Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ocak '16

 
Kategori
Blog
 

Yüzde doksan dokuz

Yüzde doksan dokuz
 

Yazarlıkla ilgili güzel bir kitap, Yazarın Odası


Adam telefonda servis görevlisine çamaşır makinesinin arızasını anlatır. Servis görevlisi de o arızayı yüz liraya giderebileceğini söyler, anlaşırlar.

Servis elemanı gelir, makinenin kapağını açar, uzanır, eğilir ve içindeki gevşemiş bir vidayı iyici sıkar.

Makine tıkır tıkır çalışmaya başlar. Ücretini alıp gitmek ister.

Makinenin sahibi hayret ve kızgınlıkla “siz, bir tek vidayı sıktığınız için benden yüz lira mı alacaksınız” diye sorar.

“Hayır” der adam, bir lirayı vidayı sıktığım için; doksan dokuz lirayı da hangi vidanın sıkılması gerektiğini bildiğim için alacağım. Onu öğrenmek benim yıllarımı aldı.”

Bu fıkrayı her blog yazarını, her yazara yararı olacağını düşündüğüm bir konudan önce hem gülümsetmek, hem de zemin oluşturmak için yazdım.

Okumakta olduğum Timaş Yayınlarında çıkmış “Yazarın Odası” adlı kitabın giriş kısmındaki Nobel ödüllü yazarımız Orhan Pamuk tarafından kullanılmış İngilizce bir alıntı bana üzerinde düşünülmeye, ders alınmaya değer geldi.

Ünlü yazar William Faulkner ile röportaj yapan biri, yazara; “iyi bir romancı olabilmek için izlenebilecek olası kesin bir formül var mı” sorusunu yöneltiyor.

Faulkner’in bu soruya verdiği yanıtın İngilizcesi Orhan Pamuk tarafından yazılan önsöz bölümünde; kitabın çevirmeni Öznur Ayman tarafından yapılmış Türkçe çevirisi de, adı geçen kitabın 212. sayfasında yer alıyor.

Şöyle diyor ünlü yazar:“Yüzde doksan dokuz yetenek… Yüzde doksan dokuz disiplin… Yüzde doksan dokuz çalışmak... Yaptığıyla hiç yetinmemeli. Hiçbir zaman yapılabilecek kadar iyi olmaz yapılan. Her zaman hayal kurup yapabileceğini düşündüğünden daha yukarıya koy çıtayı. Senden öncekilerden ya da aynı dönemdekilerden daha iyi olmaya çalışma. Kendinden daha iyi ol. Sanatçı gözünü karartıp kendini işine kaptırandır. Neden böyle olduğunu bilmez ve çoğunlukla da bunu düşünemeyecek kadar yoğundur……”

Tabii, Faulkner büyük olasılıkla önce kendini sonra da tanıdığı diğer yazarları düşünerek böyle bir yanıt veriyor. Onun bu görüşüne tam olarak katılmayan yazarlar da mutlaka vardır.

Yine de iyi bir romanın veya başka türde bir kitabın formülünün çok basit olabileceğini düşünmek doğru olmaz. Nasıl ki, Leonardo Da Vinci’nin bütün dünyada haklı bir ün kazanan Mona Lisa tablosunun şöhretinin başta gelen nedeni usta bir ressamın uzun süren çabaları ise, iyi edebi yapıtların da üretim süreçlerinde doğru teknik bilgi, disiplinli yoğun bir çalışma ille ki vardır.

Yukarıda formül sözcüğünü özellikle kullandım ve bu sözcükle Faulkner’in ifade ettiği yetenek, disiplin, çalışma gibi unsurların belli katsayılarla çağa ve türe göre yeniden hesaplanması; çağdaş kimi başka değişkenlerle de zenginleştirilerek yeniden şekillendirilmesi gerektiğine dikkat çekmek istedim.

Biz günümüz yazar çizerleri anlık aydınlanmalarla elde ettiğimiz esinleri uçup gitmeden kayıt alabilme konusunda bizden önceki kuşaklara kıyasla daha şanslıyız. Aynı zamanda birer fotoğraf makinesi, birer ses ve görüntü kaydedici olan cep telefonlarımızla anlık olarak yakaladığımız esin kaynağını hiç bozulup değişmeden, gelecekte kullanmak üzere bu cihazlara depolayıp dondurabilecek durumdayız ve bu anlık aydınlanmalarla gelen esinlerin bir kısmının çok büyük yapıtlara kaynaklık edebilecek nitelikte olduklarını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Sonraki süreçte elimizdeki esin kaynaklarını atölyemize alıp, çağdaş araç gereçlerle işleyip, şekillendirip kullanılabilir hale getirip tüketicisine sunmak anlamında da daha şanslı olduğumuzu söylemek mümkün.

