Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

perihan reyhan ALKAN

http://blog.milliyet.com.tr/pra

14 Eylül '10

 
Kategori
Güncel
 

Yeterli değil ama...

Yeterli değil ama...
 

Hepsini anladım, anlıyordum da, yani EVET diyeni de, HAYIR diyeni de. Ortaya konulan keskin çizgilerle ikiye ayrımını kabul edemesem de anlıyordum nedenlerini. Bu nedenlerin gölgesinde pek çok görüş olduğunu da biliyorum ki bu tabloyla o da çok doğal.

Kimi gerçekten de her maddeye EVET diyordu… Bunların da kimi, futbol takımı tutar gibi parti tutuyor oluşlarından, kimi gerçekten iktidarla taban tabana aynı görüş, amaç ve arzuda oluştan, kimi çıkarından, kimi kandırılışından, kimi söylenildiği gibi, 12 Eylül sürecinde, işkence gören, ölen, hapislerde sürünen yakınlarının gerçekten hesabı sorulacak zannıyla, kimi de neyin ne olduğunu bilemeyip sadece görsellikle yetinerek, Müslüman ve Allah yolunda olduklarını sanışla… 

Kiminin de, ağabeyleri önerdi, doğrusu bu dedi, kiminin lideri, kiminin hoca efendisi… Her neyse, hepsini anladım yaptığım sohbetlerde gördüklerimden…

HAYIRcıları da anladım, endişeleri vardı, her ne kadar 12 Eylüle atıfla yapılmışsa da, ana nedeni gizlemek amaçlı birkaç güzel maddeyle gölgelenmişse de ki o maddelere zaten itirazı yoktu HAYIRcıların da. Dertleri zorları, onların da esas derdi zoru olan o iki maddeydi. Endişeleri vardı geleceğe yönelik, hem de pek çok açıdan korkuları ülke adına… 

Darbe yanlısı gösterilmeye çalışılsa da HAYIRcılar, aklı başındaların inanması mümkün değildi böyle bir şeye. Çünkü bu ülkede darbe yanlısı olan bir tek vatandaş bulamazdınız, hele de 12 Eylül sürecinden müşteki olmayan, o dönemin acılarından nasip almamış bir kişi gösteremezsiniz bana. Onların pek çoğu, hatta yakınları asılan, işkencelerle öldürülen, sakat kalan, yıllarca ağır şartlarda hapis yatan, kaybolanların yakınlarının darbeden yana olmaları mümkün müydü? Onca öfke, kin ve nefrete rağmen, HAYIR derler miydi? Demek ki altta yatan başka gerçekler vardı, demek ki bu ağza bal sürme olan 12 Eylül hesabı sorma değildi esas amaç, görebildiler bu gerçeği onlar. 

Hoş göremeyenleri de gerçekten hesap sorulacak zannındaydı ya…

İşin garibi EVETçiler de, HAYIRcılar da ülke çıkarı adına duruş sergiledikleri iddiasındaydı! 

Netice itibariyle hepsini anlıyorum… 

Anlamlandıramadıklarımdan biri ise, bu konuda, neye istinaden EVET ya da HAYIR? 

Çünkü adım gibi eminim, biri çıkıp aksini ispat etsin bileklerimi keserim ki büyük çoğunluk, her iki gruptan da, anayasayı açıp da mukayeseli okuyarak, üzerinde düşünerek demedi HAYIR ya da EVET’i. Olay genel seçim havasına sokuldu, güven oylaması havası estirildi, partiler arası güç gösterisi, hatta savaş gibi algılandı pek çok kişice ve sonuçta da sen-ben, siz-biz kavgasına döndü EVET-HAYIR olayı, yani referandum. Pek çok kişi neyi oyladığından bile bihaberdi. Anayasaya oylaması unutuldu adeta. 

