Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ocak '09

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Zap Suyu'ndan Marmara'ya

Zap Suyu'ndan Marmara'ya
 

Biri ülkemizin en doğusunda diğeri en batısında yer alan iki farklı yer, iki farklı coğrafya. İkisini de görme fırsatım oldu. Ülkemizin en gelişmiş ve zengin bölgesi Marmara’yı ve denizini birçoğumuz görmüş olabiliriz. Her türlü olanağa sahiptir orası. Peki ya Zap’ı? Çevresini? Geçit vermez yükseklikteki dağlarla kaplıdır bu bölge. Askerliğimi Hakkari’de yapmam nedeniyle bu bölgeyi ve burada yaşayan insanların yaşam koşullarını görme fırsatım oldu. Ülkemizdeki insanların birçoğunun çekinerek baktığı bu bölgeyi yakından görme fırsatı bulduğum için kendimi şanslı hissediyorum. Çünkü orası da yurdumuzun bir köşesi. Orada da sürüp giden bir yaşam var.

Evet, orada da sürüp giden bir yaşam var. Hem de ülkenin batısıyla karşılaştırılmayacak kadar fazla zorluklarla. Bir yanda, yıllardır süren iç savaş ortamı. Diğer yanda, sürekli göz ardı edilmişliğin getirdiği olanaksızlıklar. Hakkari, 1700 metre yükseklikte kurulmuş çok küçük bir kent. Bu kente ulaşırken yerden bayağı yükseliyorsunuz. Her taraf dağlarla kaplı. Hakkari’nin karşısında kocaman Sümbül Dağı. Kente ulaşım oldukça güç. Yollar bozuk ve derin çukurlarla dolu. Buradaki göz ardı edilmişlik öyle kötü bir duruma gelmiş ki; batıdaki herhangi bir ilin sıradan bir sokağının asfaltı, Hakkari’nin en işlek caddesi Cumhuriyet Caddesi’nin bozuk ve çukurlarla dolu asfaltından çok daha iyi durumdadır. İnsanların günlük ihtiyaçlarını karşıladıkları bakkallar, tenekeden barakaların içine kurulmuşlardır. Kente, günlük gazete ancak öğleden sonra ulaşabilmektedir. Kitap bulmak ise oldukça güç. Birkaç kırtasiyede ancak sınırlı sayıda kitap bulunabilmektedir. Olanaksızlıklar o kadar fazla ki saymakla bitmez. Tüm bu olumsuzluklara rağmen Hakkari ve çevresi birçok doğal güzelliğe sahiptir. Zap Suyu’nun tertemiz akışı… Su kenarına kurulmuş, yeşilliklerle çevrili adeta kartpostallık diyebileceğimiz güzelliğe sahip köyler… Yüksekova’nın bambaşka olan havası… Ancak bunlar ve daha birçok güzellik, bölgede uzun yıllardır yaşanan iç savaş yüzünden ikinci planda kalmaktadır. Doğal güzelliklerin üzerini örten yapay çatışmalar!

Hakkari’den Ankara’ya geldiğimde, kendimi sanki batılı bir ülkenin modern bir kentine gelmişim gibi hissettim! Oysa bugüne kadar hiç yurtdışına çıkmadım. Geniş ve düzgün yollar, trafik lambaları, çevre düzenlemeleri… Bu duyguyu bana yaşatan, ülkenin doğusundan batısına gelmek oldu. Ülkemizde yaşanan birçok eşitsizliğin fiziki bir göstergesi! Yurdumuzdaki egemen kültürü ve refah düzeyini hep birlikte kardeşçe öyle bir noktaya taşımalıyız ki; Zap Suyu’nun kenarında oturan yurttaş, Marmara’da herhangi bir yere geldiğinde kendini yabancıymış gibi hissetmesin.

 
Toplam blog
: 11
: 1150
Kayıt tarihi
: 25.01.07
 
 

Toplumsal konulara duyarlı, sorunların çözülmesi için düşünce üreten ve çaba gösteren, emekçi gen..