Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Temmuz '07

 
Kategori
Sinema
 

Stephen King'den şizofrenik yazar Mort Rainey...

Stephen King'den şizofrenik yazar Mort Rainey...
 

Gizli Pencre;gerilim ve korku romanlarının Dünyaca ünlü, usta yazarı Stephen King'in ülkemizde Altınkitaplar yayınevi tarafından "Gece Yarısını 2 Geçe" adıyla yayımlanmış kitabında yer alan "Secret Window/Secret Garden" isimli kısa öyküsünden sinemaya uyarlanan bir film. Bugün kitapları en çok filme çekilen ve ilgi gören ender yazarlardan biridir Stephen King. Bazıları Tv filmi olarak bazıları da sinema filmleri olarak(tıpkı bu film gibi)filme çekilmiştir. Yazarın romanları vede öyküleri sinemaya bazı başyapıtlar da kazandırmıştır. Carrie(Günah Tohumu), Stanley Kubrick'in çektiği '80 yapımı The Shining(Cinnet), Pet's Semetary(Hayvan Mezarlığı), Stand By Me(Benimle Kal), Misery(Ölüm Kitabı), Dolores, Esaretin Bedeli, Apt Pupil(Ölümcül Sır), Yeşil Yol bunlardan yalnızca birkaçı.Ama king kitapları ve filmleri belirli bir kesim tarafından da hep yerden yere vurulur, kötü eleştirlir.Bazı uyarlamları gerçektende sinemasal açıdan çok zayıftır ve kötü çekilmiştir. Ama neyseki Gizli Pencere iyi bir film.

Görevimiz Tehlike, Jurassic Park, Kayıp Dünya, Panik Odası, Yılan Gözler, Örümcek Adam ve Dünyalar Savaşı gibi filmlerin senaristi David Koepp'in ikinci yönetmenlik denemesi Gizli Pencere. Hollywood'un en çok kazanan senaristi, yönetmenlikte de kendini ispatlamaya çalışıyor. Başrolde ise Karayip Korsanları filmiyle yıldızı daha bir parlayan Johnny Deep var. Usta oyuncu John Turturro, Timothy Hutton ve güzel yıldız Mario Bello'da Gizli Pencere'de Deep'e eşlik ediyor.F ilmin konusu ise kısaca şöyle;
Başarılı yazar Mort Rainey (Johnny Depp) en sevdiği koltuğunun üzerinde günde 15 saat uyumaktadır. Acı verici bir boşanmanın ortasındadır ve bu ayrılığa ilişkin her şey çirkin ve tatsız bir hal almıştır. Bu durum tüm enerjisini emmiş ve yaratıcılığını alıp götürmüştür. Mort kendisini tek bir satır bile yazamayacak duruma getiren büyük çaplı bir yazamama sendromuyla baş başa kalmıştır. Sonra bir gün, işler artık daha da kötüleşemez gibi görünürken, John Shooter(John Turturro) adında psikopat bir yabancı Rainey'nin kapısına gelir, onu kendi hikâyesini çalmakla suçlar ve bunu telafi etmesini ister. Rainey'nin kendisini yatıştırma çabalarına karşın, Shooter git gide daha ısrarlı ve düşmanca bir tavır takınarak, soğukkanlı bir cinayet dahi işleyebilecek tuhaf bir adalet kavramından söz eder. Akıl almaz bir kedi-fare oyunu oynamak zorunda bırakılan Mort, hayal bile edemeyeceği bir kurnazlık ve kararlılığa sahip olduğunu keşfeder. Sonunda ise, Shooter'ın onu kendisinden bile iyi tanıyor olabileceğini anlar.

