Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Kasım '09

 
Kategori
Özel Günler
 

Yüreği yaralı martı

Yüreği yaralı martı
 

İnternetsiz köyün beyaz atlı prensi görev başında; doğaya ve bana verdiği destek için onu seviyorum.


…Yalnız ölmedi.

Yaşamının son dakikalarında yanında sevgi vardı.

Astrolog Su Karakuş ve konuğu Çiğdem: Âlem FM’de

“Martının kalbine delik açan havai fişekten, bilinçsizce fişeği ateşleyen insan elinden, düşüncesiz eylemlerden, canlılara olan saygısızlıktan söz ediyorlar."

İçime akan hüzün; gözlerimden taşıyor.

Köyden kasabaya emektar arabamla; alış verişe gidiyorum; yol bitsin istemiyorum yavaş yavaş yol alıyorum.

Radyo dinliyorum.

Köydeki evde bir radyom yok.

Doğa aşığı Su Karakuş; bir zamanlar Milliyet Blog’da yazılar yazardı.

Kıdemli yazanlar onu tanırlar. Şimdi; radyo aracılığı ile sesini âleme duyuruyor.

Yazılarını büyük bir ilgiyle okurdum; sesini duymak da nasip oldu, yüzünü henüz görmedim lâkin ses tonu beni hayli şaşırttı.

Çok olgun ve şefkatli…

Bir o kadar da hedefine kilitli…

İnternetsiz köy bu mevsimde oldukça tenha…

Denizi dingin, dağları yemyeşil amma…

Tüylüleri aç bir ilaç…

Beyaz atının boynunda uzun bir ip; çalıların arasında yiyecek bulmak için çabalıyor…

Bir kap suyu yok!

Yağmur çamurda yapayalnız; yazın sebze meyve satışında efendisine yardımcı olan; şimdi tek başına tatil yapıyor.

Orti, Nano ve üç beş adsız tüylüyle vakit buldukça onu ziyarete gidiyoruz.

Kavun ekmek Allah ne verdiyse; hatırını soruyoruz. Seviniyor.

Biz ondan daha çok seviniyoruz.

Hizmet verene hizmet etmek görevimiz…

Tüm bunları Su ile paylaşmak istedim.

Biliyorum sesimi duymadan o beni duyabilir.

-

29. Ekim bizim için farklı bir gün; iki bayramı bir arada kutluyoruz!

“ Otuz yıl oldu; sade bir törenle bu yola baş koyalı, zaman ne çabuk aktı gitti.

Bir demet çiçek bile alamadım bu gün fabrikada işler çok yoğundu ama gördüğün gibi vaktinde eve gelebildim.

Akşam balık yemeğe gidelim mi?”

“Balık yemeğe her zaman gidilir, kendi rekorumuzu kırmaya, denize girmeye ne dersin?”

Uçsuz bucaksız, in cin top atan sahilde; hafif bulutlu ve hafif rüzgârlı havada yüzmenin keyfini anlatamam sizlere; kendimize verdiğimiz armağan çok mutlu etti.

Bizim için en güzel evlilik kutlaması oldu.

Akşam yemeğinde ne balık ne de şarap vardı.

Geçmişi de yâd etmedik.

Su Karakuş’un radyo aracığıyla hayvan barınaklarıyla ilgili yapmış olduğu çağrıyı; aramızda uzun uzun konuştuk.

Otuz yıllık yol arkadaşım; Su Karakuş’un Milliyet Blog’dan neden ayrıldığını sordu.

Belki bin nedeni vardı; belki bir neden yoktu. “Nedenini bilmiyorum” dedim.

Nedenini canı gönülden ben de bilmek isterdim.

29. Ekim! Sen ne kadar güzelsin. Alev Meisel İnternetsiz Köy 29.Ekim 2009

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..