Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Aralık '06

 
Kategori
Coğrafya
 

Zaman - Mekan sıkışması

Zaman - Mekan sıkışması
 

“ Zaman ve mekanın nesnel niteliklerinde öylesine devrimci değişimler olur ki; dünyayı görüş tarzımızı bazen köklü bir biçimde değiştirmek zorunda kalırız. Zaman - mekan sıkışması deyimi; insanı kışkırtır, heyecanlandırır, strese düşürür, bazen ağır bir tedirginliğe sürükler; dolayısıyla da çok çeşitli toplumsal, kültürel ve politik tepkileri harekete geçirir. ”

Kendisi de bir coğrafyacı olan David Harvey, Postmodernliğin Durumu adlı eserinde zaman - mekan sıkışmasını bu şekilde açıklıyor. Ve dünyanın iletişim ve ulaşım araçları ile çok küçüldüğünü ifade ediyor. Bu konuda da şu örneği veriyor: 1500-1840 yılları arasında atlı arabaların ve yelkenli gemilerin en yüksek ortalama hızı saatte 16 kilometreydi; 1850-1930 yılları arasında buharlı lokomotifler saatte ortalama 100 kilometre, buharlı gemiler ise 60 km yapabiliyordu. 1950’lerden sonra pervaneli uçaklar saatte 160-640 kilometre; 1960’lardan sonra ise de jet yolcu uçakları saatte 800-1100 km yol alıyor, mekanı zaman aracılığı ile ortadan kaldıran yenilikler sonucunda dünya haritası da küçülüyordu.

Son yüzyılımıza baktığımızda her şeyin ulaşımda olduğu gibi çok hızlı bir şekilde gerçekleştiğini ve değiştiğini görüyoruz. Günümüz teknolojisi bize her türlü imkanı ve kolaylığı sağlarken biz ise hala zaman darlığından ve zamanın yetmediğinden söz ediyoruz. Aynı gün içinde farklı şehirlere hatta farklı ülkelere gidip-geliyor ancak yine de zamanı yetiremiyoruz. Şimdi düşünüyorum da acaba bizlerin orijinal fikirler ve düşünceler geliştiremeyişimiz de bu yüzden mi? Hız tutkunu olmuş yaşantılarımızda düşünmeye ne kadar zaman harcıyoruz? Tüm benliğimiz, tüm hislerimiz ve tüm yaşantımız teknolojinin esiri olmuş da biz mi farkında değiliz. Her şeyi bizim için yapan birileri ya da bir şeyler olduktan sonra, biz ne işe yararız. Komutları yerine getiren bir robottan farkımız kaldı mı ki?

Kalan tek şey düşüncelerimiz sanırım; ne zamana ne mekana sığmayan düşüncelerimiz. Ama her şeyin kirlendiği ve saflığını kaybettiği dünyamızda, düşüncelerimiz ne kadar saf ve kirlenmemiş. Düşünürü, düşüneni olmayan bir toplum olmaya doğru jet uçakları ile gidiyoruz.

Bu son anonstur;

“ İnişe az kaldı, yerinizden kalkmayın ve lütfen kemerlerinizi bağlayın. ” !!!

 
Toplam blog
: 27
: 2130
Kayıt tarihi
: 30.10.06
 
 

1979 Sakarya doğumluyum, 1,5 yıl Milli Eğitim' de öğretmenlik yaptıktan sonra,11 yıldır da üniver..