Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ocak '13

 
Kategori
Deneme
 

'' Cacık Medya Sunar ''

'' Cacık Medya Sunar ''
 

 

Malum ülkede yazar çok. O yüzden bu son derece anlamlı köşe yazılarıyla ( ! ) boğuşmaktan klavyenin başına geçip analiz yapmak, olan biteni yoğurup kaynatmak ve servise sunmak biraz zaman alıyor. Hatta bazen soğuyor insan yazmaktan. Onca yeteneğin karşısında ' seni kim okur be adam ' diyor içimde bir ses; ama dayanamıyorum işte. Konuşmayı pek sevmiyor oluşum sebebidir belki, bilmiyorum. Birçok şey gibi bu tavrıma da anlam veremedim. Kendimle hesaplaşmam devam ediyor ve ömür boyu da sürecek gibi. Kaybedeceğim kesin ama, neyse...

  Malumunuz birçok yazar , çizer , tv programcısı , ünlü , fenomen , sanatçı , şarkıcı hayatımızın bir köşesinde varlıklarını sürdürüyor. Bazılarına çatıyoruz, bazılarını seviyoruz. Bunlar onların umurlarında olmasa da bazıları bu blogları merak ediyorlar ve  bir yerlerden bulup okuyorlar. Bunun bir örneğini geçenlerde tesadüfen öğrendim. 

    

                 Cerilevis

 

 Cerilevis takma adıyla camiaya giren Ömür Özdemir bildiğiniz gibi bir twitter fenomeni. Ne güzel. Normal bir genç arkadaşımız bir sosyal medya ağına üye oluyor ve başlıyor yazmaya. Farkında olmadan iyi yol kat ediyor, güzel yazıyor. Baktı ki bu işten bir şeyler çıkacak sonradan bilinçli bir şekilde yazmaya başlıyor. Sonuç olarak takipçi sayısı hızla artıyor ve sosyal medyadan televizyon dizisine atlıyor. Oradan Vatan gazetesinde yazmaya başlıyor derken en son yorulmuş olmalı ki yılbaşında Belgrat'ta soluğu aldı. Yakında Paris'e öğle yemeğine gittiğini duyarsanız şaşırmayın :)

 Ömür Özdemir'in anladığım kadarıyla üzerinde büyük bir yük oluşmuş. Çünkü normal düz cümleler neredeyse hiç kurmuyor. Hep bir kelime oyunları, devrik cümleler ve magazinsel mesajlar. Adam yolda yürüyor ve neredeyse kaldırımdan ne çıkartabilirim de yazabilirim onun peşinde. Eee kolay değil. Geldiği konumu korumak durumunda. Bunun için habire tivit atması lazım. Ama işi o kadar da zor değil. Kendini ispatladı artık. A dese 5 bin RT alır. RT yapanlara sorsalar ' ne demek istedi acaba'  diye o da ' A  dedi abi, makaraya bak sen hele ' diyecek insan çok ülkede. Yolu açık olsun. Benim İletişim son sınıfta olup evde pineklememde de vardır bir hayır elbet. Kıskanmıyorum kendisini, durumunu çözümlüyorum. Onunda eleştiriye ihtiyacı var sonuçta. Ne de olsa bizim gibiydi bir zamanlar, bu yazılar ona ve onun gibi arkadaşlara yardımcı olacaktır diye düşünüyorum. Onlar köşe yazsın, bende onları yazayım. İşim ne ! 

            

             Camia çok geniş

 

  Bizim Türk insanı takip edilmeyi değil, izlemeyi ve takip etmeyi çok sever. O yüzden camia her zaman birilerini kaldırıp ünlü yapabilecek kadar geniş ve açıktır. Yeterki sizi izlesinler. Ne olduğunuz önemli değil. Bunun da en güzel örneği Ajdar'dır. Ardından bir çok isim geliyor da yazmayacağım. Onlara prim vermek istemiyorum yoksa başka bir sebebi yok :) 

   

                Hafta Sonu Ekleri

   

Bu hafta sonu psikolojim çok sağlıklı sayılmazdı. Gazetelere şöyle bir göz attım ama tatmin edecek hiçbir şey bulamadım desem yeridir. Ceri'nin de tarzını değiştirmesi lazım. Sayfanın bir köşesini twitter diliyle yazmalı, öbür tarafını biraz daha ciddi meselelere ayırmalı. Siyaset değil tabii ki. Hayvanlar hakkında olur, doğudaki çocukların kitaplara duyduğu ihtiyaçlar hakkında olur. Veya küçük bir bilgi köşesi ekleyebilir. Farklı tatları bir sayfada toplarsa ve hepsinde farklı bir üslup takınırsa daha iyi olur diye düşünüyorum. O kadar takipçisi var değil mi ey halk ! Bir şeyler organize etse insanlığa faydalı olsa, güzel olmaz mı ? 

 

     Bu Ceri ne ayak, niye başkasına bir şey söylemiyorsun diyorsanız...

