Zonta Kâzım

"Selam! Nasılsın görüşmeyeli? Ben Selda!" başlıklı bir blog yazmıştım ya iki gün önce. Maksadım zontaların tuzağa düşmesine biraz olsun engel olmaktı. Bu arada bir şeye dikkat etmemişim. Selda isimli üçkâğıtçının bana gönderdiği mesajı da kopyalayıp blog'a aktardım. Orada kadının cep telefonu numarasının son iki harfini (??)yaptım ki her şeye rağmen uyarıları dinlemeyip aramasınlar diye.

Ama bu mesajda benim mail adresim de çıktı. Bu benim dikkatimden kaçmamıştı. ''Nasıl olsa oraya buraya mail adresimizi veriyoruz, kartvizit üzerinde bile yazılı'', diye düşündüm. Yanlış düşünmüşüm. Zonta kardeşlerimizden biri olayı kavrayamamış, kızdan ona da mesaj gelmiş, netice alamayınca benim blog yazımdan mail adresimi yakalamış.

Kadının pazarlayıcısı zannederek messengerime kayıt oldu ve şu aşağıdaki yazışma geçti aramızda.

Zonta kardeşimizin imlâ hatalarını düzelterek kaydettim. Başlangıçta benden ne istediğini anlayamadım. Tam da işimin olduğu bir esnada geçti bu messenger yazışması.

Birlikte okuyalım ve zontaların durumunu görelim.

Zonta: Beni kaydet de görüşelim...
Zonta: Bu kızlar kim?
Ben: Soru sormaya başlamadan önce kendinizi bir tanıtsanız hiç fena olmaz. Size kaba davranmadım, tanımadığım halde kaydettim. Lütfen kendinizi tanıtır mısınız?
Zonta: Ben..., Kayseri, esnafım. Bana bir mail geldi okudum.
Ben: Güzel de nereden tanışıyoruz? Benim messengerime kaydolmak isteyişinizin sebebi nedir? Merak ettiğiniz hangi kızlar?
Zonta: Bir tel verilmiş aradım ve konuştum.
Ben: Selda'yı mı aradınız?
Zonta: Evet Selda'yı aradım. Daha sonra msn'de konuşma, görme sözü aldım ama gelmeyince bir tuzak olduğunu anladım. Araştırmaya başladım sizin adınızı Milliyet Blog'da buldum.
Ben: Ben size nasıl yardımcı olabilirim? Siz beni .... filân mı zannediyorsunuz?
Zonta: Seldayı nerden biliyorsunuz? Ya da amaç ne idi?
Ben: Abiciğim sana kadın mı lazım? Başka adrese gideceksin. Ben kadın satışı yapmıyorum. Reklamcı, gazeteciyim.
...
Ben: ZONTA mısınız?
Zonta: - Selda isimli kadını ve numarasını nereden biliyorsun dedim?
Ben: Abiciğim sen ZONTA mısın?
...
Ben: Önce sen cevap ver!
Zonta: Zonta değilim ama meraktan çatlayacağım. Arayan dost mu düşman mı? Tanıdık mı?
Ben: Çatla abiciğim ben ne yapabilirim? Ya da krem sür çatlaklarına!
...
Ben: Ben sana mail mi attım?
Zonta: - Evet
Ben: Ben kimseye Selda ile ilgili mail atmadım. O kadın bana da mail atıp telefon numarasını verdi. Ara diye, ben de Milliyet BLOG'da bunu konu eden bir BLOG yazdım.
Zonta: Aradın mı?
Ben: Yani zontaları tuzağa düşürmesin diye, sen tuzağa düşmek istiyorsun galiba!
Zonta: Bu kadınlar çalışıyor mu?

Ben: Beni tanımıyorsun ama Messengerime girip bana saygısız sorular soruyorsun. Firmanın ismi de var. Seninle ilgili bir haber yaparsam, zontalığın ortaya çıkar, utanırsın. Biraz uçkurunuza sahip olsanız bu tip adi maçavralar ortalarda cirit atmazlar.
Zonta: Hadi lan ananı haber yap ama içinde ben de olayım.
Ben: Bak şimdi ağzını bozdun. Neden?
Zonta: - Aynı olay senin de başına gelmiş, bir de beni tehdit edenin...
Ben: Ya sen beni niye rahatsız ediyorsun, utanmıyor musun tanımadığın adama lüzumsuz sorular sormaya? Bunları kaydediyorum, silmeyeceğim haberin olsun!
Zonta: Hiç kimseden korkum yok denyo.
Ben: Başbakan'dan mı öğrendin analı danalı küfürleri?
Zonta: Krem sür de meclisten hızlı giresin.
Ben: - İşte senin gibi zontalar doldu bu ülkeye. Ülkenin içine ettiniz zontalar.
Zonta: Sen iş yapamadın, kendini reklam yapabilmek için bu yola düştün anladım şimdi.
Ben: Tüm ZONTALARA SELAM.

Yazının devamı var. Sadece 1 bölüm. Hemen geliyor.
Saygılarımla.
Mustafa Mumcu 05. 08. 2007 Saat: 09:30