Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

25 Şubat '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

''Protokol '' kurallarına dikaaaattt !..

''Protokol '' kurallarına dikaaaattt !..
 

Protokolda yer kapma :)


Hayatım boyunca, şu ''Protokol '' sözcüğünden hiç hoşlanmadım...

Sebebi de sanki 'toplumdan dışlanmışlık 'gibi gelmiştir bana...

Resmi kurallar, asık suratlar, emir-komuta zincirleri, bel büküp, el-etek düğmelemeler...

Bir gösteride, konserde en önde oturarak, gösteriden ziyâde birbirini gözetlemeler...

Sepet kafalı, resmi kadınlar...

Böyük zevatın konuşması bitince ayakta karşılama zarûretleri...

Törenlerde, çelenk koyarken, taşıyıcı hizmetlilerin arasına girip parmak ucuyla çelenk tutmalar...

Kraldan çok kralcı olan dalkavukların peşrev çekişlerini izlemenin dayanılmaz sıkıntıları...

''Şak şakçılar;alkışçılar; evet efendimciler...Sepet efendimciler...''

Cenaze levâzımatçıları gibi, hep koyu takımlarla gezinmeler...Vs...vs...

Fakat, maalesef, devlet hizmetim sırasında, yöneticilik görevim ağırlıkta olunca, bu manzaraların çoğuna, içinde ya da dışında tanık olmuşumdur...

Bir de minik öğrencilerin, karda-kışta donarak , ''Bakan '' karşılamaları yok mu ?..Vicdanımı hep yaralamıştır...

Bu konudaki anılarımı anlatmak için MB Sayfaları ve MB yazıcılarının mürekkepleri yetmez !..

Kısa tefrikalar halinde umuma neşretmek mülahâzatına şâmil olmak arzusundayımdır...(Bu nasıl lâf yahu !..)

Eski protokolculuğum aklıma geldi de...

Neyse...Sizlere kısa bir protokol anımı hemencecik nakledeyim efendim...

Mesleğimin ilk yıllarında, küçük bir Anadolu kasabasında, tesadüfen, adam yokluğundan, henüz 22 yaşında, lise müdür vekilliği yapmıştım...

Bir protokol yemeğinde, içkinin ölçüsünü kaçıran kaymakam vekili ve milli eğitim müdürü olan abimizi de evine dek götürmek zorunda kalmıştım.

Yolda çişi gelen müdürümün gece karanlığında, duvar dibinde, işini halledeceği sırada müdahale etmiştim.

''Ayıp oluyor müdürüm?..Hiç yakışık alıyor mu ?..''

''Hocam, ben baş protokolum !..Kimse karışamaz !..Sen bile !..'' demez mi ?...Hey gidi günler hey !..

Protokolda güreş seyrederken, hızını alamayan baş pehlivanın kaymakam bey'in üzerine yıkılmasını hiç unutamam...Adamın her yeri yağ olmuştu :))
.........

Taktım, bu Protokol kelimesine ...Anlamına bir bakalım...

*Bir toplantı, oturum, soruşturma sonunda imzalanan belge
*Diplomatlar arasında yapılan anlaşma tutanağı
*Diplomatlıkta, devletler arasındaki ilişkilerde geçen yazışmalarda, resmî törenlerde, devlet başkanları ile onların temsilcileri arasındaki görüşmelerde uygulanan kurallar
*En az iki taraf arasında yapılan ön sözleşme.

PROTOKOL" dilimize eski Latince ve Yunanca'dan geçme bir sözcük...

Daha dogrusu "Proto" ve "Kolos" sözcüklerinin birleşmesinden türemis bir bileşik kelime...

Sözlük anlamıyla "Proto" birinci demek. "Kolos" ise, insan popo'sunun çoğulu oluyor...

Hadi tam karşılığını söyleyelim: "Popolar " demek....

Sözlük anlamlarini birleştirdiğimizde ise, deyimin tam karşılığı: "Önde Gelen Popolar !.." olarak karşımıza çıkıyor.

Aslı bu...Fakat zamanla, bizim toplumumuzda Protokol sözcüğünün yerine, yeni bir Türkçe sözcük bulunamadığından, öylece kullanılır olmuştur. (Türkçesi, mecburen yukardakinden de âmiyâne (?) olacaktı )

Halkımız ise, hoşuna gitmeyen bu sözcüğe karşılık olaraktan, ''Ayıp olmasın '' diye, ''Böyük Başlar '' deyimini tam yerine oturtmuşlardır...
.........

Geçenlerde ünlü bir ilçemizin, mülkî âmiri tarafından mâhiyetindeki , büyük -küçük memur ve ailelerine hitâben bastırmış olduğu, ADÂB-I MUAŞERET ve PROTOKOL KURALLARI isimli bir kitapçık elime geçivermişti...

Siz, muhterem okurlarımla bu muhteşem bilgileri paylaşmak, bölüşmek istedim...

