Zam tepkisine zamlı dayak!

AKP hükümetinin bazı “liberal” yazarlar tarafından yer-göğe sığdırılamayan “demokrat” yüzü, en son İstanbul’da yeniden hissedildi. Geçtiğimiz cumartesi günü İstanbul’da The Marmara Oteli’nde gerçekleştirilen Yüksek Öğretim Kurulu Çalıştayı’nda harç zamlarını protesto eden öğrenciler, rutin olduğu üzere yine coplandılar yine yerlerde sürüklendiler.

Malum bizim “demokrasi geleneğimizde “ toplumu ilgilendiren yasaların hazırlanmasında ve uygulamasında topluma yer yoktur. Kararlar genel olarak oligarşik bir yapı içinde alınıp, meclis toplantılarında müzakere ediliyor havası verilerek yasa haline getirilir. Çeşitli sosyal ve ekonomik kararlar için de hal böyledir. “Etkin” , “derin” ve “zengin” çevreler topluma giydirecekleri elbiseyi önceden hazırlatır, sonra çeşitli yaldızlarla, olmadı çeşitli “ikna” yöntemleriyle gereğini yaparlar. Bu uygulamalara, bu politikalara alanlarda, sokaklarda, işyerlerinde ve üniversitelerde itiraz edenler için reçete bellidir. Sert bakışlı, fizik kondisyon yönünden güçlü, biber gazı, cop ve tekmeleriyle aşina olduğumuz sokak ringlerinin değişmez aktörleri, bu “kötü fikirli” kişileri, sayılarına ve cinsiyetlerine bakmaksızın nakavt eder.

KESK’e bağlı kamu çalışanlarının, DİSK’e bağlı işçilerin, üniversiteli sosyalist öğrencilerin yaptığı eylemlerde, kullanılan şiddetin dozu hala belleklerde duruyor. O sahneleri unutmanın imkânı yok. Üniversitelerde resmi adı “eğitime katkı payı” olan öğrenim harcına yapılan ölçüsüz zam konusunda gösterilen tepkilerde de benzer sahneler yaşıyoruz. Ekonomik krizi bahane eden YÖK, paralı eğitimin köşe taşlarından biri olan öğrenim harçlarını yüzde 500’e kadar artırdı. Rekoru bu yıl da ikinci öğretim aldı.

Malum, bir tür “özel üniversite” statüsü gibi düşünülen ikinci öğretim katkı payları, öğrencilerinden ortalama öğrenci maliyetinin yaklaşık yarısı kadar alınıyor. Yapılan insafsız zamlara bakar mısınız? İkinci öğretimde eğitim harçları veteriner fakültelerinde 1976 TL'den 5276 TL'ye, teknik eğitim fakültelerinde 1062 TL'den 1412 TL’ye, mühendislik fakültelerinde 1416 TL'den 2400 TL'ye çıkarılmış. Bu paylar hukuk, iktisat gibi fakültelerde 1070 TL'den 2160 TL'ye, dil tarih ve coğrafya, ilahiyat, eğitim ve edebiyat fakültelerinde ise 951 TL'den 2426 TL'ye fırlamış. AKP hükümeti, enflasyonda yüzde 10’nu geçememekle övünürken, YÖK’ün hangi girdi artışına göre bu rakamları belirlediği bir soru olarak zihinleri meşgul ediyor. Birileri halkı yine kandırıyor, ama kim? Bu kez hükümet mi YÖK mü? Yoksulluğun ve çaresizliğin insanların belini büktüğü bu koşullarda, ölçüsüz zamma karşı ilk tepkiler her zaman olduğu gibi üniversitelerin sosyalist, devrimci, muhalif çevrelerinden geldi.

Birçok şehirde ailelerin de destek verdiği eylemlerde, paralı eğitime karşı çıkılıp, yapılan fahiş zamların geri çekilmesi istendi. Üniversitelerde “Öğrenci Kolektifi” adıyla örgütlenen muhalif öğrenciler, özellikle medyanın ilgisini çekebilecek aktivitelerle yapılan zamları gündeme taşımayı başardılar. Bu eylemlerin en dikkat çekicisi kuşkusuz İstanbul The Marmara’daki eylemdi. İçerideki “büyükler” yüksek öğretimin ve gençlerin sorunlarını nasıl “çözeceğini” tartışıyorlardı. Bazı rektör, hoca ve AKP’lilerin otele giriş yaptığı sırada, kapı önünde toplanan sayıları 20 civarındaki Öğrenci Kolektifi üyeleri “Zamları Geri Çekin” eylemine başlamışlardı. Ellerinde dövizler, sloganlarla dikkat çekmek istiyorlardı. Ama sabırlar taştı, öğrenciler yine yerlerde sürüklendiler. İçeri girme hakkını elde eden üç öğrenci de, “öğrenci olmadan YÖK çalıştayı olur mu” çıkışı üzerine, bakan hanımın ve hocaların gözü önünde salondan yaka paça çıkarıldılar. Demokrasi mücadelesinin iki saygın hocası bu duruma tepki gösterirken; AKP destekçisi büyük “liberal ve demokrat” bir hocanın “öğrencileri kınıyorum” söylemi bir ibret anısı olarak hafızalara kazındı.