Yoksa bu da reklam mı?

Gün geçmiyor ki televizyon kanallarından birinde; Amerikan televizyonlarında yayınlanan programların tıpatıp aynısı olan programlar yayınlanmaya başlamasın. Türk televizyonlarında bir zamanlar, toplumda görülen şiddet olaylarının gözler önüne serildiği realty show programları pek revaçtaydı. Realty show'lar yıllar sonra yerlerini, insanların sadece ünlü olmak için kendilerini 3-3,5 ay boyunca bir eve kapattıkları, topluma hiçbir şey vermese de büyük bir ilgiyle izlenen sözde yarışma programlarına bıraktı.

Ve Türk televizyonları, Amerika'dan yine kopya çekti. Dün akşam Kanal D'de bir program izledim. Bugün o program hakkındaki görüşlerimi aktarmak istiyorum:

Yayın hayatına başlayalı iki hafta olmuş YOKSA RÜYA MI programı. Bu sefer denk gelip, ikinci bölümünü izleme fırsatını bulabildim. Uzun yıllar önce TRT'de yaptığı Hodri Meydan ve onun ardından Kanal D'de yayınlanan Arena programlarından tanıdığım Uğur Dündar; görünen o ki, artık yolsuzlukların üzerine gitmeyi bırakmış ve kendini evsizlere, ihtiyaç sahiplerine adamış.

Buraya kadar programla ilgili bir itirazım yok. Ne de olsa bu gibi programlar; toplumumuzda sosyal dayanışmayı teşvik eden, toplumda insan ilişkilerinin gelişimine katkı sağlayan programlar olmakta.

Ama keşke böylesine anlamlı programlar, yayınlanış amaçlarından hiç saptırılmasa...

Programa konuk olan Aksu Ailesi; büyük sıkıntılar içinde hayatlarını sürdürme mücadelesi veren, ihtiyaç sahibi dört çocuklu bir aile. Sahibi oldukları hayatın şartları da; bugünün Türkiyesi'nde onlar gibi daha birçok ailenin hayatları kadar ağır. Ve hikayeleri de, tıpkı diğerleri gibi.

Aksu Ailesi gibi, çevremizde onlarca aile bulunmakta. O yüzden Aksu Ailesi;diğerlerinden daha şanslı olmakta.

Ve hiçbir şey, bu ailenin mutluluğundan daha önemli olmamakta...

Ailenin İzmit, Karamürsel'de bulunan harap haldeki evleri; 10 gün içinde yepyeni bir eve dönüşecek biçimde yıkılıyor. Bu 10 günlük sürede aile, program ekibi tarafından ağırlanıyor. Ve 10 gün sonra aile, hayallerinin bile alamayacağı güzellikte bir eve kavuşuyor. Ve tabi ki komşular ve akrabalarıyla beraber ünlü bir isim de bulunuyor; ailenin yeni ev sevincini paylaşanların arasında. Dün akşamki programın ünlü konuğu şovmen Beyazıt Öztürk'tü.

Bir seyirci olarak, mutlaka ünlü kişilere de odaklandırılmak istenen programlardan rahatsızlık duyarım. Dün o ailenin mutluluğundan daha önemli bir şey yoktu mutlaka. Olmamalıydı da...

Ama programın içine kanalın çıkarları da girince; işin rengi tümden değişmekte. Dün Kanal D, o programdan maddî bir getiri elde etmek istiyordu. Bu da; ancak programın çok izlenmesiyle sağlanan yüksek reyting oranlarıyla mümkün olabilirdi.

Ve bir programın reytingi de; ancak çok ünlü bir kişiyle yapılırsa artabilirdi. Dün program sırasında reklam kuşakları da epey fazla olunca; sanırım kanalın asıl niyeti daha net anlaşıldı. Ama, keşke kanalların bol reyting ve para hesaplarına; insanların küçük dünyaları ve mutlulukları alet edilmeseydi.

Ben Kanal D'yi, YOKSA RÜYA MI programı yüzünden kesinlikle kınamıyorum. Çünkü Aksu Ailesi'nin mutluluğu; kanalın ve programın reyting oranlarından çok daha fazla.