Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ocak '09

 
Kategori
Öykü
 

Yeniden var mısın?

Yeniden var mısın?
 

alıntı


Bölüm 3

Ertesi sabah erkenden gözleri açıldı,yatakta biraz oyalandıktan sonra kendisini üzgün ve yorgun hissederek banyoya yöneldi.Aynadaki yansıması gerçekten hiç hoş gözükmüyordu.Bir süre aynada kendine baktı ve aklından buraya geçmişi silmek için geldiği halde neden bu kadar korkunç görünmekten kendini alamadığını geçirdi.

Bir duş yapmak iyi gelir diye düşünerek suyun altına girdi,yarım saat boyunca ılık su bedeninden akıp giderken yaşantısını ve mutsuzluğunu düşündü durdu.Sonunda banyodan çıktı.

Yatağın ucuna oturdu ve televizyona bir göz attı,haberler,programlar derken pekte bir şey bulamadan bir müzik kanalında durdu.Müzik dinlerken saçlarını kurutuyordu.Saçlarını yine tepesinde toplamıştı,bu hal ona çok yakışıyordu,kızıl saçları beyaz teni ve renkli gözleriyle güzel bir uyum sağlıyordu.Üzerine giydiği boğazlı kazak ve kotuyla bile oldukça sevimli gözüküyordu.

Küçük balkonun kapısını açtı ve dışarı çıktı,sabahın sessizliği doğanın sesleri ile bölünüyordu.Cıvıl cıvıl öten kuşlar,arada bir haberleşir gibi art arada havlayan köpekler,hafif rüzgarın etkisiyle şıkırdayan kurumuş ama dalından düşmemiş yapraklarla burası gerçekten çok güzeldi.

Bu güzellik karşısında daha fazla duramadan sandalyeyi balkona çıkardı,hiç yanından ayırmadığı defterini bavuldan aldı ve bir kalemle bu detayların güzelliğini kara kalemle de olsa resim etmek istedi.Uzaktan görünen dağlar,dağlar arasında süzülen göl,uçan kuşlar arada bir başını gösteren güneş…Kara kalemle bile öyle güzel canlandırmıştı ki bunları,içi rahatlamış gibi hissediyordu,biran baktı ve defteri kapatıp içeri girdi.

En sevdiği şey olan resim,mesleği bile karanlık ruhunu yansıtıyor gibi düşündü.

Defterini yatağın üzerine bıraktı ve odadan çıktı.

Aşağı indiğinde kahvaltı için personelin hazırlık telaşında olduğunu gördü,henüz erkendi kahvaltı için,biraz otel çevresinde dolaşmaya çıktı.Akşam yemekte izlediği küçük bahçede banklardan birine oturdu,beyaz kedi hala oralarda dolaşıyordu onu, bahçeyi,bahçe önünden geçen ve yürüyüşten gelen otel sakinlerini,kasabanın halkından oluşan insanların günlük telaşlarını tebessümle izledi.

Acıktığını hissetti ve vakitte hayli olmuştu,yemek sonrası oda bir yürüyüşe çıksa daha iyi hissedecekti ve vakit kaybetmeden restorana girdi.

Bir kupa çay ve biraz kahvaltılıkla köşedeki masalardan birine oturdu.Dün akşamki ruh hali nedeniyle bir şeyde yiyememişti ve hayli açıkmış olarak bütün aldıklarını sildi süpürdü.

Yemekten önce aklından geçirdiği gibi yürüyüş yapmak için otelden çıktı.

Otelin önünden uzanıp giden çakıllı kıyı yoluna indi,bir yani kavak ağaçları ve yeşilliklerle,bir yani ise gölde balık tutan insanlar ve sandallarla uzanan yolda uzun uzun yürüdü.

Bu sevimli yolda yürürken de hala sıkıcı şeyleri düşündüğünü hissetti.Aklında cevabını bulamadığı sorular,kendi ile yaptığı hesaplaşmalar.Bu tatil bunlardan uzaklaşmak içindi,oysa hepsi hala içinde aklındaydı,bu böyle devam edemezdi,neden kendine bazı şeyleri söylemekten böyle delice korkuyordu ki!!!…

Bütün bu düşünceler içinde insanlardan iyice uzaklaştığını düşündüğü bir kuytuya koyulmuş bankları gördü,uzunca yürümüş ve yorulmuştu.Bu yürüyüşün bir başlangıç olmasını ve tatil dönüşü iyi hissetmek içinde kendiyle hesaplaşıp otele dönmeye karar verdi.Bir süre hafif rüzgar esintisinde salınan sulara baktı.Az önce düşündüğü şeyleri yeniden düşündü.Her şeyi,hem de en başından…

‘’Neden buradayım ? Neden bu kadar yıkık dökük hissediyorum?Neden aradan geçen altı aya rağmen salaklıklarımı kabullenemiyorum?’’ Gibi sorular sorup duruyor her soruda biraz daha sinirleniyordu.Soruları soruyor cevapları veriyordu ve bir türlü rahatlayamıyordu.

