Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Nisan '08

 
Kategori
Haber
 

Yeter artık yeter

Yeter artık yeter
 

"Akdeniz Üniversitesi öğrenci yurdunda, karşıt görüşlü öğrenciler arasında çıkan kavgada silahlar konuştu. Olaylarda, 7 öğrenci yaralandı, 34 kişi gözaltına alındı. Bir hafta önce Fatih Polis Merkezi’ne giden sol görüşlü öğrenci grubu, “Sağ görüşlü öğrenciler bize saldıracak. Bize yardımcı olun” diyerek şikâyette bulunmuştu.
Kampustaki Kredi ve Yurtlar Kurumu’na ait yurtta dün saat 16.30’da, karşıt görüşlü öğrenciler arasında kavga çıktı. Sivil polisler 150’şer kişiden oluşan iki grubun kavgasını ayırmakta güçlük çekince çevik kuvvet devreye girdi. Panzerlerle müdahale edilen olaylarda 7 öğrenci yaralandı."

Başakşehir’deki Çınar Koleji’nde çok sayıda türbanlı öğrenci okuyor. Okuldan kılık kıyafet yönetmeliğine aykırı olmasına rağmen türbanlarıyla çıkan öğrenciler, okul bahçesinde de öğretmenlerinden hiçbir uyarı almıyor

<ı>(haberler 07.04.2008 tarihli milliyet gazetesinden)

<ı>

Bir oyun oynanmaya başlandı yeniden. Kürt sorunu ülkeyi bölmek için yeterli olmadı, şimdi İslamcı Laik ayrılığına başladılar. 80 öncesi falan filan gibi sözler de etsek, geçmişin bugüne faydası yok. Olmamış da. “Ders alınsaydı , tarih tekerrür eder mi” diye ozanın söznü doğrularcasına bir yere doğru gidiyoruz ve gittiğimiz yer hiç yabancı değil, yalnızca zaman ve insanlar değişik.

İnsanlarımızın bu oyunlara alet olduğunu rahmetli uğur Mumcu ortaya koymuştu. Geçmişte sağcıyı da, solcuyu da vuran merminin aynı silahtan çıktığını kanıtlamıştı.

Türbanı bir özgürlük simgesi olmaktan çıkarıp cumhuriyete ve devrimlere karşı bir simge haline getirmek isteyenler başarılı oluyorlar duygusu bir korku şeklinde bir çok insanın yüreğini sarıyor ve sardı. Gözden uzak sanılan ortaokul ve liselerde türbanlı kız öğrenci uygulaması bir pervasızılık ve meydan okuma değil midir?

Bunun yanı sıra medya içimize öylesine kuşku tohumları ekti ki haberlerin resimli de olsa doğruluğundan kuşkulanır oldum.

Cumhuriyetle hesaplaşma gereği var mı acaba? Tarih hesaplaşmalar tamamlanmadan stabilizasyon olmadığını gösteriyor. Tarihin kanlı yollarından geçmemek için ne yapmalı? Çünkü tarih kan nehirlerini akıtan olaylar dizini sanki.

İnsanlık yerküredeki depremler gibi. Depremler nasıl yer kabuğunun yerine oturmasına yarıyor ise, veya başka bir deyişle olgunlaşmamış bir oluşum ancak depremler ile sağlamlaşıyorsa, insan toplulukları da depreme benzer çatışmalarla olgunlaşıyor, sağlamlaşıyor.tekerrür eden tarih barıştan değil hep savaşın tekerrüründen söz eder.

Belki biz diyordum, tarihin bu akışını tersine çevirecek sağduyuya ulaşmışızdır diyordum. Ama maalesef, bir düş kırıklığı yaşadıklarım. Çatışma ortamı oluşturuldu, taraflar yerlerine geçiyorlar. Bir akıllı yok ortalıkta bunu önleyecek. Herkesin elinde bir körük var şimdi, kor ateşleri yangına çevirmek isteyenlere alet olmak için sıradalar.

Madem akıl yok, ne olacaksa olsun, yetti artık bu gerginlik.

 
Toplam blog
: 283
: 1304
Kayıt tarihi
: 04.12.06
 
 

Nükleer fizik doktoru, şiir yazmaya çalışıyor, kalite yönetim sistemleri danışmanı, öykü deneme yaza..