“ …dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç… ”

“Ülkemiz için büyük talihsizlik…” başlığını taşıyan blog yazımı saat 12:43:09 da geçtim… Sonra, internet ortamında şöyle bir gezintiye çıktım. Diğer blog yazılarına göz attım. Bir ikisine yorum atım, takıldım…

Tekrar döndüm, kendi blog sayfama…

Baktım…

Sonra…

Geçtim müzik setimin başına, bir CD dürttüm içine ve başladı nağmeler dökülmeye. Hem de Saadettin KAYNAK hocadan… Söz, Vecdi BİNGÖL…

Dertliyim ruhuma hicranımı sardım da yine/ İnlerim şimdi uzaklarda solan gül gibiyim/ Gecenin rengini kattım içimin matemine/ Sönen ümid ile gülden güle ömrüm gibiyim.

Bahtımın yıldızı sanmıştım seni/ Sensiz karanlıktır her günüm Leyla/ Ayrılık mecnuna döndürdü beni/ Dertliyim dertliyim yürekten

Üzgünüm Leyla/ Ahhhh Leyla…

Sevda yaman bir çile/ Çekenler düşer dile/ Ayrılık ölüm gibi giden gelmiyor Leyla/ Gülüm yaprağım soldu gönlüme hazan doldu/ Bir ömür harap oldu bunu bilmiyor Leyla

Dinledim epeyce… Gerçi bu dinlediğim müzik türünü evde yalnız başıma kaldığımda dinliyorum. Yoksa bana “Çağdışı kalmış” gibi bakıyorlar. Bende onlara “Müzik kültüründen yoksun, zamaneler” diye bakıyorum ama olsun, tek başıma dinliyorum…

Sonra tekrar bilgisayarımın başına geçiyor ve tekrar bakıyorum sayfama…

Sonra bir CD daha koyuyorum…

Bu kez şöyle diyor şarkının sözleri… Yahya Kemal BAYATLI’nın sözlerinden Münir Nurettin SELÇUK şaheseri…

Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç/ Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç/ Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile/ Avunmak istemeyiz böyle bir teselliyle/ Aah geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan/ ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan/ Geçince başlayacak bitmeyen sükûnlu gece/ Gruba karşı bu son bahçelerde keyfince/ Ya şevk içinde harap ol ya aşk içinde gönül/ Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahut gül/ Aah dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç…

Evet…

Akşama doğru yaklaştık saat 16 ya 10 dakika var…

Bir kez daha girdim blog sayfama…

Tam bu sırada arka plandan şarkının son kısmı geliyordu…

“…dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç…”

09 MAYIS 2007