Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mayıs '13

     
    Kategori
    Psikoloji
     

    Yetinmeyi bilmek

    İnsanoğlunun varoluşundan beri gelen bir duygudur, hep daha iyiyi , hep bir adım ileriyi isteme olgusu. Bu düşünce herdaim temelleri aynı neticesinde insanın kendisine 2 seçenekten birini yani ya olumlu yada olumsuz psikoloji olarak yansıtır kendisine..

    Hayatta belli bir süre verilmiştir insana bu süre içerisinde bir çok yaşanılması imkansız ya da yaşanılabilir olumlu olumsuz olaylarla karşılaşır ve bu netice doğrultusunda her zaman buna karşı bir düşünce oluşur.

    İnsanız yaratılış fıtratımızda hep iyi olmayı isteyen bir duygu vardır ve yaşamın her alanın hep daha iyisini isteme düşünce ile hareket eder bazen buna fiili yaptırım, bazen de sadece düşünmekten öteye gitmeyen bir durum söz konusudur . 

    Bir araba,ev ya da başka birşey alır ve budurum zamanla bizi tatmin etmez daha iyisi için çabalamaya başlarız oysa hangi inancta olursak olalım biz dünyaya sadece dünyada bize verilen eşyalar için mi yaşamaya geldik?

    Her zaman farkında olmadan hep kendimizi zora sokup hep kendimizi çevremizi etkileyecek olumsuz düşünce ve davranışlar içerisine girmiyor muyuz?

    Ben giriyorum çünkü bana verilen imkanların ötesini düşününce bilinç altıma imkansız kelimesini kaldırıyorum neticesinde bu benim yaşamımı etkileyen en büyük problemlerin yolunu açmış sıkıntılar ruhsal bunalımlar yaşamaya başlıyorum.

    Kendimizi bizden üstün düşündüğümüz insanlarla maddi manevi olarak kıyaslıyor bu doğrultuda kafamızda teoriler oluşturup bunu desteklemesi için yalan yanlış bir takımi tezler hazırlayıp doğru yanlış farketmez sadece teoremimizi doğrulasın yeter düşüncesi ile haklı olma gayretini gütme durumunu gerçekleştirmeye çalışmıyormuyuz ve bunun içinde kendımızı bunalıma, sıkıntıya sokup kendimizi yıpratmıyor muyuz?

    Farkinda olmadan hep bunu yapiyoruz.Oysa gerçekten biraz düşününce bize verilenlerle yetinmeyi bilme duygusunu olgunlaştırmış olsak ve böyle hareket ettiğimiz sürece hep daha ileriye varmaz mıyız?

    Olumlu düşünmek herdaim insanı olgunlaştırmaya her daim daha akıllı ve daha doğu karar almaya yönlendirir. Mesala çok zengin insansın dünya zenginleri arasındasın ama kansersin hadi tedavi et kendini tüm zenginliğini kullan ama yapamıyorsun değilmi bak gördünmü işte insan kabullenmekte zorlansada  kendine verilenlerile güzelliklerin farkına  , olumlu düşünmeyle varıyor.

    Ve kaldıkı bunun gibi bir çok örnek vardır hayatta.

    Zaman içerisinde bekleme durumu vardır buna sabretme denir. 

    Sabretmeyi bildiğimizde buna ilaveten bize sunulanları  yetinmeyi bilerek hareket etmiş olsak, hani deriz ya fani dünya evet bu fani dünyada daha mutlu daha huzurlu olmaya değmez mi? Bence değer çünkü:

    Bir insan ortalama 70 yıl yaşar.

    Bunun yarısını gece yaşar ve bu süreçte genelde uyumaktadır.

    Geriye 35 yıl kalır.

    Bu 35 yılın 5 yılı çocukluktayken geçer ve nasıl geçtiği anlaşılmaz.

    5 yılı da yaşlanınca gider ve yaşantının bu kısmından da fazla birşey anlaşılmaz.

    Geriye 25 yıl kalır.

    Bu 25 yılın 15 senesi çalışarak geçiriyoruz.

    Geriye 10 yıl kalır.

    Bir de kişisel ihtiyaçlarımız(tuvalet banyo vb) var bunlara da 5 yıl gider.

    Geriye sadece 5 yıl kalır.

    Su gibi akıp giden zamanda kalan 5 yıl içerisinde de insanlar gerçekten sabredemeyerek, yetinmeyi bilmeden yaşamaya çalışması ve 5 yılında huzursuz sıkıntı içinde yaşanılması  kendimize yaptığımız en büyük haksızlık değil midir?

     
    Toplam blog
    : 1
    : 2157
    Kayıt tarihi
    : 25.05.13
     
     

    Anlamaya çalışıyorum inanmayı yitirmenin pahasına.... Osmaniye doğumluyum. Orta, lise ve üniv..