezmek en heyecanlı planımız.

2011’in sanattan keyif alacağımız bir yıl olmasını dilerim.

 
Kayıt tarihi
: 16.07.10
 
 

Milliyet Yazar..