Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ağustos '08

 
Kategori
Öykü
 

Zamansız mekansız yolculuk....

Zamansız mekansız yolculuk....
 

Borabay Gölü


Yemyeşil bir göl, etrafı ağaçlarla çevrili. Gökyüzü parlak bir mavi, ama güneş yok. Her yer yeşil ve mavi……
Gölün ortasındaki sal, suyun etkisiyle hafifçe sallanıyor. Kadın gözlerini kapatıp salın içine uzanıyor, sanki başka bir zamana gitmek ister gibi….
Sal sallanıyor, gözleri kapanıyor, ne uyku ne uyanıklık hali….Ruhunun bedeninden yavaşça uzaklaştığını hissediyor. Acaba hangi zamana ve mekana gidecek kendisi de bilmiyor bunu.
Ama bildiği şu ki en sevdiği oyunun bu olduğu…
Tek başına kaldığı zamanlarda huzur bulduğu bir oyun…
Bekliyor, bekliyor.....
.................
Anne ve baba konuşuyorlar. Baba, bu sefer olacak biliyorum diyor. Annenin ise canı biraz sıkkın, artık eskisi gibi yapamadığı için üzülüyor ve buna bir anlamda veremiyor. Kesin nazar değdi, bunu benden güzel hiç kimse yapamazdı, her şey aynı, yapan aynı, tarif aynı, malzemeler aynı, fırın aynı neden olmuyor ki?...
Çocuklar heyecanla onlara bakıyor, anne hadi bir daha dene diyorlar. Baba anneye son bir destek daha verip, senin yaptığın gibi kimse yapamaz, hem güzel olmasa bile eminim tadı çok güzel olacaktır, bak hepimizin canı şimdi tatlı istiyor diyor.
Anne aldığı desteklerin etkisiyle olacak ki, tamam diyor, bu sefer olacak. Geçen şekerini biraz fazla katmıştım, onun ölçüsünü azaltacağım.
Ve başlıyor revani yapmaya. Önce şerbetini hazırlıyor, kaynaması için ocağa koyuyor. Bir taraftanda şeker ve yumurtayı çırpmaya başlıyor. Fırını ısıtıyor, revani hamurunu tepsiye döktükten sonra fırına sürüyor. Herkes fırının başında revaninin kabarmasını bekliyor. Fırının camından bakıp bu sefer kabaracak heralde diyorlar. Üzeri kızarmaya başladı, oluyor heralde….
Fırın açılıyor, tepsi heyecanla çıkarılıyor….
Ama revani tekrar sönüyor…
Baba, şerbeti dökersek kabarır diyor, hemen soğuk şerbet dökülüyor, bekleniyor…
Bekleniyor…
Kabarmıyor….
Annenin canı yine sıkılıyor, nerede hata yapıyorum acaba diye hayıflanıp duruyor..Baba onun üzülmesine hiç dayanamadığı için, yok yok onun tadı içindedir, senin yaptığın ne kötü oluyor ki diyor. Ve revani kabarmamış olsa da yenip bitiyor. Anne bu durumdan hiç memnun değil, iyice inada bindiriyor bu revani işini .Bu sefer soğuk fırına süreceğim….
Olmuyor….
Sıcak şerbet dökeceğim….
Olmuyor….
Kabartma tozunu biraz fazla katacağım….
Olmuyor….
Olmuyor….
Olmuyor….
Bir gecede 4 tepsi revani. Hepsi şerbetine kadar dökülerek hazırlanıyor. Anne üzülmesin diye yapılan tüm revaniler bu daha güzel olmuş diyerek yeniliyor. Herkes çatlamak üzere....
Anne bu gecelik revani işinden pes etmiş, birazda üzgün....
O arada baba teybin düğmesine basıyor, bütün akşam yapılan konuşmaları gülüşmeleri teybe kaydetmiş. Tam bir şamata…
Hep beraber başlıyorlar gülmeye…
Anne bir daha ki sefere kesin tutturacağım diyor kahkahalarla…..
..............
Kadın gülümseyerek gözlerini açıyor...
Çıktığı o küçük yolculuk öyle rahatlatmıştı ki onu…..
Anne babasının yanında çocuk olarak kalmak çok hoşuna gitmişti….
Salını gülümseyerek kenara çekiyor…
Kendisini tüm sıkıntılarından arındırmış ve mutlu olarak, diğerlerinin yanına tekrar dönüyor…...









http://isteoylebirseyy.blogspot.com/

 
Toplam blog
: 41
: 1226
Kayıt tarihi
: 11.06.08
 
 

Çoğu zaman düşündüklerimi, gördüklerimi, hissettiklerimi dile getirmekte zorlanıyorum. Çünkü o an..