Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Haziran '09

 
Kategori
Dünya
 

Yoksa buhran bu mu ?

Yoksa buhran bu mu ?
 


İnsan hayatında mutluluk kavramı çok önemlidir. Belki birinci sırayı sağlık alır ama mutluluk da bir o kadar önemlidir. İnsan mutluluğunun koşullarından biri de toplumun huzuru ve mutluluğudur. İnsanoğlu sahip olduğu düşünme ve öğrenme özelliği sayesinde bir ağaç gibi gelişir, büyür. Öyle ki, bu gelişmenin sonu yok gibidir. Kısa hayatımız boyunca edindiğimiz tecrübeler, çocuklarımız ile birlikte ilerlemeye devam eder. Sonu nereye varır şimdiden kestirmek zor ama bilinen bu ilerleyiş insanlık tarihi boyunca devam edecek.

Sevgili okurlar, arada bir bu tür sıkıcı konulara değiniyorum. Fakat bu da hayatımızın bir gerçeği, görmemezlikten gelemiyoruz. Toplumların mutluluğu kuşkusuz bireylerin mutluluğundan geçiyor. Olumsuzlukların peşi sıra yığıldığı şu günlerde arzulanan mutluluğumuza nasıl sahip çıkacağız bilemiyorum. Ekonomik sıkıntı devam ediyor, gelecek için bir ışık, bir umut görülmüyor. Durgun suya atılan taşın oluşturduğu halkalar misali bireylerin huzursuzluğu yayıldıkça yayılıyor.

Bu yazı bir şekilde geçireceğiz, peki sonra üzerimizdeki her geçen gün artan kambur düzelecek mi? Durgunluk nasıl aşılacak? Paranın akışı bizler tarafına ne zaman geçecek? Enflasyon düştükçe düşüyor, faizler, döviz ve altın gelir getirmiyor. Ve insanlar, her geçen gün, bir önceki günü arar duruma düşüyor.

Çalışanlara “sesini çıkarma, bak bir işin var ay sonunda paranı da alıyorsun” tesellisi yapılıyor. Para kazanılıyor, ama hangi şartlarda, hangi özverilerle. Ortalamanın üzerinde kazananların her gün verdiği mesai inanılır gibi değil. Yaşamak, yaşadığımız çağın çerçevesi içerisinde gün geçtikçe zorlaşıyor. Deyim yerindeyse maliyetini kurtarmıyor.

Peki ne olacak? Sanırım, dünyamızı zor günler bekliyor. Ve bu dünyadaki Türkiye’mizde işler hiç iyi gözükmüyor. Bu düzen, bu kadar nüfusu kaldıramıyor, paranın paylaşım dengesi bozulmuş, tekrar tutturmak çok zor.

Bir önceki yazımda dünyanın dengesinden bahsetmiştim, dengesizliğin bilinmeyen bir olgu tarafından giderildiğine değinmiştim. Ekonomik dengesizliğinde giderileceğine inanıyorum, ama nasıl? Kavgalar, savaşlar ve yine toplu ölümlerle mi?

Yaşlı dünyamız bu tür manzaraları çok gördü. Öğrenim hayatımızda öğrendiğimiz İlk Çağ, Orta Çağ, Yeni Çağ ve Yakın Çağ vardı. Sanırım yeni bir çağ bizi bekliyor. İsmi daha konulmamış bu çağ, insanoğlu için hiç iyi geçmeyecek. Umarım yanılıyorumdur.

 
Toplam blog
: 487
: 1730
Kayıt tarihi
: 01.04.07
 
 

1965 İstanbul doğumluyum. İTÜ Elektrik mühendisliğinden mezun oldum. Özel sektörde Kalite Bölümünde..