''İt dalaşı'' ağız dalaşına döndü!, Putin ve Erdoğan ortak noktadan uzaktalar!

İki canbaz bir ipte oynamaz, oynarsa ortaya trajik bir durum çıkar, buda iki tarafın menfaatine olmadığı aşikardır.

Netekim, Türkiye'nin Suriye politikası'nda ki yanlışlar, bugün stratajik ortağı olan Rusya ile karşı karşıya gelmesine neden oldu. Erdoğan ve Putin gibi liderler, iç siyasete dönük propagandalarını düşürülen Rusya uçağı üzerinden yaparak fırsata dönüştürmeye çalışıyorlar.

Havada savaş uçaklarının yaptığı ''İt dalaşı''nı, yerde sürdürmeye devam ettirme azminde olduklarını görüyoruz. ''İt dalaşı'' nedir? (İki ülkeye ait savaş uçaklarının birbiri çevresinde burgu gibi dönüşlerle taciz için manevra yapması anlamında kullanılır. Dalaşma bir savaş uçağını vurabilecek konuma gelme ve aynı zamanda o savaş uçağı tarafından vurulmayacak duruma gelme şeklinde devam eder. Amacı, psikolojik üstünlük ve caydırıcılk sağlamaktır.)

Putin,  geleneksel meclis konuşmasında, Türkiye hakkında çok sert konuşma yaptığını görüyoruz. Kısaca, Türkiye Rus uçağını düşürdüğüne pişman olacak, pilotumuzun ölümünden Türk elitler sorumludur.Türkiye'ye tepkimizi ticari yaptırımlarla sınırlı kalacağını düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Türkiye'nin teröristlere yardım etmesini görmemezlikten gelemeyiz. Türkiye İşid petrolünü alarak, finansal gelir sağlıyor. -Allah Türk yönetimini vicdan ve adalet duygusu ile akıldan yoksun bırakarak cezalandırmaya karar verdi.

İşte, 24 Kasım 2015 saat 09,31'de düşürülen uçaktan sonra Putin'in tehditleri, dozu artarak devam etmektedir. Buna karşılık Erdoğan'da haklı olduklarını çeşitli toplantılarda dile getirerek, defalarca pilotun uyarıldığını açıklıyor. İşid petrolünü aldıklarına dair Putin'i ispata davet ediyor. İspat edemezse de, makamında oturmaması gerektiğini, ispatı halinde ise kendisininde makamından ayrılacağını beyan ediyor. 

İki liderden birisi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, diğeri Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşulan dil diplomatik dilden uzak, ''Kayıkçı kavgası'' dilinden pek farklı gelmiyor, uluslararası konjöktürde.

Bu krizin çözümü liderlerin az konuşmaları ve Dışişlerini devreye sokmalariyle yol alınabileceğini gösteriyor. Çavuşoğlu ve Sergey Lavroy'un bir araya gelmeleri ilk adımın atılmasını sağlamıştır. Çavuşoğlu'nun Lavroy'a üzüntülerini dile getirmesi, Lavroy'un da, ''yeni hiçbirşey duymadık, Türkiye Cumhurbaşkanı'nın açıkladığı adımları bir kez daha doğruladı.'' açıklaması iki ülkenin menfaatleri doğrultusunda atılmış bir adım olarak görmek gerekir.

Diplomasi de, diplomatik dil ortak noktaya yaklaştırır, öldürmez, hayat kurtarır!