Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Şubat '11

 
Kategori
Felsefe
 

Zamanı akıtmak 15

15-] Oysa organikler atom düzlemi depo belleğin üzerine bileşik molekül belleğini de sarmıştır. Atom depo belleğin şematik oluşuna karşın bu moleküler bellek plastiktirler. Özel ekleme çıkarmalar yapabilmektedir. Ki bu da amaçlılıktır. Başlangıcın pek çok girişmesi içinde, kim bilir hangi tür dış koşulların girişmesi ile, bir girişme kendisini kodlayışla, çevre etkilerine karşı kendi; adaptasyondu yanıtını verdiler. Organikler İlişki ve organizasyona açık bir zorlu seçmeci ayıklamacı belirlenme ile ve tepkime yatkınlığıyla, yani afinite oluşlarıyla, girişirler. 

Kontrollü giriştirilirler. Örneğin soluma ihtiyacı ile oksijen, hemoglobine doğal afinite eğilimle bağlanırlar. Dış girişmeli olan bu demir oksijen inorganik düzlemli olan birleşmeler özelliği de solunumlu organizma içinde de, organik için, dışa açılımı yolu ile edinilmiş olan bu depo zamanı süreçleyebilmektedir. Oysa bir enzimin inşası, geçmiş depo zaman kopyası olarak, kontrollü enerji uygulanması sürenli bir durumla yapılaşırlar. 

Dedik ya bu hayat bir kezliktir. Her şey kendi şartları içinde bir kez ortaya çıkmıştı. Enerji kontrolü; doğal seyir içinde bir durumun yansıması olarak tabi akış içinde kendiliğinden belirdiği gelip geçici bir durumdu. Tıpkı biğbeng koşullarındaki enerji kontrolü gibi algıladığımız sıcaklık isi basınç eşiklerinin belirişle parçacıkların yaratılması gibi. Dünyada ve uzayda da düşen ısı basınç yoğunluğu, evren özel şartları içinde, kimi yerlerin bir kontrolü enerji gibi biçimiyle beliren bir algı durumuydu. 

Tıpkı dünyanın buzul soğukluğu içinde okyanus göl, yada bataklık dibinde fay kırıklarının sıcak ılık oluşla sanki kendi kontrollü gibi olan özel enerji şartlarını taşıması gibi. Ya da Japonya'daki kar kış buz ortamındaki sürekli sıcak göller gibi. Buralar organik bileşmeler için en ideal donanımların sınırlı kontrollü oluşuydu. Bir kez burada organik kökleşmeler başladı mı, organiğin hayata tutunma tepkisi organizmanın basit bir adaptasyon sorunu olacaktı. Adaptasyon evrimi kaçınılmaz kılıyordu. 

Depo süreçler, kendi üzerilerine yansıyan, kendi üzerilerine, kendilerinin eşleşen etkilerini hep taşırdılar. Örneğin takribi her on milyon molekül deniz suyu içinde, bir molekül tanesi, kendilik +H ve –OH iyonlara ayrılmışlardır. Bu durum suyu; etkin bir tepkime ortamına sokan, süreç yapar. Yani suyun asidik ve bazik olma gibi, iyonlara ayrışma, birleşme PH özelliğini çevreye dayatır. 

İyonlaşma, geçmiş zamanın, yani bir mol gel yapmış suyun (H2O'nun), birleşme sürecinin, tekrar çözülerek tersinmesidir. Yani bir mol suyun git ile +H ve -OH iyonlara devinmesidir. Birleşme de, tekrardan iyonlaşmayla çözülen bir mol suyun gel yansımasıdır. 

Yani öğrenme sürecinin tekrarıdır, pratiğidir, fantezi ve kurgusudur. Çözülen eylem gel hareketi ile tekrar bir mol suya dönüşür. Bu gel, git hem kendi üzerine yansıyan otomatik süreçtir, hem de çevreye yansıyan, çevrenin asit baz giriştirmeli PH'sını değiştiren, etki eşleşen yansımadır. Birleşme ayrılmayla, ayrılma birleşmeyle eşleşmiştir. Eşleşmenin yansıması bize ölçmeyi de verir. 

Bu yüzden şartları ortadan kalktığı halde, yüzlerce organ ve süreçlere denk düşen, cenin işlev ilişkiler, canlılarda, kalıtsal bir tekrarla güdük olarak devam edebilmektedirler. Örneğin insan ceninlerinin, solungaç evreli, postlu kıllanmalı vs. aşamaları; bu bağlamda belirip yok olan, anı süreçleridir. Bunlar belki hala bir işlev ilişkisidirler. Belkide bir zamanların işlev ilişkisi eşleşeni olarak öğrenilmesi ile vücutta tutulan güdük bir enerji israfıdırlar. 

