- Kategori
- Futbol
Beşiktaş mı, Galatasaray mı? (Quaresma uçarsa...)

Beşiktaş, ikincisi “derbi”sine çıkıyor; Galatasaray ilkine...
“Rakip taraftar maça alınmayacak” uygulamasının yapılacağı ilk maç.
Diyeceksiniz ki, kimin hangi takımdan olduğu anlında mı yazıyor? Ya da erkekse, bıyığından mı anlaşılıyor? Ya da yürüyüşünden mi?
Sorular, sorular, sorular...
Kılık kıyafetten davranışa kadar gidecek ipuçları verecek sorular!
Taraftar, kuşkusuz, üstüne geçirdiği formadan, başına geçirdiği bereden, boynuna attığı kaşkoldan ve de attığı slogandan anlaşılacak...
Denen o ki, rakip taraftara stada toplu olarak gelmesin, “Ben şuyum” demeden gelsin, rengini belli etmesin!
Hoş, rakip taraftara ayrılan yerin dışında da rakip taraftar oluyordu: ama kuzu kuzu oturuyordu. “Yasak”la istenen de bu zaten. Statlara giden, ama uslu olun.
Bu usluluk, bazen insanın başına bela da olur. Bakarsınız biri kalkar, “Lan, niye alkışlamıyorsun, ayağa kalmıyorsun, bağırmıyor mıyorsun? Yaksa...”
İşte, en tehlikeli ve de renk vermeyen taraftarı zora sokacak, “takıye yapma”ya itecek sözcük!
Niye taraftar alınmayacakmış?
“Neymiş”ine bakalım:
Olay çıkmasını önlemek!
Bu, işin kolayına kaçma değil de nedir?
O zaman, trafik kazaları oluyor diye, araçları yollara çıkartmayın. Bu gariplik karşısında gel de Maarif’in başına getirilen Emrullah Efendi’yi anımsama:
“Şu mektepler olmasaydı maarife ne güzel idare ederdim!”
Gördünüz mü kafa, ne kafaymış!
Olay çıkmasını önlemek içim önlem almaktan kaçın ya da önlem alma berecisi gösterememe, sonra da “4 Büyükler”in kendi aralarında oynayacaklara maçlara taraftar alınmayacak, de.
*****
İnönü’de, “Kartal”ın yuvasıdır burası, açıkta gözüken Galatasaray taraftarı olmayacak. Stat, siyah beyaz renklere bürünecek. Maçın 65. dakikasında, toplumsal içerikli söylem ve buluşlarıyla Çarşı, Van depremzedeleri için soyunacak. Tribünlerin görüntüsünü şimdiden merak edenler çoktur. Kuşkusuz maç, o sırada oynanacak.
O dakikada kıyamet kopabilir!
Hakemin “yanlış” sayılan bir kararı, gelecek bir gol, ortalığı daha da hareketlendirebilir. İnönü’de deprem benzeri bir durum ortaya çıkabilir.
Çıkabilir de çıkmayabilir de, bizimkisi, sadece “spor” olsun diye söylenen sözler kabul edilmeli!
*****
Maç öncesi, maçla ilgili yazmak zor. Çünkü yazıyı okuyan, sizden “skor” bekler, “Hangisi yener?” türünden soruların yanıtı da bekler.
Bekler de bekler!
Ben de Ricardo Andrade Quaresma Bernardo, kısa adıyla Quaresma’dan çok bekliyorum. Çünkü Quaresma, olumlu ya da olumsuz, maçın sonucuna damga vuracak bir futbolcu. Ayağına topun yakıştığını söyleyebiliriz. Top, öylesine yakışıyor ki, o da bunun farkında... Bu bakımdan topla oynamayı gösteriye dönüştürüyor; futbol tek kişilik bir oyunmuş gibi, tribünleri eğlendiriyor.
Quaresma, eleştirdiğimiz huyundan vazgeçerse, tribünler farklı bir biçimde coşacaktır. Tribünler coşunca o da coşacaktır.
Ama nasıl?
Bu soruya olumlu yanıtı vermek de Quaresma’nın elinde.
Bana göre, bu maça damgasını Quaresma vuracaktır.
Sorumlu, verimli koşan, futbolu tek kişilik bir oyun olmadığı gösteren Quaresma...
Quaresma bu maçta, “Kartal” misali “uçan” da olur, “Kartal”ı “kanadı kırık “Kartal” yapan da...
İyi seyirler!
TURGUT ÇELİK/ Mersin