Yine günlük

Merhaba sevgili e-günlüğüm.
Görüyorum ki her zaman ki gibi iyisin. Ben de iyiyim saol.
Eve yerleşmeyi bitirdim sayılır. Bir tek duvarlara tabloları ascağım, onu da akşamları kimseyi rahatsız etmemek için, bir tatil günün de yapmayı düşünüyorum. Bina da oturanlara sesleniyorum; Lütfen evimin önüne üst katlardan sigara izmaritleri, yemiş ve meyve kabukları atmayınız. Çok ayıp İstanbul da Suadiye gibi bir yer de yakıştıramıyorum. (sanki başka yerler de yakıştırıyormuşum da)

Sonra da köpeğimin havlamasından şikayetçi olurlar... Ne anlayış ama!
Sevgili günlüğüm sana yazarken defalarca yarı da bırakıp, tekrar gelip devam ediyorum. Yani bir sayfayı yazana kadar oralama 5-6 kez başına oturuyorum. (kucağına veya sırtına değil, başına oturuyorum)
Böylece sırf sen günlüğümü yazdığım da mutlu ol diye nelere katlanıyorum bil:)
Bugün hem hava, hem de ortalık (trafik) sakin. Ben pek sakin değilim. Pazartesi sendromu falan yaşamıyorum. Zaen hiç yaşamadım. Pazartesi günleri daha bir dinlenmiş, daha bir enerjik başlıyorum haftaya. Hafta bana başlarken sendroma giriyor:) Ay bugün çok şakacıyım:)

Bu hafta işlere ağırlık vermem gerekiyor. Bu yüzden biraz pazarlama yapacağım. Pazarlama yaparken, en önemli silahımı kullanıp promosyon dağıtacağım. Hem mevcut abonelere, hem de yeni kazanmaya çalışacağım potansiyel abonelere ice tea dağıtacağım. (marka yok sevgili günlük, ayıp olur seni kullanmış olurum) Yaz gelince, sürekli 0, 5 lt soğuk su dağıtıyorum. İnsanların hoşuna gidiyor ve etkili oluyor. Düşünsene günlüğüm, bunalmış bir vaziyette yürüyorsun (burada seni insan yerine koydum) ve tam ileride ki büfeden su almayı düşünürken biri size buz gibi su uzatıyor... Harika değil mi? Doğal olarak, eğer çok ilgisiz değilsen verdiğim broşürü de okuyuveriyorsun.

Sevgili günlük söyle şu insanlara; doğası ve iklimi bulunduğu yere uymayan ve genetik olarak üretilen hayvanları beslemekten ve satın almaktan vazgeçsinler. Trafikte daha sakin olsunlar. Saygı kavramını unutmasınlar. Suratlarını asmasınlar. Yerlere çöp atmaktan vazgeçsinler. Ağaçları kesmesinler. Araç kullanırken cep telefonu ile konuşmasınlar. Kırmızı ışıkta geçmesinler. Yayalara yol versinler. (ne çok şey istedim ya! Bütün bunları nasıl yapacak insanlar) Neyse, sen bilirsin günlüüm. Söylemesen de olur. Zaten söylesen de bir şey değişmeyecek. Beni dinlemeyen seni hiç dinlemez:)

Bugün (yarım saat önce) bir abone yaptım. Bir bayan ve engelli. (sağır dilsiz) Ne yalan söyleyeyim güzel bir bayan. Evine gittim, annesi ile tanıştım. O'da engelli .(sağır dilsiz) Ancak çocuğu engelli değil. Demek ki, genetik diye bir şey yok:)
Bugün de bu kadar sevgili e-günlük seni çok seviyorum:) Yazdıklarımı unutma sakın...

Hoşçakal
Yol durumu: Sakin dedim ya:)
Biliyor musun?Geçen 3500 yılın, sadece 230 yılı barış içinde yaşanmış... (bence o 230 yıl da kimle, ne zaman, nasıl savaşacaklarını hesap etmişlerdir.)
Güzel söz: "İnsanı az bilmek kadar kuşkulandıran hiçbir şey yoktur..." Francis BACON