- Kategori
- Şiir
(A)yarsız bekleyişler
Kırılan yemyeşil daldı böyle acıtan
Kırılan çay içtiğimiz billur değildi
Böyle içimizi burkan.
Gidip te tekrar gelmeler üzerine
Verilen vaatlerdi kırılan.
Uğrun uğrun kanayan avuçlarımızda
Balkıran sevdalarımızdı.
Kırılan yemyeşil daldı bu kadar acıtan,
Sevdalara hançerelenmiş ayrılık yarasıydı.
Kırılan koldu kırmızıyı sımsıkı
Sarmalayacak yeninde kalan.
Yoksa neydi?
Bizi böyle mecalsiz kılan.
Çekip gitmeler varken;
Bu sancılı zamanlardan
Bin yıllık anayurt gibi
Kucaklaşmak niyeydi?
Gözlerimizden akan bu irin selleri ise;
Belki biten bir tarihti
Bahtiyarlığımıza son noktayı koyan.
Bir kuş curnatası gölgelenmiş takvimlerde
Boyna günlerimizi gürültüyle sarsan,
Avazımıza karışan veda sözcükleri
Kirpiğimizin arasında kaybolan yeniden vuslat.
Ve dalsız budaksız kalır şiirimiz.
Ve (a)yarsız kalır bekleyişlerimiz.
Bir tecrit hücresinin loş karanlığında
Birgün son bulacak
Bu hazin hikayemiz...