Yani çevrenin, çevre arzının içinde olmadığı için şimdilerde süreçleşemediği kimi olgu ve olayları organizmalar öğrenme yolu ile hayati bazda süreçliye bilmektedirler. Nasıl bir duvarcı ustası, örülen taş duvar blokları arasındaki boşluklara, uygun olacak moloz taşı çevresindeki taşlar içinde en uygun olanını boşluğa sınayıp çıkarma denemesi yaparak bulursa; deneyler de, uygun malzeme ile uygun çevre şartlarını giriştiren faaliyeti ortaya çıkarma işidir. Bir mıknatısın ortam içinde toplu iğneyi çekip bulması gibidir. Bu yüzden evrimsel devinim, yani seçilimler var. Yine, doymamışlığın devinmesi var. Yeni mutasyonlarla girişmeler vardır. 

İnorganik kimi pek çok süreç, kendi çevrimi dışındaki etkileşmelere karşı; doygunlukla olan devim nedeniyle, iki şeyin birleşmesine kapanmıştır. Böyle olmasa idi, oksijen yeryüzündeki organik hiç bir birleşmelere izin vermeyecek şekilde oksitleme yapardı. Yani tüm organik bileşimleri de anında parçalardı. 

Sizin inorganiklerden mamul depoladığınız teknik ve teknolojiler, projeye göre, en son sahne aldığı, zamanın durduğu aktüel durumu ile ve birden bire birlikte ve plastik olmayacak, kütlesel bir akışla akarlar. Akışın içine, kendilerinin oluşturulduğu zaman sürecini de, kattıkları apaçıktır. 

Tabiri caizse, bir kese kâğıdından yapılmış bir pakette; söz gelimi bir araba üretim aşamasında 9999 ayrı üretim alanında bitişmiş olsun. Böyle bitiştirilen araba, yine üretimine göre fabrika otomasyon zamanına göre, çok daha kısa bir sürede, paket içinde, birden bire, kaynaşmış zaman olarak dökülür. Bu, patlamış mısırın bütün donmuş zamanı ile paketten dökülmesi gibidir. 

Burada birkaç paradoks belirir. Depo belirmeler, ya kızak hareketlerle, ya da yuvarlanan düşen, dönen hareketlerle akarlar. Bunların tümü bir devinmenin beliriş biçimidir. Yani donmuş zamanların uzamları boyunca akışı ile, şimdiki halin süpürüş durumudurlar. 

Paket içi akışta zaman, kızak hareketlerle, ya; ilk giren son çıkar olacaktır. Ki çekmece sürgü hareketi de böyle, kayarak çıkarlar. Ya da, ilk giren, ilk çıkar olacaktır. Ki, iki kapılı (lineer zaman boyutlu) tek yön ve ileri hız devinimli süreçtirler. 

Bir kapıdan giren, ilk taraf, diğer kapıdan da ilk çıkar (tünel hareketi). Tabi yuvarlanma ve dönme devinmesi yapmadığı sürece bu akış böyledir. Geri kayan, çekmece hareketleri, bir zamansal geri çözülme değildirler. Lineer olmadıkları takdirde, devrilen süreçtirler. Yazın kış olması gibi. 

Aynı düzlemde olan, iç içe olan süren hareketlerin, sürat azaltıp, sürat artırmasıdırlar. Bir nevi doğum hareketidirler. Doğum hareketi, aynı zaman başlangıçlı, süredurumların, kendi içindeki başlayan, duran süreçlerin tezahürüdürler. Dış zamandan çok, iç zamanın sirkülâsyonudurlar. Olgu kendi iç öz gücünü yine kendi iç olayının benzer kopyasını oluşturur. Ya da yabancı bir dâhiliyeyle rahmin kendi iç basınç itmesi ile olgu dışa atılacaktır. Doğum hareketi, paket zamanı, sürtünen hız artması oranı ile kaydırır. 

Tersinir süreçler bir fermuar hareketi gibi iseler de zaman daima ileri akar. Neden? Fermuar ileri doğru kapanırken farklı zamanlı, uzaylar bitiştirirler yeni konum yaratırlar. Yani her oluşma, olgu ve olayın kendisidirler, ileri akıştırlar. Yani akışın önünde akışın kendisinden önce, alması gereken bir yol yoktur. Palet hareketi gibi uzay ve mekân, olaylar üzerine; sarılıp, bükülüp, katlanan helezonlar, yani vida dönmeli yansıma belirmesi yaparlar. 

Bitişik uzaylar, fermuar hareketi ile açılırken (tersinirken) dahi tersinmenin kendisi bir olay olarak meydana gelmiş olacağı için, zaman ileri akacaktır. Yani bu şu demek; siz, zamanı geriye doğru götürseniz dahi; tekrardan, dünyayı o ilk akkor halinde getirerek ısıtamayacaksınız. Çünkü fermuar açma kapanma süreleri (devinimleri) boyunca, düzenli enerji kayıplarıyla ileri doğru olan olaylarla akıp gidecektir; entropiden (kayıp enerjiden dolayı) başlangıç, koşullarından sıyrılmış olacaklardır. 

 
Toplam blog
: 418
: 104
Kayıt tarihi
: 26.11.10
 
 

26 yıllık sınıf öğretmenliğinden sonra emekli oldu. Şiir çalışmaları ve deneme türü olan, toplum ..