Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ocak '10

 
Kategori
Blog
 

Yüzünü görmediğim dosta nasıl veda edeyim?

Yüzünü görmediğim dosta nasıl  veda edeyim?
 

Ana sayfayı açtığımda ilk o başlığa ilişti gözüm: “Narçiçeğimizi kaybettik” (hülyagerçek)

Aman Tanrım!..

"Yolun yarısını çoktan geçmiş, belki de sonuna yaklaşmış biriyim. Bir yıldır akciğer kanseri tedavisi görüyorum. Tedavi süreci zorlu ama pes etmemem için çok nedenim var.” Fotoğrafının altında ilk bu not dikkatimi çekmişti Narçiçeği'nin.

Hemen bir mesaj yazıp destek verdim kendisine. Yaşam savaşımında moralin önemini bildiğimden, olabildiğince ruhunu okşayan sözcükler kullanmaya çalıştım. Daha sonraki mesaj ve yorumlarında, bu çabamın başarılı olduğunu gördüm. Hiç tanımadığım, sadece takma adını bildiğim bir hanımefendiye destek olabilmenin mutluluğunu duyuyordum artık.

Sonra, yazma süreleri uzayınca mesaj yolluyordum:

"Sizin blog'unuzu okuyan birinin sağlığınızı merak edebileceğini düşünür müsünüz?... Hiç tanımadığınız biri de olsam, yaşam savaşımınızın şu anki aşamasını merak etmekteyim. Bu merak aynı zamanda bir şifa dileğidir. Selam ve saygılar”gibi.

Gecikse de yanıt geliyordu: “…Alabileceğim bütün kemoterapileri ve radyoterapileri aldım. Tümör yok denecek kadar küçüldü. Ağustos başında tomografiyle kontrol edilecek. İnşallah bir şey çıkmaz. Hastalığımı düşünmemeye çalışarak tatil yapıyorum. Daha yapılacak çok işim var, kısacası ölmek istemiyorum. İlginize tekrar teşekkür ediyorum. Şimdilik hoşçakalın” diye.

...

Bir doğum günü için;

"İki gün sonra doğum günüm" ü okudum, bugünü bekledim yanıt için. Nazik mesajınız da geldi. Öykünüzü de ayrıntılı öğrenmiş oldum. Yaşam çok kısa. Bu yaşamın içine sığdırabildiklerimizdir işte; bizi biz yapan. O süreç sona erdikten sonra da, geride bıraktıklarımız, bizi anılır kılacak/kılmayacak. Doğumunuzdan çocuklarınıza, işinizde ast/üst ilişkinizdeki sorumluluk ve vicdan duygularınıza kadar olanları da... Ve tüm bunlara bir de yaşama sevinci katabilmek; oğul tadında, kızımız tadında. 50 yıl geldi geçti anlaşılan. Daha onlarca yıl da gelip geçsin ne olur ki!.. Yaşam ve dünya hep kötülerin mi olmalı?.. Birazda hak hukuk tanıyan, insana insanlık erdeminin gerektiğince davranan iyiler de sürsün yaşamını, erdemlice. Efendim, sizi ilk yaşam savaşımı verdiğiniz günlerde tanıdım. Bu savaşımın sizin galibiyetinizle bitmesini dileyen bir blogdaşınız olarak; yeni yılı ve daha onlarca yılı, sağlıklı ve mutlu bir şekilde, 'doğum gününüz'le birlikte kutlamanızı gönülden dilerim.”

Mesajıma: "Evet bu ortamda beni merak ederek, destek verdiniz, burayı sevme nedenlerimden birisiniz. Aynı dili konuşan, insan gibi insanlar bir şekilde birbirini buluyora örneksiniz. Sizin motive edici sözleriniz dahi savaşa devamı gerektiriyor. Çok teşekkür ediyorum. Sevgilerimle, iyi yıllar." yanıtı gelmişti.

Bu yılki doğum günü mesajıma yanıt gelmemişti, demek o kadar sağlıklı değildi.

Sonra bir gün hiç beklemediğim bir biçimde beni borçlandırdı: Moda olmuştu hani bir ara; herkes birbirini mimliyordu. Narçiçeği’nin mimlediği üç kişiden biri de bendim. Ama blog kategorisi o günlerde harala gürele kavgalıydı, nahoş şeyler oluyordu.

Mesaj yolladım: “Merhaba, 'mim'i unutmadım. 'Blog' kategorisi pek karışık, biraz ağırdan aldım. Yazacağım. Selamlar, sevgiler ve sağlıklar.”

O kategoriyi bir kez rahat bulup yazamadım açıkçası.

Bu süreçte Narçiçeği’nin yazının başındaki ‘Hakkımda’ bilgileri: “Emekliyim ama, yaşamdan değil; işimden…” şeklinde başlayarak değişti.

Sonra bir kitabından haberdar olduk; “Bu Dünyadan Sen de Geçtin

Adı sanki özenle seçilmiş; son yolculuğuna hazırlık gibiydi. Adresimi istemişti, lütfen ‘ödemeli’ olsun diye not düştüm. Kitap siparişimi yerine getirecek kadar bile sağlık durumu elvermedi belkide.

Blogdaşım İlyas Bayram, “Milliyet Blog sanal, …sevinçler de acılar da gerçek” demiş.

Evet, Narçiçeği ismi benim için ‘sanal’dı, ama dostluğunu, sıcaklığını hep ‘gerçek’ hissettim.

Haber öyle diyordu; ölüm de gerçek!

Başsağlığı diliyorum, isimlerinizi dahi bilmediğim sevgili eşi ve sevgili kızları…

Işıklar içinde yat, hiç görmediğim sevgili dost…

Hani ‘mim’lemiştin ya beni sevgili Narçiçeği, http://blog.milliyet.com.tr/Mimlenmisim/Blog/?BlogNo=163379

Bu kez yazdım...

Mecburen:(

http://blog.milliyet.com.tr/Gelecege__gecmisten_bir_iz_birakmak/Blog/?BlogNo=115300

 
Toplam blog
: 355
: 1099
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

1960 Ankara doğumlu bir Çankırılıyım. İşimin burada olması nedeniyle, Antalya'da yaşamaktayım. Ti..