Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Şubat '12

 
Kategori
İlişkiler
 

Yüzü ve yüreği bir olabilmek

Yüzü ve yüreği bir olabilmek
 

gün içinde kaç yüz kullanıyoruz


" Timur,  Beyazid'i  esir aldıktan sonra çadırında bir kafese koymuş. İbret olsun diye yanında dolaştırıyor, gittiği yerde terör estiriyormuş. Başıboş dolaşan bir de fili var çarşı pazarı darmadağan eden. Halk Nasrettin Hoca' ya gitmiş, hiç değilse fili bağlaması için Timur'la konuşsun diye. Heyet oluşturmuşlar. Hoca başta gidiyorlar. Huzura vardıklarında Hoca arkasına bir bakmış ki kimsecikler kalmamış. Bunun üzerine kızan Hoca, Timur; "Nedir şikayetin? " diye sorunca, "Filin hali" demiş, "gariban çok yalnız, bir ikincisini istiyoruz."

Milliyet Sanat'ın bu ayki sayısında "Güzel günler göreceğiz" filminin ödüllü oyuncusu Nesrin Cavadzade ile yapılan röportajı okuyunca Nasrettin Hoca'nın bu hikayesi geldi aklıma. Şöyle diyor Cavadzade röportajının bir bölümünde: "Yurtdışındaki oyuncular röportajlarda çok daha cesur şeyler söyleyebiliyor. Çünkü abuk sabuk bir başlıkla karşılaşmaktan korkmuyorlar, bunun bir başka yere çekilmesinden, bir polemik yaratmasından çekinmiyorlar, içinde bulundukları projeleri beğenmemişlerse bunu çok rahat paylşabiliyorlar. Ama Türkiye' de biz her şeyi söylemekten çok çekiniyoruz, çünkü işimizi kaybedeceğimizden korkuyoruz, o yönetmenin bir daha bizimle çalışmamasından korkuyoruz..

Doğrusu oyuncular ve yönetmenler arasında da bu tür çatışmaların yaşandığını hiç düşünmemiştim. Demek ki bu durum  toplumuzun her kesiminde var.

İş yerimizde müdürümüzü eleştiririz ama müdürü görünce dediklerimizi unuturuz. Çocuğumuz hakkında öğretmenine bir şey söylemeye çekiniriz. Arkadaşımız beğenmediğimiz bir davranışını ona değil gidip üçüncü bir kişiye anlatmayı tercih ederiz.

Gerçekten korkuyor muyuz bir şeyleri kaybetmekten? Yoksa bu düpedüz iki yüzlülük mü? Neden bizim kültürümüzde bu durum bu kadar yaygın sorguluyorum kendimce..

Belki ne korku ne iki yüzlülük? "Aman ayıp olmasın, insanları mahcup etmeyelim" mantığıyla yetiştirildiğimiz için mi? Yoksa eleştiri konusunda kalbimiz çok dayanıklı olmadığı için mi? Sahi sizce neden?

 

 

 
Toplam blog
: 38
: 1229
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

1975 doğumluyum. Selçuk Üniversitesi Okul Öncesi Eğitim bölümü mezunuyum. İzmir'de yaşıyorum. İlg..