Parantez içindekiler , benim naçizâne yorumlarımdır ...Diğerlerini aynen yazıyorum...

Kurallara dikkat :))


**Lokantada, mönü listesi açık kaldığı müddetçe garson gelmez. Yemek seçimi yapılınca mönü kitapçığı kapatılır.

**Peçete diz üzerine katlı olarak serilir. Tabak altına serilmez. İkiye katlanan peçetenin açık uçları bedenimize bakar. Küçükse tek dize serilir.*

**Peçetenin amacı, ıslanan ve yağlanan dudaklarımızı silmektir. *(Burun için Sel-Tak kullan !..)

**Üst düzey peçetesini açmadan diğerleri açmamalıdır.* ...Toplamadan toplamamalıdır.*

**Masadan kısa süreli ayrılmalarda peçete sandalyeye bırakılır.*(Cebinde götürme )

**Peçeteyi kullandıktan sonra peçeteye bakılmamalı.* (Peçete, mahçuptur, utanır !..)

**İşi biten peçete, servis tabağının sağına öylece bırakılır.* ( Şarkıcının kafasına atamazsın )

** Kullanılan kağıt peçetede katlanmadan servis tabağının sağına bırakılır. Kesinlikle buruşturulmaz.*

**Ev davetlerinde bez peçete olması makbuldür. İkisi de olabilir.* (??)

**Tabağın içine peçete atılmaz.* (Kör müsün ?...Çöp tenekesi var !..)

** Çatal-bıçak tabaktan içe doğru olmalı.*

**İki el masa altında olmamalı, en az bir el yukarıda olmalı. İki el de bileklerden yukarıda olmalı. Bilimsel olarak da ellerin yukarıda olması önemlidir.*

** Masadan yere düşen hiçbir şey alınmaz. Garsona yardım edilmez. * (İstersen bir de garsonluk yap !..)

** Kaşık çorba içildiği müddetçe kasesinin içinde olmalıdır. Ancak çorba bittikten sonra çorba tabağının yan tarafına bırakılır.*

**Limon çatalla sıkılmaz, sağ elle sıkılırken sol el siper yapılır.* (Dikkat !..Komutan solda !..)

**Çorba alt tabağının yanına konur.* (Üstüne dökme !..)



KÖPRÜ KURULMAZ: (??)

**Çorbaya ekmek doğranmaz.* (Günah !..)

**Tabağa çok fazla eğilinmez.*(Sarmaş dolaş olma !.. )

**Kaşığın kenarına bırakılması, yemeğin bittiği anlamına gelir.* (Bilmeden başta, bırakırsan aç kaldın demektir )

GARSONA YARDIM ETMEK KİBARLIK DEĞİLDİR:

**Çorbanın dibini almak için tabak yatırılmaz.* (Tabakla güreş yasak )

**Yemek esnasında bıçak-çatal ters V şeklinde olmalıdır. Arası açık
olarak paralel de olabilir.*

**Çatalın ağzının yukarıda, bıçak ile yanyana paralel hale gelmesi
"yemek bitti" demektir.*

**Kaşık sağ elle kullanılır.* (Ya solaksa ?..)

**Masadaki kaşık, bıçak ve çatal kullanılacak ele göre konulur.*(Solaklara dikkat !..)

**Et yemekleri tek parça kesilir, tek lokma yenir. Bir parça kesilip ağza götürülür.*(Buruna dikkat )

**Pilav çatalla yenir. Çatal-bıçak el değiştirebilir. Pilav, çatalla yenirken bıçakla destek verilebilir.(Elini kesme !..)

**Börek vs. sağ elde bıçak, sol elde çatalla yenir.*

**Balık bıçağı sadece balığın kılçığını ayıklamak için kullanılır.*

**Balık bıçağı yoksa bunu ekmek parçası ile yaparız.*

**Balığın önce kılçığı tamamen çıkarılır, sonra parça parça yenir.*(Kılçıkla yersen ambulans yok )

**Balık çatalla yenir ancak kılçık elle çıkarılır ve tabağın kenarına
bırakılır.* (Cebe koyma sakın )

**Tavuğun derisi yenmek istenmiyorsa, deri çatal ve bıçak yardımıyla ayrılır. ''Tek kesim, tek lokma prensibi ''uygulanır.*(Yüzme kanunu gibi )


