Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Haziran '11

 
Kategori
Sağlık
 

Yoğurda solitin koymuşlar

Yoğurda solitin koymuşlar
 

19 Haziran 2011 tarihli Anayurt Gazetesinde köşe yazarı sayın Orhan Selen'in yazdığı köşe yazısında süte, yoğurda, peynire, ayranlara, sütlü tatlılara vesütün girdiği herçeşit ürüne konulan SOLİTİN denilen maddenin zararlarını anlatıyor. İnsanın kanını donduran bu zararları anlatan sayın Orhan Selen'in yazısını sizlerle paylaşmak istedim. Sağlıklı ve mutlu kalın. 

Orhan SELEN 19 Haziran 2011 Pazar


Nazan Sezgin genelde tarihle ilgili konularda iletiler yollardı. 


Kendisi Biyokimyacıdır ama tarihi çok tarihçi geçinenlerden iyi bilir. 


Bu kez kendi mesleğini öne çıkaran bir ileti yollamış. 


Önce Nazan Sezgin’e teşekkür ediyorum. 


İnsan hayatına verdiğim değerden dolayı da bu önemli iletinin önemli bölümünü yayınlıyorum. Bakalım beni de ölümle tehdit edecekler mi ? 


Ankara Hıfsızsıhha Gıda Denetim Bölüm Başkan Yrd.Gönül Özdeğer ve iki asistanı 


SOLİTİN adlı kimyasal ile ilgili çalışmaları ve yayınları dolayısı ile ölüm tehditleri aldıklarını açıkladılar ve savcılığa suç duyurusunda bulundular. 


SOLİTİN aslında gıdalarda hiç bulunmaması gereken tamamen kimyasal bir ajan hatta basit olarak melaminimsi bir plastik, sütlere, yoğurt ve ayranlara ve sütün girdiği her çeşit besine katılıyor çünkü bu molekül su ile inanılmaz şekilde bağlanarak kıvam arttırıyor, bu hem imalat procesleri açısından zaman kazandırıyor, hem gıda doğallığını kaybettiğinden son kullanma tarihini uzatıyor. 


Firmaların stoklu çalışmasını sağlıyor, hem maliyeti inanılmaz düşürerek firmaların rekabet gücünü arttırıyor. 


Çocuklarınıza beş kuruşa, yirmi kuruşa, elli kuruşa gofret, çikolata ve süt ürünleri alabilmemiz, evlerimize çeşit çeşit peynir, yoğurt, hazır sütlü tatlı girebilmesi hep bu yüzden. 


SOLİTİN bir tricalcid bileşiği yani doğada en bol ve bedava bulabileceğiniz türden, tebeşir gibi, alçı taşı gibi, oysa bu bileşik böbreklerden atılırken renal tubuluslardaki glomerüllerde birikiyor ve filtrasyonu yani böbreklerin kanı süzmesini engelliyor. 


Sonuç, böbrek yetmezliğine kadar uzanan böbrek rahatsızlıkları serum üre ve kraetinin düzeylerinde artış ve bunun getirdiği devamlı yorgunluk hali, hafıza ve konsantrasyon bozuklukları ve hatta ciddi mental bozukluklar yaratıyor. 


Almanya Solingen üniversitesi Psikiyatri bölümünce 2009 da 21.Europe Pscyhatry Society için hazırlanan bildirgede Şizofreni ve SOLİTİN kullanımı arasında ilişkiler olması muhtemel olduğu, Özellikle Paranoid Şizofreni vakalarında kanda tricalciophospate bileşiklerinin normalden 16 kat yüksek olduğu belirtilmesine rağmen bildirge nedense kongrede sunum için kabul edilmedi. 


Üretici firmalar SOLİTİN’i hiç bir şekilde ürün etiketlerinde bildirmiyor, aldığımız ürünlerde SOLİTİN olup olmadığını yine de bir kaç basit deney ile anlayabiliriz 


Eğer bu yönde bir şüphe oluşursa derhal bulunduğunuz il Hıfsızsıhha kuruluşu ile ilişkiye geçerek şüpheli gıdanın test edilmesini talep ediniz. 


Bu şekilde binlerce hatta yüzbinlerce insanın sağlığını kurtarabilirsiniz, çevrenize baktığınızda ne kadar çok dializ merkezi ve böbrek hastası olduğunu siz de görüyorsunuz 


bu artışın sebebi bazı ahlaksız firmaların aşırı kazanç hırsından başka bir şey değil. 


Aldığınız sıvı ürünler (süt, ayran, çikolatalı süt vs) için şu yolu izleyebilirsiniz bir metal’i (çatal, kaşık vs) el yakacak düzeyde ısıtın ve test etmek istediğiniz sıvıya batırarak çalkalama hareketi yapın, metali çıkardığınızda birbirinden ayrılmış öbekler halinde beyaz topaklar görürseniz o üründe SOLİTİN var demektir. 


Peynir türü ürünlerde ise üründen bir parça alarak sirkeli suya koyunuz eğer sirkeli suyun üzerinde kalan beyazımsı bir tabaka görürseniz o üründe SOLİTİN var demektir. 


Çikolata, gofret türü ürünlerde ise ürünü elinizle basitçe kırın, eğer kırığın her iki tarafında süt beyazı noktalar varsa o üründe de SOLİTİN vardır. 


Sağlığımız için, geleceğimiz için, çocuklarımız ve sevdiklerimiz için bu bilgileri bütün çevremize yayalım ve toplumsal olarak tepkimizi ortaya koyarak AB Normlarında olmayan bu katkı maddesinin üretici firmalar tarafından daha fazla kullanılmasını engelleyelim. 


Saygılarımla 


Yrd.Dç.Dr Gülden Semavi 


Hacettepe Tıp Fakültesi Biyokimya Bölümü.
 

 
Toplam blog
: 627
: 3456
Kayıt tarihi
: 11.06.11
 
 

Kendi halinde yaşayan doğa tutkunu, sıradan bir vatandaş. İnsanların dış güzelliğine değil iç güz..