- Kategori
- Genel Sağlık
''Ben artık doktorum demeye utanıyorum''

Ben de hep söylüyorum ve yazıyorum sağlık ve eğitim biz insanların hayatında LÜKS değil İHTİYAÇTIR... Yurdumuzun her köşesine ve tüm insanlara eşit verilmelidir... Eminim tüm insanların da aynı düşünce de olduğuna..T ıpkı Balçiçek Pamir'in köşesinde yazdığı gibi..
İnsanın başına gelmeden, birebir yaşamadan, bir başka kişilerin çektikleri çileler, eziyetler, olumsuzluklar kimi zaman alaşılamıyor.. Balçiçek hanım' a öncelikle geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.. Son zamanlarda ailesin de yaşanan sağlık sorunları nedeniyle sıkça sağlık kurumlarıyla haşır neşir olduğundan dolayı, hastaneler de yaşanan içler acısı durumları, uygulanan düzensizlikleri, sistemde ki bozuklukları, haksızlıkları, olumsuzlukları birebir yaşayıp sesini duyurmaya çalışıyor tıpkı benim birkaç yazımda yapmaya çalıştığım gibi....
Türkiye' deki kamu hastanelerinde çalışan vicdan (!) sahibi başarılı doktorları bile isyan noktasına getiren sağlık siteminde ki bozukluklar, biz vatandaşları geçtim, bazı doktorlarımızı bile pes ettirecek noktaya getirmiş.... Ben bu yazıyı okuduğum da bir doktorun, sisteme bu şekilde isyan etmesine inanın çok sevindim.. Vicdan sahibi her insanın göstereceği tepkiyi göstermiş ve eleştirmiş.. Fakat adını açıklamamış çünkü açıklayamamış.. Şükredelim ki bu kadar isyanını dile getirebilmiş... Eminim onun gibi düşünen daha bir çok sağlık görevlilerinin olduğuna, fakat başlarına geleceklerini bildikleri için susmayı tercih ettiklerini düşünüyorum...
Bu gün bir ses, yarın iki ses, öbür gün minik bir çığlık derken, bir bakmışız koskocaman bir çığlık olmuşuz.... Ve Balçiçek Pamir'in destekleyici yazısıyla da sağlık sisteminde ki aksaklıkların daha çabuk giderilmesine ve koltuk sağlamlaştırma adına bile olsa, acilen yeni tedbirler, yeni kararlar alınacağını umuyoruz...
Doktorumuzu isyan ettiren, bu noktaya getiren olaylardan birkaçı şöyle..
''Üniversite hastanenin aciline apandist sorunu ile gelen genç, SSK' lı olduğu için hastaneye alınamaması ve hastane yönetiminin de insiyatifini kullanıp genç hastayı kabul etmemesi, o gencin apandist gibi basit bir rahatsızlıktan, hem de bu devirde doktorun gözünün önünde ölmesi..''
''Yine fıtık amaliyatı olan bir bebeğin yoğun bakıma indirmeleri için, hariçten para istenmesi ve durumu iyi olmayan aile parayı denkleştirinceye kadar bebeğin yine doktorların göüzünün önünde hiç uğruna ölmesi'' vicdan sahibi ve onurlu doktorumuzun ''Orada çalışmaktan utandım'' demesine ..... Ve ''Ben artık doktorum demeye utanıyorum, yardım edin'' çığlığı atmasına sebep olmuş.
Üzücü olaylar değil mi? .. Hem de insan canıyla ödenen olaylar... İnanın okurken benim içim yandı, sanki ben kendi canımdan birilerini kaybetmiş gibi hissettim.. Nedir bu devlet hastanelerinde ki bürokratik işlemler? ... İnsan hayatı herşeyden önde gelmez mi? ... Önce hayat kurtarılıp sonra gereken işlemlere neden izin verilmiyor... Paran varsa yaşama hakkın ve şansın var, paran yoksa öl kardeşim kime ne...
O kaybedilen hayatların hesabını kimler verecek acaba? ... Bu dünya da kimse hesap soramaz tabii ki ama kadercilik gibi düşünsem de, ilahi adaletin sağlanacağına eminim.. Yastığa başlarını koyduklarında vicdanları rahat bir şekilde uykuya dalıyormu acaba? ... Çok merak ediyorum tüm bunları....
Balçiçek hanım şu sözü de çok doğru söylemiş ve bende aynen katılıyorum.... ''TÜRKİYE' DE SAĞLIK SİSTEMİNİ DÜZELTEBİLEN SİYASETÇİNİN ÖLENE KADAR BAŞBAKANLIK KOLTUĞUNU GARANTİLEYECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM''..
Bende böyle düşünüyorum, insan hayatının önemi hatırı yoksa bile, bari koltuğun hatırına, vatandaşı ve doktorlarımızı isyan ettiren, sağlık sitemini lütfen düzeltin.... Türkiyenin her yerinde eşit SAĞLIK ve EĞİTİM hizmetleri verilmesini sağlayın... Özel hastaneleri kapatın.....