Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Temmuz '07

 
Kategori
Sinema
 

"28 Hafta Sonra," çığlık çığlığa bir film.

"28 Hafta Sonra," çığlık çığlığa bir film.
 

İlk olarak yönetmen Danny Boyle tarafından 2002'de filme çekilen 28 Days Later(28 Gün Sonra)'ın ardından şimdi İspanyol sinemacı Juan Carlos Fresnadillo yönetmenliğinde 28 Weeks Later (28 Hafta Sonra)adıyla bir ikinci film çekildi. İngiltere yapımı film;zombieler konulu bir Bilimkurgu/Gerilim/Korku. İsterseniz önce Boyle'un yönettiği ilk filmi bir hatırlayalım;

İngiltere'deki bir genetik araştırmalar ensüsitisinde bilim adamları, insan doğasındaki şiddeti ve siniri önlemek amacıyla bazı tehlikeli deneyler yapmaktadırlar.Araştırmalarda denek olarak maymunların kullanıldığını öğrenen hayvan hakları koruyucusu bir grup eylemci, deneylerin yapıldığı binaya saldırarak bilim adamlarının kuduz virüsü aşıladıkları bir maymunu serbest bırakırlar.Bu kuduz virüsü bildiğimiz kuduzdan çok daha farklı vede daha ölümcüldür. Virüs; öfke, saldırganlık, şiddet ve yamyamlık, açlık gibi duyguları canlandırmaktadır. Maymunun insanlara saldırmasıyla hastalık insanlara da bulaşır. İnsanlar çıldırarak ete ve kana susamış zombilere dönüşürler. Ama bu virüslüler ölü değillerdir, çok hızlı hareket ederler ve bilinçten, zekadan yoksun sürülere dönüşmüşlerdir.Rage adı verilen bu virüs, hastalıklı insanlardan gelen küçük bir ısırık, ufacık bir yara, tek bir tırmık, tek damla kan ve tükürük yoluyla 15 saniye gibi çok kısa bir süre içinde başka insanlara da yayılır. 28 Gün içinde İngiltere halkının çoğu bir zombie ordusuna dönüşmüştür artık. Bu salgın hastalığın hiçbir tedavisi yoktur. Sağ kalmak içinse yapabileceğiniz tek şey kaçıp saklanmaktır.

Bugünlerde zombie filmleri çok revaşta. Ama hepimizin bildiği gibi zombie filmlerinin asıl yaratıcısı George A.Romero'dur.Romero'nun "B sınıfı" olarak adlandırabileceğimiz Yaşayan Ölüler serisi bir zamanlar epeyce yankı yapmıştı. Hatta son olarak yönetmen Romero, seriye "Ölüler Ülkesi" adında başarılı bir filmde ekledi. Ama şu kadarını söyleyebilirim ki 28 Hafta Sonra, bence bugüne dek çekilmiş en ürkütücü zombie filmi.Her ne kadar ilhamını George Romero'nun kült filmlerinden alsa da bu film, benzerlerinden ayrılmayı hemen başarıyor. Bir kere filmde heycanı arttırmak ve izleyiciği her daim ayakta tutabilmek için Romero'nun filminde ölü olduklarından topallayarak hareket eden zombieler, 28 Gün Sonra ve 28 Hafta Sonra'da koşuyorlar, üstelik çok da hızlılar. Mikrobu kapan insanlarda anında zombieleşiyor. Bunun yanı sıra politik mesajlarıyla da farklılığını ortaya koyuyor 28 Hafta Sonra. Steven Spielberg'ün Dünyalar Savaşı'nda nasıl törerist uzaylılar benzetmesini yapabiliyorsak, bu film içinde törerist zombieler benzetmesini yapabiliriz. Bizde dahil pek çok ülkede artan terör ve terör olayları insanlar üzerinde büyük bir panik havası yaratmakta.