İşe de yaramadı değil hani! Sonuç da tahminimce oldu. Hiç şaşırmadım, bekliyordum, hatta daha büyük oran bekliyordum gözlemlerimden yola çıkışla, o nedenle benim için hiç sürpriz olmadığı gibi hayal kırıklığı da yaşamadım…

İlke edindiğim bir görüşüm var kendimi bildim bileli. KİMSEYİ SEVMEK ZORUNDA DEĞİLİZ, SAYGI DUYMAK ZORUNDA DA DEĞİLİZ, LAKİN SAYGILI DAVRANMAK ZORUNDAYIZ. Oylama öncesi en üzüldüğüm konu da buydu zaten; saygısız söylemler, hakaretler, küfürler… Bir bakıma da iyi olmuştu, insanımızın terbiye, nezaket, seviye ve sosyal iletişim becerisinden yoksunluğuna kanıt olmuş, gerçek seviyesini de göstermişti. Fikir teatisinde bulunup tartışmanın ne olduğundan, nezaket ve nezahetinden de bihaber olduğumuzun göstergesi oldu bu süreç! 

Tek anlamadığım bu YETERSİZ AMA EVETÇİLER!

Bir anlayan varsa, lütfen bana izah etsin bu ne demeye geliyor? 

Gerçi siz ortaya sadece kesin çizgili iki seçenek koyar da, seç birini derseniz, böyle bir yanıt da doğal, garipsenmemeli aslında. Ama ben yine de garipsiyorum. 

İnsanın bir görüşü vardır, o görüş doğrultusunda da bir duruşu… Bir iki tanesi uygun diye, o duruşunu bozup da çizgi değiştirmez… 

Pek çoğumuz gibi, ben de tümüne hayır demedim şüphesiz, lakin öyle durumlar vardır ki orada gözünüzü kırpmaksızın, kuru yanında yaşı da yakmanız lazım gelir tereddütsüz. 

Neye evet dedim de, neye demedim o uzun iş, kimseyi sıkmak istemem şimdi uzun uzun anlatarak, zaten herkesçe de malum nelerin kabul görüp de, nelerin kabul görmediği… 

Ben önüme konan anayasanın doğruluğuna inanmak isterim, ondan da öncesinde, önüme koyanların doğruluğuna, dürüstlüğüne, samimiyet ve iyi niyetine inanmak isterim öncelikle… 

Maksatlı olmadığına, ardında bekleşenler olmadığına inanmak isterim… 

Buna da nasıl inanırım, nasıl tatmin ederler beni? 

İktidar öncesi ve sonrasındaki sözlerini tutmakla!.. 

Dün avaz avaz dile getirdiklerinin bu gün tam zıddını söylememekle!.. 

Hiçbir konuda yalan söylememiş olmakla!.. 

Efendim şu hizmeti yapmış, bunu rahatlatmış, bunu kolaylaştırmış, şunları güzelleştirmiş… Geçiniz bunları. Yapacaklar tabii. Bunlar bir fevkaladelik değil, o koltuğa yan yatmağa gelmiyorlar, hizmet için geliyorlar ve bu yaptıkları hizmetler için alıyorlar o pek çoğumuz için bir yıllık olan maaşı bir ayda. Bana bunu övünç meselesi yapmasınlar… 

Bana ne söz verdi seçim öncesinde, çok sonrasında adını bile anmasa da, başlarda ne söz verdi, hem de yıllardır özlediğimiz, istediğimiz ve de halkın tümünce arzuladığımız?! 

Dokunulmazlıkların kaldırılması!!! 

O konmadığı müddetçe maddeler arasına, hangi partiden gelirse gelsin, kuşku duyarım, inanmam samimiyet ve iyi niyetlerine ve de HAYIR derim. EVET diyeceğim varsa da HAYIR derim. 

Hele de inanç sahibiyim diyen birileri, bir hafta sonraya bırakmak çok zormuş gibi, o inancın kutsal günleri olan bayramı insanların burunlarından getirip yollara düşürerek huzursuz etmişse. Hesabındaysa dönemeyişlerin. Vurgu yapmak ve de tam da yargılama sürecinin dolduğu, yani zaman aşımına uğradığı güne denk getirmek gibi bir oyuna başvurulmuşsa, yine HAYIR derim. 

Özetle; HAYIR diyeni de anlarım, EVET diyeni de anlarım ama bu YETERSİZ AMA EVET’i anlayamam arkadaş. 

Doğruluğuna inandığınız yolda… 

Gerekirse… 

Yakacaksınız yaşı da kurunun yanında!!!

p.r.alkan 

 
Toplam blog
: 290
: 553
Kayıt tarihi
: 11.03.08
 
 

İlk ve orta öğrenimimi Gölcük/ Kocaeli, lise ve üniversite öğrenimimi Ankarada gördüm. İlk okuldan..