 

 Kalkıp da Tuba Ünsal'a akıl verecek değilim. Helin Avşar'a da bir şey söyleyemem. Rahşan Gülşan, Pakize Suda, Ali Tufan Koç,  ve Oben Budak almış başını gitmiş. Yazsam da zaten okumazlar. Okuma alışkanlıkları olmadığı için değil elbette, bu zırvalıklara harcayacak vakitleri yoktur onların.

 

      Şeker Portakalı - Fareler ve İnsanlar

 

Yasaklanacak mı , yasaklanmış mı tam takip etmedim bu tarz şeyleri duyunca. Fareler ve İnsanları kesinlikle tavsiye ediyorum. Şeker Portakalını okumadım ama en yakın zamanda okuyacağım. Yasak ya hani. Bizde Türk'üz ya. Yasakları sever inadına çimlere basarız ya, ondan işte. Genetik.

    

            Önemsiz gerçekler:

 

  - O severek izlediğiniz programlardaki seyircilerin, yarışmacıların ve adayların ajanslardan parayla tutulduğuyla başlayalım. Sanki gerçekmiş gibi insanlar onları izliyorlar ve sohbetlerine konu ediyorlar. Kandırabilene helal olsun mu diyelim, kanan kimselere oturup ağlayalım mı siz karar verin.

  

 - Kurtlar Vadisi ' nin Polat Alemdar'ı dizide öldü biliyorsunuz. Öldü mü ? Yediniz  yani ? Bence Polat biraz ara vereyim dedi. Karısını da aldı kafasını dinlemeye gitti. Nitekim setten aldığım bir istihbarata göre de ölmedi. Zamanı gelince ölüm olayının bir organize işi olduğu mutlaka ortaya çıkacaktır. Bilirsiniz günümüzde bir adamı kırk kere öldürürler de para için. Seyirci saçmalıktan hoşlanır. Bu millet parayı nereden buldu dersiniz ?

 

  - Erol Köse, sağdan soldan topladığı aforizmaları kendi cümleleriymiş gibi tivitliyordu geçen yıl bu zamanlar. Şimdi ne yaptığını inanın bilmiyorum. Bunu söyledim diye tivitlerini okuyamamakla cezalandırıldım çünkü.

 

  - Cübbeliye göre komşusuyla zina yapan evliler daha çok günah sahibi olacakmış Cübbeli içeri girdi. Açıklama sonradan geldi. İnsanların kendi durumlarına göre dini yorumlaması ne hoş. Vicdan rahatlatıyor değil mi ? Bende içki içince ' kimseye zararım yok ki , neden günah olsun ' diyorum mesela. 

 

   - Ali Ağaoğlu büyük bir işadamıdır. Adamı karalamak için orman dediler başka bir şey demediler. Nasıl bu halk gaza gelir diye düşündü büyükler ilk önce tabii. Halk nasıl olsa hazır. Ne de olsa çok para ve şov pek sevilmez ülkede. Ormanı sürünce ortaya ortalık karıştı tabii. Serengeti ' ne döndü meydanlar. Ama bu kargaşanın tek bir sebebi vardı bence. O da kıskançlık.

 

   - Yetenek Sizsiniz'de geçen haftalarda küçük, tombalak ve sevimli bir ufaklık sahte almıştı. Bateri çaldı ama çaldığından çok Hülya Avşar'ın yapmacık şovu ekranlara yansıdı. Bir anda sahneye fırladı. [ ( ufaklığın sevimliliğine dayanamayarak ( ! ) ] O arada kamera, Hülya hanımı gösterirken Acun'un yüzünü gördüm. Yüzünden okunuyordu rahatsızlığı. Yapmacık olduğunu anlamış, kalbinden gelen hazımsızlık yüzüne yansımıştı. Neyse Hülya Avşar hızlı hızlı samimiyetten uzak ama şovdan yakın öpücükler kondurduktan sonra, çocuğa : ' benden korkuyor musun ' diye sordu. Ufacık çocuktu zaten. Evet der gibi oldu ama gerçekten korkmamıştı tabii ki. Sadece muhabbet açma gereksinimi duyuyordu Hülya hanım. Sonra arkasına döndü ve yaptığı gereksiz şov için af dilercesine Acun'a bakıp ' benden korkuyormuş ' dedi.  Acun'da ' senden korkulur  valla ' deyince Hülya Avşar'ın yüz ifadesini görmeliydiniz. Bozulmaya meyilliydi zaten. Çünkü yaptığının farkındaydı. Acun'da lafı çevirdi ve program devam etti. O küçük sahneyi de yakalamak bana kaldı. Severim bu tarz şeyleri. Zoraki tavır takınanları hemen fark ederim. Bu da öyle olmuştu. 

  

                                                                                                            

                                                                                                                           Sağlıcakla kalın.1

11111111111111111https://twitter.com/ozgurkse  

 

ozgurkose_54@hotmail.com

 

 
 
Toplam blog
: 17
: 226
Kayıt tarihi
: 13.12.11
 
 

1987'de doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Mezunu ..