Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Nisan '14

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Zorla güzellik olmaz, ama güzellikle zor kolay olur...

Zorla güzellik olmaz, ama güzellikle zor kolay olur...
 

Ulu Önder Atatürk


Geçenlerde bir dostumun söylediği bu söz bana çok anlamlı geldi. Bazen birisi çıkar bir şey söyler ve o söylediğini o denli güzel, etkileyici, içten, zarif ve basit söyler ki, sözleri aklınıza değil, ruhunuza işler. İşte bu tür sözler ve anlardır, kişinin değişiminde rol oynayan.

Güç insanoğlunun her zaman bir eğilimi oldu. Toplayıcı avcı kültürden başlayarak özellikle şehir yaşamına geçen atalarımız büyük toplulukları yönlendirmek için gücü olumlu veya olumsuz bir şekillerde kullanmışlar.

Çoğumuz iş hayatında çalışıyoruz. Spor olsun diye çalışmıyoruz; hayatımızı kazanmak, ailemize ve kendimize iyi bir gelecek sağlayabilmek için çalışıyoruz. Ama aynı zamanda Abraham Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi ile çok güzl anlattığı gibi “kendimizi gerçekleştirmek” için de çalışıyoruz. Hayallerimizi gerçekleştirmek için çalışıyoruz. Zaten bir hayali gerçekleştirmek için buradayız; kendi hayalimizi.

Çalışırken ise tek başına çalışan birisi bile bir takım içinde, patronlarıyla, iç ve dış müşterileriyle çalışıyor. Yani tek çalışmak diye bir şey yok. Kendi fikrinizi ortaya sürmek, sonuçlara insanlarla birlikte ulaşmak, bir projede ipi göğüslemek istiyorsanız ve pasif değil aktif katlımla bunları yapmak istiyorsanız, o zaman yetkisiz liderlik etmeyi de göze alıyorsunuz demektir. Liderlik demek etkilemek demektir. Liderlik ise güç kullanmadan etkilemektir. Gerektiği zaman gücünüzü doğru kullanmak dmektir. Güç kullanılarak alnınan kararlar, he zaman kapıya çakılan çivilerin çıkarıldıklarında kapıda kalan delikler gibi kişilerde hasar bırakır.

Hele bir de bir ekibi yönetiyorsanız, iyisiyle kötüsüyle tüm övgüyü ve sövgüyü üstleniyor, sonuçların sorumluluğunu yükleniyorsanız, işte o zaman bir başkasına iş yaptırmanın, onları ikna ederek, güzellikle yaptırmanın, hatta ikna bile etmeye gerek kalmadan kendi istekleriyle yaptırmanın güzelliğini ve zorluklarını tecrübe edersiniz. Yöneticilik kadar insnaı geliştiren bir şey azdır. Bu noktada artık yöneticilik değil, liderlik sanatı devreye giriyor.

İnsanlarla birlikte, onları kazanarak mı başarılı olmak istersiniz YOKSA tek başınıza mı?

İnsanların aktif ve gönülden desteğini alarak mı başarıya ulaşmak istersiniz, yoksa kırıp döküp, arkanızda kazazedeler bırakarak mı?

Sadece işini yapan birisi olarak mı anılmak istersiniz, yoksa işini yapmanın ötesinde, insanları geliştiren, onların potansiyellerini keşfetmelerine ve gerçekleştirmelerine yardımcı olan, örnek olan, doğru olanı yapan, rol model, sosyal ilişkileri kuvvetli bir lider olarak mı?

Peter Druckergüzel söylemiş...”Yönetici işi doğru yapar, lider ise doğru olanı yapar

Etkilemek demek bir insanın diğer kişiyi etki altına alması değildir. Etkilemek bir diğerinin aklına, kalbine, duygularına, ruhuna hitap ederek, ona ilham vermek, motive etmek, cesaretlendirmek, örnek olmak, teşvik etmektir. Bu ise lider olan kişinin hiyerarşi basamaklarında yükseldikçe gücünü daha az kullanması, bir hizmetkar lider olmasıdır.

Aman ha!! Sakın dediğimi paspas liderlik ile karıştırmayın. Gücü bilmekten, ama gerekmedikçe kullanmamaktan bahsediyorum. İş hayatında bir Jedi olmaktan bahsediyorum; Darth Vader değil.

İnsanlar tarihte zorbalardan korktukları için onlara baş eğmiştir, ama zorla güzellik kalıcı olmamıştır. Mustafa Kemal Atatürk gibi liderlere baktığımızda ise, insanlara karşı güç kullanmadan onların fikren, kalben, ruhen katılımlarıyla ve güzellikle o muazzam başarılara imza atmışlardır. Yaşayan bir insan için sanırım bundan güzel bir miras olamaz.

O yüzden diyorum ki; zorla güzellik olmaz ama güzellikle zor olan kolay olur, imkansız olan imkanlı olur, yapılamaz olan yapılır olur.

Seçim sizin.

Sevgiler,

Kenan

https://twitter.com/Naacel

http://naacel.blogspot.co.uk/

http://www.felsefetasi.org/author/kenan-kolday/

https://www.facebook.com/public/Kenan-Kolday

 
Toplam blog
: 245
: 1347
Kayıt tarihi
: 29.10.12
 
 

Çocukluğumdan beri kendimden büyük bir şeyleri arayıp durdum. Ve 1999 yılında yaşadığım şoklar il..