Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Temmuz '13

 
Kategori
Dünya
 

Yollar bizi hep gideceğimiz yerlere götürmemeli; nereye gittiğini bilmediğimiz yollar da olmalı

Yollar bizi hep gideceğimiz yerlere götürmemeli; nereye gittiğini bilmediğimiz yollar da olmalı
 

Yaşadığınız yerin/dünyanın her yerini keşfetmişseniz/biliyorsanız sizin için artık fazlaca ilginç olmayacaktır. Dünün insanları akıllı değillerdi; aç köpek Değerli gibi ne var diye sınıf sınıf burnunu uzatıp her çalının dibine baktılar. Tanrı insanoğlunun bu kadar manyak meraklı olduğunu bilseydi tedbirini alır bizler gizemli Arjantin derelerine ulaşamayabilirdik.

Yani böyle olması gerekirdi ya da böyle olması daha iyiydi. İnsanoğlunun dünya vadilerinde görmedik yer bırakmaması aslında laf aramızda sandığımız gibi, meraktan değil pirzola maksadı ileydi. Yoksa bu işkembe zadeler bir şey olmadığını bilseler Ay vadilerine dönüp bakmazlardı. Kozmonot Marsayev’in sırf merak ettiği için kırmızı sonsuzluklara daldığını düşünebilir misiniz? Bana öğretmeyin, ben Âdemimi bilirim!

Hal bu olunca yol da bu oldu; şimdi dünyada Âdem’in yaptığı ama nereye gittiğini bilmediğiniz yol var mı? Adamlar yaptığı/yapacağı yoldan önce yolun nereye gideceğini tespit ediyor. Ve bütün yollar mutlaka bildiğimiz/düşündüğümüz/istediğimiz yere gidiyor. Bu kafadan bir halt olmaz. Bırak bir de nereye gittiğimizi bilmeyelim; kaybolalım, öyle kolay geri gelmeyelim. Karanlık işler yapıyorsun, karanlık yollar da yap. Keşfedilmiş dünya matah bir şey değil, ben Kolombun yerinde olsam gördüğüm yerleri görmedim derdim.

Bildiğin yerleri gezmenin hiç enstantanesi yok, saklı dünyalar sahiplerini zengin ederdi ya hani insanlık için de hep bir arayış, nerede, nasıl bir dünyada yaşıyoruz, dünyanın şurasında ne var gibi yaşama heyecan katan bilinmezlik önemlidir. Charter. Nereye? Bilinmez bir âleme. Geliyor musun? Kaçırır mıyım, uçuyorum! Ah ah anasını satıyım, çok gerekli zamanlarda bu âlemin bir Kerim Korkut’u olmadı yazık ki!

Şu düşünceye bak “Ben dünyanın her tarafını adım adım biliyorum” Bu, basit insan mantığı. Mekânın sonuna gelmişsin, hayırlı uğurlu olsun, mezarını da şuraya kazalım olsun bitsin. Ben daha önceki yazılarımda çok iddialı bir söz söyledim, kimse anlamadı; “sıyrık kafa” dediler bana. Neydi sözüm? “İnsan isterse Tanrı’ya yakın özelliklerde olabilir” Âlem insanı karıncaya benzetmeye çalışırken Kerim Korkut Tanrı’ya yaklaştırıyordu ve o bilge cümlesini söylüyordu:” Siz yükseldikçe/yüceldikçe sizi yaratan Tanrınız da büyür”

İnsanı dağa salın, ne yapar? Gezdiği gördüğü yerleri bir bir işaretler; kaybolmayım diye. Ama kaybolmak istediğiniz zaman kaybolmak iyidir. Buyurun bu dünyada kaybolun bakalım; teknoloji de var ki çok zor. Yani koca dünya da ufacık insan kaybolamıyor. Yani yeşil gezegen (mavi miydi yoksa) efsanesi boş. Dünya dediğin evimizin önü gibi. Mars’ta hayat var de. Gitmek kolay olsun, dünya iki günde boşalır. Hey gidi akıllı(!) insan, bilmez misin ki bütün nehirler bilinmeyene doğru akar!

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..