Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mart '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Zaten tipsizin biriyim. Sözüm dinlenmiyor.

Zaten tipsizin biriyim. Sözüm dinlenmiyor.
 

yok bir şey...


Merhaba sevgili e-günlüğüm.
İyisin, iyiyim ama iyiler mi bilemiyorum.
Yağmur yok, kar yok, güneş yok ama yine kaza var... Bu sabahın körün de iki araç (bir kamyon, bir hususi araç) ara sokak da birbirlerine girmişler di. Bence araba kullanmayı öğretenlere birileri araba kullanmayı öğretmeli.
Tıpkı froyd'un "bütün psikologların, psikolog'a ihtiyacı vardır" dediği gibi. Şöför eğitimi verenlerin şöför eğitimi alması gerek:)
Sevgili günlüğüm, artık trafik kazası haberlerini yazmıyayım diyorum. Hani kimse okumasa yazacağım ama seni okuyanlar var. Günün bir saatin de moralleri bozulmasın diye düşündüm. Zaten haberleri okuyor ve tv izliyorlarsa, etkilenen beyinleri ve onun yansıması ruh halleri yüzünden yeterince moralleri bozuktur, bir de biz bozmayalım:) Tamam, anlaştık.

Fakat trafik te kaza dışın da olanları yazabilirim.
Bugün deli gibi istatistik tuttum. Tam 36 insana ve 29 araca yol vermişim. İki kişi de bana yol verdi:)

Ayrıca çok komik (bana göre) bir dialog yaşadım. İki aracın sığmayacağı tek yönlü sokak da doğru yönde gidiyorum ve sokağın sonun da lüks bir arabalı şahıs var. (cinsiyet belirtmeyeceğim ama sarışın dı)
Yolun girişinde de "girilmez" tabelası var ki şahısla yüz yüze bakıyor. Şahıs inatla gelen arabaların bitmesini ve ters yola girmeyi bekliyor. Herhalde "yabancı" dedim ve "girilmez" diye işaret ettim. Arabayı kullanan şahıs başladı söylenmeye. Camı açtım ve ne dediğini merak ettim.

Şöyle: "Sana ne, ben ne yaptığımı bilmiyor muyum, sen kendi işine bak" dedi.
Ben de nazikce; " yanlış anladınız herhal de size bir şey söylemedim, sadece işaret ettim" dedim ve ekledim. "amacım size yol vermekti, tabiki siz girebilirsiniz, o tabelalar ve işaretler insanlar için" dedim. Şahıs gülümseyerek "teşekkür ederim" dedi ve girilmez yola girdi...
Bu arada ben ters yola girmiyor muyum, tabi ki giriyorum. Örneğin, işe gitmem için mutlaka ters yola girmek zorundayım. Çünkü sokağın iki girişi var ve ikisinde de "girilmez" tabelası var. Böyle bir durum da ters yola girmezsem işe gidemiyorum:)

Havalar güzel gidiyor ya, belediyeler ağaçları kesmeye, şey pardon budamaya başladılar. Ancak birilerinin onlara budamakla kesmek arasında ki farkı anlatması gerek. Bizim buralarda da başladılar ve ben dayanamıyor ve iki çift laf söylüyorum. Bugün de bir buçuk çift laf söylemeden yapamadım ama cevaplar hazır. Etraftan bir kişi de "ne oluyor" demiyor. Zaten tipim de bozuk, (dazlak, bıyıklı, küpeli) dinleyen yok:) Artık anlaşılan ağaç yerine betonları, oksijen yerine karbon monoksiti, ve sağlıklı olmak yerine hastalıklı olmayı seviyoruz. Başka bir anlam çıkartamıyorum. İşte ağacı kesenlerle aramız da geçen konuşma:
"abi kesiyor musun, buduyor musun?" cevap: "görmüyor musun buduyoruz" (ağaç da dal kalmamış)
"abi o ağaç sen dünya da yokken orada idi yazık değil mi?" cevap: "ben yokken de babam var dı, ne olmuş yani" (ilginç)
"abi ya! biraz uçlardan buda da, ağaç olduğu anlaşılsın" cevap "işimize karışma, çok biliyorsan başkana git"

Adamın anlama kapasitesi ya kapalı, ya dondurulmuş, ya da doğuştan çalışmıyor... O işçi, onun yapacağı bir şey yok da ne demek? Yapacağı çok şey var, , olmaz mı. Tek yapması gereken budamak. kesmek değil.
Sevgili e-günlüğüm; Biraz da iş yazayım. Bu gün de ürünle birlikte hediye meyve suyu dağıtmaya devam ettim. Sanırım bir hafta sürecek. Önümüzde ki haftalarda da sıkı bir pazarlama yapmak zorundayım. Bunun için eski seminer notlarımı kurcalamaya başladım. Bakalım pazarlama ve iletişim konusun da unuttuklarım var mı?

Tıp bayramı... Tıp sektörü zaten sürekli bayram yapıyor. Yakında "fizik bayramı", "kimya bayramı" "biyoloji" derken herkes benim gibi olacak. Yani, her gün bayram yapacak:) Neyse yine de "iyi bayramlar"

Biliyor musun? İnsan saçı, üç kilo ağırlık kaldırabilecek esneklikte imiş...
Güzel söz: "Gençliğimiz de, düşüncelerimizi oluşturan tüm konular sevgi ile ilgilidir. Sonraları ise, tüm sevgilerimiz düşüncelerimiz olmuştur" A. EINSTAIN

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..