İngiltere de özellikle bu son dönemlerde terör olaylarından nasibini almış ülkelerden biri. Ülkede Müslüman toplumuna ve İslamiyet'e karşı büyük bir baskı var.28 Gün Sonra'nın devamı olan 28 Hafta Sonra'da bütün bu olayların bir yansıması gibi.Film bir kıyamet senaryosu olarakta düşünülebilir. İnsanlığın sonunun salgın bir hastalıkla geleceği anlatılıyor aslında. Amerikan'ın Irak'da yaptıkları da sıkça eleştirilmiş ve Amerikan'ın katı savaş politikalarına göndermeler yapılmış. 28 Hafta Sonra'nın konusu ise kısaca şöyle; Rage virüsünün Britanya adalarına yayılmasından tam 6 ay yani 28 hafta sonra, Amerikan Nato birliği İngiltere'de düzeni ve güveni yeniden sağlamış, karantina altındaki bölgelere, sağ kalan 500 kadar insanı yerleştirmeye başlamıştır. Ülke yeniden inşa edilirken, İspanya'dan yurtlarına geri dönen Andy ve Tammy adındaki abla kardeş tekrar babalarıyla bir araya gelmenin sevinci içindedirler. Ama annelerinden hiç haber yoktur. Babaları Don, çocuklarına anneleri Alice'in virüslüler tarfından saldırıya uğradığını söyler. Çocuklar ertesi gün gizlice karantina bölgesinden kaçarak eski evlerine giderler ve orada anneleriyle karşılaşırlar. Anneleri yaralanmış ama virüs etkisini göstermemiştir. Çünkü o bir taşıyıcıdır. Don'un karısını öpmesiyle salgın hastalık adama bulaşır ve sonrada tüm güvenlik bölgesine yayılır. Amerikan askerleri virüsün daha fazla yayılmasını önlemek amacıyla Kırmızı Kod'u devreye sokar. Askerler yaşayan ve hareket eden her şeyi vurma emri alırlar. Artık sağ kalanlarda ateş menzili altındadır. İmha, Amerikan askerlerince böyle yapılır. Ancak zombieler çok hızlıdır.
Yönetmen Juan Carlos Fresnadillo filmde çok gerçekçi ve bir o kadar da ürkütücü bir atmosfer yaratmış. Dramatik yapıyı da güçlü tutan yetenekli sinemacı, görsel açıdan da sağlam ve son derece iyi çekilmiş bir filme imza atmış. Özellikle İngiltere'yi kuşbakışı gösteren helikopter çekimleri harika.Genellikle korku/Gerilim türündeki filmler estetik açıdan biraz zayıf olur ama 28 Hafta Sonra'da tam tersi söz konusu.

Karşımızdaki film teknik olarak da gayet iyi bir yapım. Çaresizlik, kapana kısılmışlık, korku ve panik havası çok iyi yansıtılmış bir kere. Beni koltuğumdan sıçratan ve yüreğimi ağzıma getiren açılış sahnesini hiç unutamayacağım herhalde. Yukarıda, sağ üst köşede gördüğünüz resim de filmin açılış sahnesinden bir kare.Ses efektleri de korkuyu arttırıyor. Zombie filmleri için en önemli şeylerden biri de makyajlardır. 28 Hafta Sonra'da abartılı makyajlardan özenle kaçınılmış. İnsanlar zombieye dönüştüğünde önce ağızlarından kanla karışık tükürük boşalıyor, ardından da göz bebeklerinin rengi değişiyor ve gözlerinden yaş gibi kan damlıyor. Bu kadarı da irkilmemize yetiyor zaten. Bir de sizi yakalayabilmek için ne kadar hızlı koştuklarını düşünürsek, kendimize gelmemiz epey bir zaman alıyor. Filmde en iyi performanslar; Don rolündeki sonradan zombieye dönüşen Robert Carlyle ile Rage virüsü taşıyıcısı karısını canlandıran Alice rolündeki Catherine McCormack'dan geliyor. İki İngiliz oyuncu gerçekten çok başarılılar.

Yönetmen Juan Carlos Fresnadillo'yu kendi ülkesinde çektiği ilk uzun metrajı aynı zamanda ilk sinema filmi olan son derece özgün bir film "Bahis" ile hatırlayabilirsiniz. Fresnadillo bundan önce de pek çok kısa film çekmiş, bu kısa filmleriyle de oscar dahil çok sayıda ödül de almış bir sinemacı. Kendisi şimdilerde Hollywood'a transfer olmuş durumda.Geleceği çok parlak yönetmenlerden biri kısacası. 28 Hafta Sonra'da unutulmayacak bir film olacak hiç şüphesiz. Bunda meslektaşı Danny Boyle'ya borçlu elbette. Sonuç olarak 28 Weeks Later çığlık çığlığa bir film.İngiltere'nin en önemli semtleri, caddeleri film için trafiğe kapatılmış ve Dünyaca ünlü İngiltere sokaklarını bomboş görüyorsunuz filmde. Yönetmen bu sayede güzel fotoğraflar yakalamış tabii.28 Hafta Sonra türünün en iyi örneklerinden biri. Devamı geleceği belli olan 28 Ay Sonra'yı da şimdiden merakla bekliyorum doğrusu.

 
Toplam blog
: 6
: 2417
Kayıt tarihi
: 14.07.07
 
 

Film hastasıyım. En çok da yönetmen Steven Spielberg'ün filmlerini tekrar tekrar seyrederim. Film iz..