Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ağustos '07

 
Kategori
Tarih
 

Zağanos Mehmet Paşa' nın Fatih' e ilginç bir nasihati

Yahya Kemal’in, “ Aziz İstanbul ” isimli kitabını okuyorum bir süredir. Orada Fatih Sultan Mehmet’in yakın çevresinden olup, devlet kademelerinde komutanlık, valilik ve benzeri önemli görevlerde sorumluluk alan bir isimle karşılaşıyorum; “ Zağanos Paşa ”. İlimiz deki meşhur Zağanos Paşa Camii’ni yaptıran kişi olarak bilirdim bu ismi. Bütün bildiklerim yukarıda aktardıklarımla sınırlıydı. Gerçi İstanbul’un fethi üzerine çeşitli tarihçilerimizin eserlerini incelemiş ayrıca Hammer’in Osmanlı tarihi ve Ostrogoski’nin ( umarım hatalı yazmamışımdır) Bizans Tarihi isimli eserlerini de gözden geçirmiştim ama nedense Yahya Kemal’in yukarıda belirttiğim eserinde aktardığı Zağanos Paşa ile ilgili detayı gördüğümü hatırlamıyorum. Usta bir edebiyatçımızın anlatımına edebi zevk ve inceliği katarak kendi dünya görüşü üzerinden tarihe samimi bir ışık tutmasındaki zarafet, tarih bilimini büsbütün cazip bir hale getiriyor. Elimdeki kitap; Milli Eğitim Gençlik Ve Spor Bakanlığı Yayınları, Türk Klasikleri serisinin 35.eseri olarak piyasaya sürülen kitap. İstanbul, 1988 tarihli.

Kitapta Zağanos Paşa’nın Fatih’e şunları anlattığı yazılı ; “ Şehzade Mehmet’e Eflatun’un Muhavereler’ini, Plutarque’ın Büyük Adamların Hayatı’nı, Sicilyalı Theokritos namında bir Yunaninin rustai şiirlerini, Sofokles’in Oyunlarını, bilhassa Homeros’un İlyada’sını okur, eski bir medeniyetten bahsederdi Ve derdi ki, Kayser Konstantin’den önce insanlar Akdeniz kıyılarında ilahi bir hayat yaşıyorlardı. Akdeniz kıyılarında yaşayanlar, uzun süren bu hayati medeniyetten sonra ateh devrine girdiler; dimağlarını Asya’nın ledünni hareketine kaptırdılar. Ledünniyat peşinde kafaları bunalan rahipler, Bizans tepelerinde ruhani bir saltanat kurdular. Bu belde bugün ilahi tabiatın ortasında, cenazevi bir buhurdan gibi tütüyor. İnsaniyet onun kokusu ile günden güne bunalıyor. Genç şehzade! Bununla beraber orada hala insaniyetin ilahi an’anesine sadık insanlar var. Lakin İsevi kilisenin verdiği hevl ile hepsi bir kenara sinmiş yaşıyorlar. Bazısı bir kenarda Yunanilerin, bazısı Latinlerin eserlerini okuyorlar, bazılarıda Suriye e’izzesinin resimlerini, heykellerini yapıyorlar. Eski medeniyeti bin kaçamakla yaşatıyorlar. Bazen kilise tasavvufunun hafakan devirleri tutuyor, bu ilahilerin bazılarını nefy, bazılarını idam ediyor, bazılarının da ellerini bileklerinden kopararak..( işkenceler altında tutuyorlar) ( onlar) Bu baskılara rağmen, birer köşede eski an’aneyi yürütüyorlar. Biz, Bizans’a gideceğimiz gün bu hale hatime vereceğiz. Cenazevi buhurdan sekiz asır tüttükten sonra sönecek!”…. “ …Unutma Roma’nın varisi sensiz. Trakya ovalarında kaybolduğun bir gün Delos adasında mabedi olan Apollon’un kâhini Calchas ne söyledi; hatırla!”

Yahya Kemal, Zağanos Paşa’nın Rum devşirmesi olmayıp tarihçilerin kabul gördüğü görüşe dayanarak Arnavut asıllı olduğunu belirtir. Zağanos, Türkçe de bir cins şahine verilen isimmiş. Sadeleştirmeden aktardığım metinde dikkatimi çeken bir şey oldu. Aslında bu yazıyı sırf bu nedenle hazırlamıştım ama şimdilik bu kadar diyelim ve konuya girmeyelim.

 
Toplam blog
: 177
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.03.07
 
 

1965 Almanya doğumluyum. Atatürk üniversitesi İlahiyat fakültesi mezunu olup, öğretmen olarak çalışm..