Geçmişte basın yayın merkezlerine uzak kaldıkları için kimi kusursuz çalışmalarını gün yüzüne çıkaramayan pek çok insanın yapamadığını ve daha fazlasını şimdi isteyen herkes internet ortamının sağladığı kolaylıklardan yararlanarak yapabilmektedir.

Amatör yazarçizerler, artık çalışmalarını çeşitli web sayfaları aracılığıyla görünür kılmakta,  bu yolla az ya da çok bir karşılık, geri bildirim alarak yoluna devamını sağlayacak gücü, takati kazanmakta; ya da bu alandaki yaklaşımının boş bir hayal olduğunun ayrımına varıp dükkânı kapatmaktadır. O anlamda internet bir tür test sürüşü yapılabilecek alan konumundadır.

Günümüzde klasik haline gelmiş, kitapları ödüller almış yazarların yaşamlarına yakından baktığımızda hiç birinin bulunduğu yere kolaylıkla gelmemiş olduğunu hemen fark ederiz.

Çarlık döneminin insanı yazmaya zorlayan koşulları nasıl ki Rusya’da pek çok verimli yazarın çıkmasına neden olduysa, Amerika’daki zorlu yaşam koşulları, etnik ve ekonomik çalkantılar da bu ülkede büyük yazarların ortaya çıkmasını sağlamıştır.

Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’nın zor zamanları da tüm dünyada, özellikle Avrupa’da büyük yazarların ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Bizim edebiyatımızda da Yaşar Kemal’in, Kemal Tahir’in, Orhan Kemal’in, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, Orhan Pamuk’un, Necip Fazıl Kısakürek’in, Yahya Kemal Beyatlı’nın, Mehmet Akif Ersoy’un, Nazım Hikmet’in ve bütün öteki iyi yazarların ve şairlerin ciddi emekler sarf ederek bulundukları yerlere gelmiş olduklarını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Günümüzde kimi yolların otoban haline gelmiş olması üretimi ve tüketimi arttırıcı etki yapsa da kimi zaman çok iyi çalışmaların patikalarda kaybolduğuna, çok da iyi sayılamayacak olanların bir kısmının da otoyolda kendine iyi bir yer bulması nedeniyle gereğinden fazla değer kazanmasına da tanık olabiliyoruz.

Her alanda olduğu gibi yazın alanında da piyasadaki arz ve talep dengeleri az ya da çok kimi odakların çeşitli etkileriyle dalgalanabiliyor, dengeler olması gerekenden farklı noktalarda oluşabiliyor. Öyle bir etkinin olduğu ortamlarda da yazarçizerin bu odaklara yakınlığı ve uzaklığı, onun görünen başarısının düzeyini belirleyebiliyor.

Yazarlık konusunda kalem oynatan pek çok deneyimli insana göre, yazın alanında para kazanmak ne yazık ki henüz pek çok amatör için çok uzak olasılık. Hele yazı yazarak yaşamını sürdürebilmek kısa vadede kurulabilecek bir düş değil.

Yine de yazının başında ifade edilen yüzde doksan dokuz kuralları içinde çalışılması, doğru yerlere doğru zamanda ulaşılması, oyunun görünmeyen kurallarının da dikkate alınması halinde sınırlı sayıda insan için de olsa bu işte para da var. Sayısız basın ve yayın organı ile çok sayıda yeni film, dizi, gazete köşesi, internet sayfası iyi yazarları değerlendirmeye devam ediyor.

Deneyimli kimselerin çoğunun dediği gibi; parayı ön plana çıkarmadan çok iyi yazar olmak için canla başla çalışanlar, yazıp üreterek mutlu olup mutlu edenler için para ödüllerden sadece bir tanesi.

11 Ocak 2016

12:47

 

 
Toplam blog
: 284
: 245
Kayıt tarihi
: 21.06.14
 
 

Yaşadığımız evrenin oldukça zengin bir yer olduğunun farkındayım.  Bu zenginliğin çok az bir kısm..