Yıllar var ki bu millet ağız tadıyla bayram yapamıyor...

Yıllar var ki bu millet ağız tadıyla bayram yapamıyor. İç düşmanlıklardan geçilmiyor, iç düşmanlıklarla dış düşman alt edilebilir mi?!.. Oysa herkes sevgiden bahsediyor. Herkes hoşgörülü...

Herkes kendine gazete çıkarıyor. Bir gazeteyi okuyan, başka gazeteyi okuyana iyi gözle bakmıyor. Oysa hemen her gazetede aklı başında, sağduyulu, vatan ve milletsever yazar veya yazarlar var. Herkes kendine, kendi dar topluluğuna parti kuruyor, vakıf veya dernek kuruyor. Yurt, okul, hastane açıyor. İşletmeler de öyle. Parası olanlar her öğrenciye değil, kendi "arka bahçesi" olarak gördüklerine burs veriyor. Bu kadar parçalı bir toplum olur mu?!..

İşe alırken de herkes kendi adamına iş veriyor. Kazanan parti kendi taraftarlarını hem işe alıyor, hem de ihya ediyor. Böyle eşitlik, böyle adalet, böyle sevgi olur mu?!. Vatandaş sevgisinin olmadığı bir vatan sevgisi vicdanlarda adilce yer alabilir mi?!..

Eski siyasetçiler "Her zamankinden daha çok birlik ve beraberliğe muhtaç olduğumuz bu günlerde..." diye konuşurlardı daha çok. O günlerde kulağa hoş gelen, ama içten olmayan siyasilerin bu sözünü nasıl da özlüyoruz.

Her zamankinden daha çok birlik ve beraberliğe, adalete, sevgiye, hoşgörüye muhtaç olduğumuz günlerden geçiyoruz. Pırıl pırıl gençlerimiz, çalışkan annelerimiz, babalarımız işsiz... İşi olanların da çoğu düşük gelirli, ezgin, bezgin...

16 Aralık Pazar gecesini 17 Aralık Pazartesi gecesine bağlayan geceden beri fiili savaş hali durumundayız. Milletin heyecanı Kıbrıs Barış Harekatı ile kıyaslanamıyacak kadar az... Milletin derdi çok; yazan az; çare olmaya çalışan da tek tük... Öyle bir şahlanış yok... Bu milletin şahlanışı, ne kadar çok gerekli oysa bugünlerde...

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi kendi bölgesini durmadan silahlandırıyor. Şimdi de 90 bin kişilk özel ordu kuruyor. Adaları da Yunanistan hızla silahlandırıyor. Kardak'ta Türk balıkçıların avlanmasını engelleyen Yunanistan, kendi balıkçılarının avlanmasını sağlıyor. Kardak yasaksa iki ulusa da yasak...

Yıllar var ki bu millet ağız tadıyla bayram yapamıyor. Hep iç çatışma, hep iç çatışma... İşsizlik... Gençlerin bitmez tükenmez okuma çabaları... Sonra da yaşanan hayal kırıklığı... Düşünüyorum da bu yüce milleti bir ve bütün yapmak o kadar kolay ki... Atatürk ne vaaddetti bu millete, araba mı, ev mi, AB mi?!.. Vaaddettiği bir milletin onuru, özgürlüğü ve bağımsızlığı idi...

Gazetelerde umut; gene de gazetelerde... "Oyak gitti" diye başladığı yazısında Asri Karaarslan Uzun, yazısına şöyle devam etmiş: "Ne yazık ki BDDK, OYAK'ın satışını onayladı. Böylece finans sistemimizde yabancıların payı ve ağırlığı yüzde 40'ları geçti ve yine ne yazıktır ki hala Türk kamuoyu, bugünkü iktidar, kendilerini milliyetçi, ulusalcı diye tabir edenler bu durumun vahametinin farkında değiller." (Yeniçağ 16.12.2007)

Kimse durumun vahametinin farkında değil!.. Perşembe günü Kurban Bayramı... Bu millet, yıllar var ki ağız tadıyla bayram yapamıyor!..

Rahmetli Başbakan Adnan Menders'in oğlu Aydın Menderes Sarkozy'ye teşekkür ediyordu, dünkü yazısında. Haksız mı?.. Sarkozy, Türklerin AB'ye alınmayacağını söylüyor, ötekiler gibi yalan söylemiyor.

"Türkiye, kaç cephede savaşıyor?" sorusuyla yazısına başlayan Arslan Bulut:"Yunanistan 1923 Lozan Antlaşması ve 1947 Paris Antlaşması'nın şartlarına aykırı olarak Türkiye'nin güvenliği açısından hayati öneme sahip olan Rodos ve "On İki Ada"yı dünyanın gözü önünde silahlandırıyor." (Yeniçağ 18.12.2007)

Atatürk'ün emeği ve öngörüsü ile kurulan Halk Bankası için yazan Yiğit Bulut, "Halk Bankası için son çırpınışım..." demiş ve: "Sonuç: Bu konuyu ikinci kez gündeme getirmem, bu satıştan daha doğrusu "böyle bir değerin" kontrolünün "yok pahasına" elimizden çıkmasından duyduğum üzüntüden. Sizden ricam ne olur, bu konuya eğilin, destek verin. Halk Bankası, diğer bankalar gibi değerlendirilemez. Bu bankanın içinde Türk ekonomisinin DNA'sı var ve bu banka hepimizin. Hep birlikte malımıza sahip çıkalım. Hem "bizim olan bizim kalsın" hem de banka amacına uygun işlemeye ve küçük esnafın kalbi olmaya devam etsin." (Vatan 15.12.2007)

Pazartesi gününden beri Kemal'in askerleri Irak sınırımızda savaş hali durumundalar. Türk Milleti'nin aklı onlarda, onlar Türk Milleti'nin kalbinde...

Yıllar var ki bu millet ağız tadıyla bayram yapamıyor. Birlik ve beraberliğe, sevgiye, adalete, hoşgörüye o kadar çok ihtiyacımız var ki... Yetmiş milyonuz; bu milletin her ferdi vatan değerinde... Hiçbiri; hiçbir cehalete, hiçbir yanlışa kurban edilmemeli... Eğitimden, işsizliğe; ahlaktan, merhamete; adaletten, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne kadar her konuda milli bir seferberlik lazım bize...

"Ben anonim yazıyorum" diyen Mehmet Şevket Eygi ne yazmış biliyor musunuz: "Bu eğitim Sistemi ile Geleceğimiz Karanlıktır!" demiş ve şöyle devam etmiş:"...On binlerce okul, binlerce lise, bir ordu kadar öğretmen, dev binalar, dershaneler... Bütün bunlar varken... Evet, bütün bunlar şekle ait şeylerdir. Bizde eğitimin içi boştur, koftur." (Milli Gazete 17.12.2007)

Oyak gitti. Halk Bankası da gidecek... Yiğit Bulut'un çırpınışını ben gördüm, siz de gördünüz mü?!..

Kemal'in askerleri Irak sınırımızda savaş hali durumunda ve Arslan Bulut soruyor: "Türkiye kaç cephede savaşıyor?"

Yıllar var ki bu millet ağız tadıyla bayram yapamıyor...

Bayramınız kutlu olsun!..

Fotoğraf, bugünkü Milliyet'ten