Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Kasım '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Zorunlu eğitim süresi yükseltilmeli mi?

Zorunlu eğitim süresi yükseltilmeli mi?
 

Kaynak: mynet


İlk etapta kulağa pek hoş geliyor; eğitim düzeyi yükselmiş, sanattan, felsefeden anlayan, efendime söyleyeyim, en azından bir yabancı dili iyi kötü kullanan, mantık örgüsü düzgün, bilinçli bireylerden oluşmuş bir toplumu kim istemez?

İstemekle kalmam, ölürüm, biterim!

******

Havalara uçmam gerekirken böyle bir gelişim karşısında, bir tutukluk halleri hasıl oldu üzerimde; sanıyorum en büyük endişem öncelikle işsiz, güçsüz; hadi işi gücü var diyelim, doğru düzgün geçinemeyen aileler!

Ne ilgi, ne alaka demeyin lütfen, her aile okutmak istiyorsa okumak isteyen çocuğunu ne yapıp ediyor, bir hal çaresi bulmaya çalışıyor!

Okutmak istemeyen aileler için bir yaptırım söz konusuysa, okumak yerine zanaat öğrenmek isteyen gençlerin suçu ne?

Burada karışıyor işler aslında!

Eğitimli anne babalar olsun ve çocuklar düzgün yetişsin istiyoruz, bu bir gerçek!

Eğitimli anne babalar, onca emek, masraf karşılığında iş bulabiliyorlar mı?

İş bulamayacakları kaygısıyla yine de “belki” diyerek ille de üniversite mezunu olmak, yanında bir de kurslardan sertifikalar almak istemiyorlar mı?

“Belki” ler için varlar ve yoklar feda ediliyor; kimin umurunda!

Sonuçta “Her üniversite mezunu iş bulacak diye bir şey yok!” denip işin içinden çıkılırken, bir başka platformda açılan üniversitelerin adetleri beyan ediliyor!

******

Burada bir mantık problemi mi var, bana mı öyle geliyor?

******

Okutulmayan kız çocukları için müthiş bir çözüm gibi görünüyor, ilk etapta; okutmak istemeyen yine okutmayacak!

Ya da bahanesi şu olacak: Başı açık olarak göndermem kızımı! Bu kadar!

Zorunlu eğitim var ama…

Başını kapatarak okuluna giderse, amenna!

Eeee, eğitimden mahrum mu kalsın kızcağız? İnsan haklarına sığar mı yani?

O zaman, zorunlu eğitim sürecinde de kızlara baş örtüsü özgürlüğü tanınmalı!..

******

İşin bir de zanaat tarafı var; bir toplumun öğretmene olduğu kadar belediye temizlik işçisine, doktoruna olduğu kadar kuaföre gereksinimi var!

Bazı meslekler çıraklıktan ustalığa kadar uzun deneyim ve zamana gereksinim duyar; çıraklık dönemi genç yaşta başlar, hem öğrenme hem ezilme dönemidir, her yaş bu eğitimi kaldıramaz!

Mesela, Almanya’da ilköğretim sürecinde öğrencinin ilgi alanları, becerileri belirlenir; buna göre seçmesi gereken iş kolları saptanır; kiminin sanata eğilimi vardır, kiminin mühendisliğe…

O konulara kanalize edilirler, şimdi soruyorum: Bizim eğitimimizde rastladınız mı böyle bir şeye?

******

Bizler Batının kopyalarını uyarlamaya çalışıyoruz çoğu kere, Doğunun zihniyetini terk etmek istemeden; Doğu-Batı sentezi bu kadar basit değildir; Doğu formlar üzerine inşa edilmiştir, doğrudur: Açılan üniversite sayıları, zorunlu eğitimin yüksek yıllara uzanması falan…

Batı, amaç olarak bakar, neye yarar, toplumsal kalkınmama ne kadar fayda sağlar!

******

Doğuda giysiler önemlidir, Batıda fikirler…

Batıda sözler önemliyken, Doğuda hareketler!

******

Gerçekten amacına hizmet edecekse, sonuna kadar desteklerim; lakin nedense iç sesim temkinli olmamı söylüyor!

Uymayan bir şeyler uydurulmak istenirken, hani tezgahtar satmak için uğraşır “Pek güzel oturdu!” der, içinize sinmemiştir ama tezgahtarın gazına gelirsiniz de, eve geldiğinizde kimse yakıştırmaz, kendiniz dahil; öyle bir şey yani…

******

Mesleğimi doğru düzgün icra etmesem de, sonuçta İngilizce öğretmeniyim; gönüllü öğretmenlik yaptığım birkaç ay için plaketim bile var benim!

Yani… Bu konuda daha birkaç söz söyleme hakkına sahibim demek istemekteyim!...

******

Gelişimlere göre, konunun diğer detaylarına dokunacağımı özellikle belirtirim!

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..