‘’Neden buradayım? Yıkılmış kendimi yeniden bulmak için…

Neden bu kadar yıkıldım?Fazla aşık olduğum ve güvendiğim için…

Neden hala aldatıldığıma bu kadar yanıyorum? Çünkü sindiremiyorum.O aldattıysa benimde yanlışlarım vardır elbette.Ama ben nasıl bu kadar salak oldum da üç yıllık ilişkinin üçte ikisinde aldatıldığım halde hissetmedim?...’’

Sonunda bunu kabul ediyordu evet yıllardır sevdiği,zaman verdiği emek verdiği, sevgilim,doğru insan dediği aşkı tarafından aldatılmıştı,hem de çok uzun zaman aldatılmıştı.Nedenini çözemese de gerçek buydu.Öğrendiğinde günlerce kimseyle konuşmamıştı,sormamıştı neden diye ne önemi vardı ki nedenin aldatılmıştı işte.İlişkisini bitirmişti,üzerinden altı ay geçmişti ama hala içi sızlıyordu aşktan mı yoksa hayal kırıklığından mıydı bu yangın tam olarak bilemese de çok acı çektiği ortadaydı.

Tatile gelmişti çünkü artık yaşadıklarını,hatalarını ve her şeyi silip unutmak istiyordu.

Saatlerce bu bankta sorular sordu yanıtlar verdi,kimi zaman karşısında bir insan var gibi eliyle koluyla kavga eder gibi yüksek sesle,kimi zaman gözyaşlarıyla sordu ve cevapladı yaşadıklarını.Bazen volta atar gibi bir sağa bir sola hızla yürüdü kimi zaman yüzünü göle dönüp sulara haykırdı…

Saatler sonra kendini bir çuval gibi yorgunlukla banka bıraktı.Artık soru sormuyor cevap aramıyordu,sonunda bitmişti bu hesaplaşma,iyi gelmişti yüreğine.Artık acı çekmiyor ve ağlamıyordu.Sessiz ve yorgun doğayı dinliyordu.

En başından beri kendini izleyen uzakta balık tutan adam sakinleştiğini görünce ve merakını gidermek istercesine yanına yaklaştı,sanki orda değilmiş gibi oltasını suya uzattı ve sigarasını ağzına alıp;

‘’Sigara iç istersen sinirlenince iyi gelir?!’’

Esra şaşkın,kızgın adama baktı.

‘’Hadi küçük hanım,saatlerdir seni izliyorum ne alıp veremediğin var sormayacağım ama bir sigara ikramı sadece iyi gelecek inan,ama kullanmıyorsan daha iyi’’ dedi.

Sigara kullanıyordu pek sık olmamakla ve şuanda birazda ondan hırsını alsa hiç fena olmazdı uzandı ve sigaradan aldı

‘’Teşekkür ederim’’ dedi

Adam sigarayı yaktı ve oltasının yanına gitti.Hiç konuşmadılar .Esra sigarayı atıp kalktı,adamın yanından geçerken yüzüne baktı.

‘’Yoo!Küçük hanım bu bakışı bilirim,ama sinirin geçti başka sigara yok’’ dedi

Esra gülümsedi.

‘’Sadece teşekkür edecektim’’ dedi.

‘’Teşekküre değecek bir şey yapmadım,ama bir tavsiye de bulunayım mı?Hayatı bu kadar ciddiye alma daha iyi hissedeceksindir.Gez doğaya doy,balık tut mesela iyi gelir’’ dedi.

‘’Doğa ve gezmek iyi gelebilir ama hiç balık tutmadım beceremem de zannediyorum’’.

‘’Bende yıllar önce hiç tutmamıştım ama öğrendim,oltayı suya at ve bekle sadece,bu kadar kolay…’’ dedi muzip bir gülümseme ile.’’İstersen sana öğretirim yarın sabah sandalla açılıp daha büyük balıklar yakalayacağım,sabah yedide ilerdeki sandalların oradan gideceğim gelirsen sana balık tutmayı öğretirim,’’.

‘’O kadar erken kalkabilir miyim bilmiyorum’’.

‘’Kalk ve gel inan iyi gelecektir hatta oltalar,börek ve çay benden.Daha ne istiyorsun ki bedava yemek ve sandalda sefa kalkmalısın bence küçük hanım’’.

‘’Elimden geleni yapacağım sabah kalkmak için’’ dedi,teşekkür etti yeniden ve yavaşça otele doğru yürüdü.

Odasına çıktığında gerçekten yorulmuştu ama daha sakindi.

Akşam yemeğine kadar yatağına uzandı ve düşündü.Kendisi ile hesabı bitmişti kafası bomboş ve içi rahattı,sorular yoktu kendisini daha iyi hissediyordu.Ve o adam kendini balık tutmaya çağırmaya da nasıl cesaret etmişti ki,hem gideceğini nereden biliyordu???


........................................

 
Toplam blog
: 205
: 4593
Kayıt tarihi
: 11.11.06
 
 

86nın bir kış günü doğmuşum, belki de ondadır kışı çok sevişim .Hayatın gerçeklerini görüp nefret..