Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ekim '08

 
Kategori
Blog
 

Yuvaya dönüş

Yuvaya dönüş
 

Polat tarafı


Milliyet Blog camiasından ayrılıp, yazmayı bıraktıktan sonra, kendimi öksüz bir çocuk gibi hissetmeye başladım. Her ne kadar Blog Habercime gelen blogları okuyor ve yorum yapıyorsam da düşüncelerimi ifade edebilme imkânından kendimi mahrum bırakışım bir hayli üzüntü vermekteydi bana.

Beni bu camiada yazmaktan uzaklaştıran nedenlerin başında: Bazı blog yazarlarının, okuyanlarla düşüncelerini paylaşmak, onlara eserlerini sunmak, anılarını anlatmak, birikimlerinden yararlandırmak, bazı konularda fikir alışverişlerinde bulunmak yerine; birbirleriyle kişisel kalem kavgalarına girip tatsız sataşmalarda bulunmaları ve can sıkıcı durumlara yol açmaları idi.

Sevdiğim ve saygı duyduğum, kuvvetli kalem sahibi bazı arkadaşlarımızın da bu dalaşmalara katılmış olmaları beni üzmüş ve bir süre yazmama kararına varmıştım.

Ancak insanın ilgi duyduğu konular üzerinde bir şeyler söylemek isteyip de; kendi kendisini bundan mahrum bırakması; hüzün verici oldu ve fazla sık olmasa da, bazı konularda düşüncelerimi yazma kararına vardım ve çok sevdiğim Milliyet Blog camiasına tekrar döndüm.

Beni bu dönüşe sevk eden nedenlerden biri de; RTE ye inat, ŞEKER Bayramı olarak nitelendireceğim, hasretleri kavuşturan, küskünleri barıştıran bu bayram oldu.

Biz bu bayramı hiç ummadığımız derecede çok büyük bir mutluluk içinde geçirdik. Herkese tavsiye ederim.

Polat ailesinden geriye kalan, ailenin en büyük iki ferdi olarak; abla kardeş; yeğenlerden birinin organizasyonu ile reklâm olmasın diye adını vermeyeceğim beş yıldızlı bir otelde buluştuk.

Orada abla tarafının kızları, damatları, torunları, torunların çocukları, damat tarafının anneleri kardeşleri, dünürleri, dünürlerin çocukları, Polat tarafının kızları damatları, torunları, tam 52 kişilik bir gurup bir araya toplandık.

Aramızda o güne kadar birbirini hiç görmemiş olan gelinler, damatlar, torunlar, teyzeler, halalar, yengeler, amcalar, dayılar ve kuzenler de vardı.

Onların birbirleriyle tanışmaları, kaynaşmaları, eskiden beri tanışmakta olup da uzun süreden beri birbirlerini görmemiş olanların, seneler sonra bir araya gelip eskilerden söz etmeleri, çocukluk günlerini hatırlamaları, çoktan toprak olmuş ana ve babaların yâd edilmeleri, doğup büyünen yerlerin hatırlanıp o günlerin tekrar yaşanması anlatılamayacak kadar güzeldi.

Bu güzelliklerin yanı sıra havanın da güzel olup denizden yararlanma fırsatı bulunması ayrı bir güzellik verdi topluluğumuza.

Dokuz günlük tatilin iki gece, üç gündüzünü; hısım akraba bir arada geçirmek büyük bir mutluluk verdi hepimize.

Özellikle çocuklarla torunların birbirlerini ilk defa görüp kaynaşmaları büyükler için çok zevkli olmuştu.

Bu zevkler arasında Milliyet blog ailesini de hatırlayıp onlarla tekrar bir arada olma arzusu doğdu içime ve tekrar yazmaya başladım.

Bu yazım yuvaya dönüşün bir başlangıcı oldu.

Öyle ümit ediyorum ki: Bundan böyle, Milliyet Blog camiasında şahsi polemikler yaşanmaz, editörlerimiz de bu tip polemiklerin yayınlanmasına izin vermeyerek bu camiayı güzelliklerin paylaşıldığı bir mekân olarak devam ettiririz…

Yarından itibaren manzum hayat hikayemi yayınlayarak yeniden doğmuş gibi hissedeceğim kendimi. 3 Ekim 2008

 
Toplam blog
: 104
: 722
Kayıt tarihi
: 11.04.07
 
 

6 Mayıs 1927 Simav doğumlu, İstanbul Yıldız Teknik Okulu’nun ( Bu günkü Yıldız Üniversitesi) son sın..