Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ocak '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Zaman hızlı geçtiğinde...

Zaman hızlı geçtiğinde...
 

Sabahları zor uyanıyorum. Babam da öyle. Bu yüzden işe giderken bazen hiç konuşmuyoruz. Ama biliyorum ki onun da aklından tüm yol boyunca gördüğü şeylere dair garip fikirler geçiyor. Bazen de birimiz konuşuyor diğerimiz kısa yanıtlar veriyoruz. Yine de bir şekilde anlaşıyoruz onunla çünkü birbirimize çok benziyoruz.

Bu sabah hava yine çok soğuk. Saat 07:55. Arabaya biniyoruz. Çok yorgun görünüyor. Yüzündeki çizgiler yorgun olduğunda daha belirgin oluyor. İçim acıyor. Sigarasına uzanıyor. "Lütfen" diyorum. Sigarayı bırakıyor. Yol boyu ekose etekli öğrenciler güle oynaya okula gidiyorlar. İkimizde muhtemelen aynı şeyi düşünüyoruz: "Henüz hayat onlara ağır gelmiyor ya da hayatın ağırlığını taşıyabilecek kadar çok enerjileri var." İlerliyor evden uzaklaşıyoruz. Babam "Bu sabah yan taraftan gidelim mi ne dersin?" diyor. "Olur" diyorum.Uzun zamandır o yolu kullanmıyoruz. O yol fazla işlek ve babam bu ara fazla dalgın. Sürekli arkadan gelen araçları kontrol ediyorum. Çünkü, o aynalar yerine içinin aynasına bakıyor. Bu yüzden beni işe bırakıp yola koyulduğu zaman aklım onda kalıyor. Her sabah "Lütfen dikkatli ol."diyorum, alınıyor. Onun yaşlı biri olduğunu düşündüğümü sanıyor. Oysa sadece ona olan düşkünlüğümden saçının tek teline zarar gelmesinden korktuğumdan bunları söylediğimi bilmiyor. Her sabah onu sevdiğim söylüyorum, gülümsüyor "Ben seni daha çok seviyorum" diyor.

Yan sokakta pek çok şey değişmiş. İkimizde yol boyunca sıra sıra apartmanlara bakıyoruz. Mavi beyaz boyalı dev bir apartman görüyoruz. Şaşkın şaşkın "Bu ne zaman yapılmış buraya?" diyorum. "Ben de ilk kez görüyorum" diyor. Başımı sallayarak "Zaman ne çabuk akıp geçiyor."diyorum. "Öyle" diyor. "Ama atladığın bir şey var." diye devam ediyor. "Şu an, zaman sana hızlı geliyor." Ona bakıyorum."Peki neden?" diyorum. "Hatırla" diyor "Çok değil bundan bir kaç yıl önce, zaman hızlı mıydı? Hayır değildi. Çünkü zor günler yaşıyorduk. Hayatımız zordu. Saatler, günler geçmiyordu. Hayat böyledir. Güzel zamanlar çabuk geçer, zor zamanlarda ise zaman sanki daha ağırdır." Çok haklı. O zor günlerde zaman bu kadar hızlı akmıyordu. Günler, saatler, dakikalar daha uzundu sanki. Oysa şimdi...

Acıları da belki bu yüzden daha çok anımsıyoruz. Her dakikayı, her saati, her günü daha yoğun yaşadığımız için belki. Oysa mutlu zamanlar çok daha hafif. İz bırakmadan süzülüp gidiveriyor hayatımızdan. Bir kaç yıl öncesini düşünüyorum. O yılların nasıl da ağır geçtiğini ve omuzlarımıza nasıl da ağır bir yük gibi çöküp kaldığını. Şimdi zaman hızlı geliyorsa bize, hayat tüm gücüyle sıktığı iplerimizi gevşetmiş demek ki...

Beni işyerimin önünde bırakıyor babam.Ona sarılıyorum. Sadece o tatlı gülümsemesiyle bakıyor ve "Ben de seni seviyorum"diyor. Zamanın hızlı geçtiği bir yola doğru gidiyoruz ikimiz de...

RESİM: Salvador Dali

 
Toplam blog
: 408
: 1090
Kayıt tarihi
: 17.06.06
 
 

Gazetecilik okudum... Ama gazeteciliği sırf yazabilme serüvenine bir adım daha yaklaşabilmek için ok..