Psikolojik Gerilim türündeki Secret Window yani Türkçe adıyla Gizli Pencere'de de birçok King öyküsünde olduğu gibi ana kahraman Stephen'ın kendisi gibi bir korku-gerilim romanı yazarıdır ve yine birçok King öyküsünde olduğu gibi ana kahraman yazamama sendromuyla karşı karşıyadır. Örneğin;Stanley Kubrick'in çektiği ve Jack Nicholson'ın başrolünde olduğu Shining'i hatırlarsanız, o filmde de aynı durum söz konusuydu. Shining bugün pek çok korku filmine ilham olmakla kalmamamış, The Exorcist(Şeytan)'den sonraki en iyi korku filmi seçilmişti. Kubrick'in usta yönetmenliğiyle kamera o kadar iyi kullanılmıştı ki, ürkmemek elde değildi.Stanley Kubrick, fotoğrafçılıktan gelen bütün hünerlerini izleyiciye gösteriyordu.Kamera hareketleri muhteşemdi. Üstelik Shining, genel olarak aydınlıkta geçmesine rağmen izleyiciği korkutmayı başarmıştı. Müzikleriyle de iyicene tedirgin ediyordu bizi. Filmin açılışındaki o kuşbakışı-helikopter çekimi daha sonra pek çok filmde taklit edilmişti. Stephen King;Kubrick'in filminden neferettiğini ve romanını berbat ettiğini söylese de sinemada korku türünde de bir başyapıt çıkarılabileceğini herkes görmüştü. Gizli Pencere'nin yönetmeni ve senaristi David Keopp'de doğal olarak Shining'i örnek almış. Stephen King romanları filme çekilirken iyi ve etkileyici bir senaryo yazılmalı ve elbette hikayeye genel hatlarıyla sadık kalınmalıydı. Tabi bütün bunlarca içinde usta bir yönetmen ve usta bir senarist gerekiyordu. Aksi takdirde kitap uyarlaması bir fiyaskoya dönüşebilirdi.Ki bunun örnekleri de var zaten.

Secret Window'da izleyici, Mort Rainey'in aklından geçen düşüncelerini de duyar. Bu Rainey'in içindeki sestir. Son derece iyi bir açılışla başlar film. Ve daha ilk karesinden itibaren seyirciyi içine çeker. Johnny Deep unutulmayacak bir performans sergiler. Çünkü filmde pek çok sahnede sadece o vardır. Mimikleriyle, jestleriyle, tikleriyle takıntılı bir yazar imajını çok iyi yansıtır. Bazen köpeği bazen de kendi kendiyle konuştuğu sahnelerde Deep mükemmeldir. Finalde ise seyirciyi korkutur başarılı oyuncu.Sürekli uyuklayan, sürekli cips yiyen bir kartekterdir Mort Rainey.Filmin başında, karlı bir akşamda, bir motelde Mort; güzel karısını sevgilisiyle yatakta basar. Aradan 6 ay geçer sonra da biz Mort'un yaşadığı ahşaptan evi görürüz. Kamera gölü aşıp sanki hiç kesme yapılmamış gibi pencereden içeri girer ve bütün evi dolaşır. Bu sahnede David Koepp, yönetmen David Fincher'ın Panik Odası filminde bilgisayar yardımıyla yaptığı kamera kullanımını denemiştir .Sonra filmde psikopat John Shooter'ı oynayan John Turturro ile karşılaşırız. Turturro'da Deep'den aşağı kalmaz ve övgülere layık bir oyunculuk çıkarır film boyunca. Rainey ve Shooter arsındaki diyolaglar çok iyi yazılmıştır.Shooter'ın adelet kavramı, Mort'unkinden farklıdır. Stephen King Secret Window'da muhteşem hikayesiyle beni büyüledi doğrusu. İyi oyunculuklar, iyi bir senaryo ve sürpriz bir finalle bence ilgiyi hak eden bir film. King yine Shining'deki gibi delilik kavramı üzerinde duruyor ve film kitaptaki sondan farklı bitiyor. Phlip Glass imzalı müziklerde gerilimi tırmandırmış. Gizli Pencere kesinlikle 2004'ün en iyi gerilim filmiydi.

 
Toplam blog
: 6
: 2417
Kayıt tarihi
: 14.07.07
 
 

Film hastasıyım. En çok da yönetmen Steven Spielberg'ün filmlerini tekrar tekrar seyrederim. Film iz..