**Ağza istenmeyen bir lokma (taş, kıl vs.) gelirse, kağıt peçeteyle çıkarılır ve görülmeyecek bir yere konulur. *

**Elde çatal bıçak, ağızda lokma varken konuşulmaz.* (Allah taş eder )

**Sağdaki içecekler bize aittir.*

**Soldaki yiyecekler bize aittir.* (Eee... Bana ne kaldı ? ..)

**Bardaklar küçükten büyüğe doğru sıralanır.* (Töreler böyle !..)

**Boşalan su veya meyve bardağı garson tarafından doldurulur. (Bekleyen derviş ..)

*******(Protokolde)*******

**Çok delikli olan tuz, tek delikli olan karabiberdir.* (Salaklara duyurulur )

**Tuzluk ve diğer istenen malzemeler elden ele verilmez. Uzanabileceği yere bırakılır.*(Kolun kısaysa karışmam)

**Yemeği tadmadan , tuz atılması görgüsüzlüktür.*(Aynı zamanda zekâ testi )

**Çatal ve bıçağın peçete ile silinmesi görgüsüzlüktür.*(Garsona yardım yassahh )

**Büyük bıçak, ana yemek bıçağıdır.* (Adam kesemezsin )

**Büyük çatal , ana yemek çatalıdır.*(Dirgen mi sandın ?.. )

**Yemek çatalıyla tatlı yenmez.* (Kırarım kafanızı !..)

**Açık biber, tuz vs. kaşığın ucuyla alınır.*(Parmaklama leynnn !..)

**Bize has ekmek tabağı varsa bir parça ekmek bölünür, gerisi
bırakılır. Şayet ortak bir tabaktan alınıyorsa, ekmeğin kalanını tabağımıza koyarız. Masa üstüne koyamayız.*

**Bütün sebze yemekleri ve köfteler çatal ile yenilir.* (Ekmek ve dürüm arası hariç )

**Bıçağa ihtiyaç varsa çatalın kenarı kullanılır.* (Hani bıçak vardı ?...Nireye gitti leyn ?..)

**Yoğurt kaşıkla yenir.*(Yuh artık !..)

**Çatal tek başına kullanılıyorsa sağ elde olmalıdır.* (Salaklara tekrar )

**Yemeğe ekmek banmak doğru değildir.*(Yalancının....)

**Bütün makarnalar çatal ile yenir.* (Erişte hariç )

**Spagetti yerken kaşıktan yardım alırız. Makarna tabağının içinde çatalla makarnayı dürerken kaşık alttan çatala zemin yapılır. Spagetti makarna hüüp yapılmaz.*(Pessss !...)

**Garsonla yüzyüze iletişim kurulur, Mimikler ile anlaşılır, el ile çağırmamak gerekir. El kol hareketi yapılmaz, Hop, şişt denmez... :))) *(Göz kırpma!..Kan çıkar !..)

**Zeytin, çatalla yenir, çekirdeği çatalla çıkarılır ve tabağın yanına konulur. Kül tablosuna veya masa üzerine konulmaz. *(Çatal ağzını parçalamadan ...)

**Akşamları soğuk mezeler (tereyağı, acılı ezme vs.) ekmek sol elde, bıçakla sürülerek yenir. *(Cayyırrt )

**Peynir çatalın kenarıyla kesilir.*(Peynirin gücüne gitmesin...)

**Protokolde kürdan olmaz. Diğer zamanlarda sol el perde yapılarak kullanılabilir. Peçetenin içine bırakılır, masa üstüne veya kül tablasına bırakılmaz.*(Protokol varsa kürdan yerine, çatal kullanabilirsin..)


RESTORANDA :

**Cam veya duvar önü tercih edilmelidir.* (Ortalık karışık...Ne olur ne olmaz !..)

**Restoranda teşrifatçı varsa, teşrifatçı önde, bayan ortada, biz arkada oluruz. Yoksa, biz önden giderek bayana yol gösteririz, öncülük yaparız.*

** Girişe yakın ayak altı yerlere oturulmaz. *(Oraları külhanbeylerinindir )

** Eş ile gidiyorsak karşılıklı oturulur.*(Gözüne bakacan ya !..Çapak neyim olmasıng !..)

**Sosyal yemeklerde eşler yan yana oturur.* (Antisosyal 'de sırt sırta )

**Eş (bayan) erkeğin sağında oturur.*(Sağdan geç sünnettir )

**Kalabalığa erkeğin yönü dönük olmalıdır.*(Yine kan çıkabilir )

**Bahşiş, yemek çok beğenilmişse %10, normalde %5 olmalıdır.* (Beğenmezsen para da ödeme )

**Tokalaşmak için önce bayan elini uzatmalıdır. Erkeğin önce uzatması görgüsüzlüktür.*(Magandalar hariç )

**Sağımızdaki bayandan sorumluyuz.*(Solumuzdaki ne halt ederse etsin )

**Cep telefonu, telsiz vs. yemek masasının üzerine konulmaz.* (Vestiyere bırak, sonra ara dur )

**Cep telefonu mesajlarında son kısma isim yazılmalıdır.* (Psikopatlar hariç )
....................

Muhterem okurlarım, protokol kuralları ile ilgili tefrika yazımızın ikinci ve son nüshasına devam eyleyeceğiz... (Pehlivan tefrikası degil )

Nasip olursa, ölmez sağ olursak, bir münasip zamanda , meselâ, Pazar, saat On 'da...Buluşalım sayfamda...

Baki selâmlar ve hörmetlerimle efendüm !..

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara