Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ekim '13

 
Kategori
Futbol
 

Yönetici seçilmek kolay, yönetici olmak zordur!..

Yönetici seçilmek kolay, yönetici olmak zordur!..
 

Sorun, sorun/lar yaratılarak çözülmez. Yetersizlik, sorunları katmerleştirir. Bunun neden kaynaklandığını anlamak kolay. Bu, başkalarına tepeden bakmanın verdiği “sanal güç”ten başlar, siyasi ilişkilere bağlanan, kendinde var olduğu sanılan, ama aslında olmayan  “güç”e kadar uzanır.

Sorun çözmede benimsenecek dil/ üslup bellidir.

“Savaş dili”, hangi sorunu çözmüş ki, sözgelimi, “spor”da sorun çözücü olsun?

En kolay iş, sorun yaratmaktır. Oysa sorun çözmek, akıl ister, sağduyu/ hoşgörü ister, genelin huzurunu/ çıkarını düşünerek, ileriye bakmak ister.

İster de ister, ne kadar olumlu “şey” varsa tümünü ister.

Sorunlar, her alanda, kabadayılıkla, feodal ilişkilere öykünerek çözülmez.

Futbol, yeşil sahalarda kaldığı, saha dışına taşınmadığı sürece güzeldir. Bu bakımdan, “yetersiz” yöneticilerin at oynattığı alan olursa, saha dışı kazanımlara bel bağlayanların ekmeğine yağ sürülür. Kendi “dün”ünü unutan, kendi “dün”ünde olanların anımsatılmasını istemeyenler, haktan hukuktan söz edenler, daha önce kendilerinde olanları başkalarında “leke” gibi görürler.

Futbol, çoğu kez, futbol olmaktan çıkıyor değil mi?

Bazen tribünlerde, bazen stat dışında olanlar, gerçek futbolseverleri futboldan soğutuyor. Varlıklarını çatışmaya bağlayanlar, futbol üzerinden nemalananlar, içlerinde kent takımlarının her kesimden sevenleri de var, futbolun sahadaki işlevini yok sayıyorlar.

*****

Futbol yöneticisi olmak zor iştir; ama...

Televizyonlarda reklamlar için harcanan paranın haddi hesabı yok. Buna karşılık, “ekranların gülü” ya da “bülbülü” olmak kolay!..

O kadar kolay ki...

Hiçbir beceri, yetenek, kültür birikimi gerektirmiyor. Ağzı laf yapmayı da... Ağzına geleni söylemek, daha önce söylediğinin tam tersini söylemek, hiç mi hiç önemli değil.

Atmak tutmak!..

Ne sorulursa sorulsun, soluk almadan konuşmak, sürekli “Ben...” demek!..

Ne kadar korkusuz, kimseye eyvallahı olmayan biri olduğunu yineleyip durmak!..

Tutarlı biri olduğunu göstermek için, “kurulu plak” gibi hep aynı sözleri söylemek!..

Kahve ağzı, karşındakini susturmaya yeter!. Soluk almak yerine, bir önceki hiddet ve şiddeti unutturmak için, arada bir de, hoşgörülü bir üslup benimsemek!..

*****

Ağza her geleni, her yerde söylemek...

Bunun ne “doğruluk”la ne de “kendine güven”le ilgisi vardır. Ama her yerin kuralları vardır. Kurallar, bir baskı aracı değildir; ilişkilerin sağlıklı yürümesi, yürütülmesi için zorunludur.

“Ben”i öne çıkartmak, kural tanımazlık, “romantik” bir tavırdır.

Yönetici olan, biraz da düşünmeden konuşan, mikrofon/ kamera/ ekran seven, boş konuşan biriyse, tam da magazin ardında koşanların arayıp bulamadıkları bir “malzeme”dir.

Sön söz:

Futbol, yeşil sahalarda kaldığı, yönetici kimliği, siyasi kimlik taşıyanlarca, saha dışına taşınmadığı sürece güzeldir.
 

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com


 

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..