Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mart '08

 
Kategori
Anılar
 

“Albümdeki fotoğraflar kara kutusudur mazinin”…

“Albümdeki fotoğraflar kara kutusudur mazinin”…
 

Bir gün belki hayattan...


Adnan Menderes ve arkadaşlarının idam edilmesi ile Deniz Gezmiş ve arkadaşları’nın idam edilmesiydi sohbet konumuz…

“Albümdeki fotoğraflar kara kutusudur mazinin”… dedi sohbet sırasında bir arkadaşım… söylediği bu söz, aldı götürdü yıllar öncesine beni.

***

Yıllar yıllar öncesi, gözümde, kara bulutların sarıp sarmaladığı hırçın bir kentti Ankara.. Gündüzün düzenli trafiği geceye ıssızlaşmış sokakları ve caddeleri bırakırdı. Öfkeli duvar yazıları,sokakları ayıran barikatlar, gece daha da bir irileşirdi genç gözümde. Ve sol kalça üzerinde ceket ya da parkadan belli olan, her an patlamaya hazır, ağızda 7,65 kalibrelik mermi bulunan “MKE, Beratta,Çek…” markalı silahlar, gün biterken yeni güne kadar sürecek mütemadi bir asabiyet örterdi Ankara üzerine…

Karamsarlığı, gözlerinde gördüğüm ağabey ve ablalar, ‘BARIŞ’ adına savaştıklarını söylerken ‘eğitim çalışmaları’nda; ‘Barış’ ne kadar da uzak görünüyordu oysa...

***

“Dünyanın her köşesinde çiçek açan bahar, Türkiye'ye ne zaman gelecek?” diye soran bir kompozisyon ödevi vermişti, 1974 yarı yıl tatilinde Edebiyat öğretmenim Enise Balay…

"Öyle bir havada gel ki / Vazgeçmek mümkün olmasın" demiş ya ‘DAVET’ şiirinde Orhan Veli... Ondan başlamıştım ‘yıldızlı 10’ aldığım kompozisyonuma…Ve gazeteci olma hayalinin tohumlarını ekmiştim yaşam toprağıma…

***

Bir düşünün, sayfalarını her çevirdiğinizde hayatlarınız asılı durduğu; yan yana, dizi dizi, fotoğraflara bakarken anımsattıklarını...

Hep en mutlu anlarımızdır bir kartın üzerine kaydedilmiş olan... O yüzden albümlerdeki suretlerimiz genellikle gülümser bize ve acı bir tebessüm koyar çoğunca hicran katarak bugünümüze...

***

Sezen Aksu’nun harika dizeleri; Fahir Atakoğlu’nun muhteşem müziği ve Sertap Erener’in harikulade sesinde can bulurken şöyle sesleniyordu insanlara:

Üzgünüm gidenler için / Üzgünüm bitenler için / Sadece çok üzgünüm / dargın degilim

N'olur sende beni affet / Kahır degil bu kıyamet / Cezamızı çekiyor gibiyiz

Belki de nihayet / Bir gün çalınırsa kapımız / Tekrar anılırsa adımız

O zaman sarılır kanayan yaramız

***

Eminim üç ayaklı canavara kurban verilen ve sabah kahvaltısı niyetiyle yağlı urgana geçerken başı ‘ Rodrigo’ isteyen Deniz de; “Hiç Muğber (küskün) değilim” diyen Menderes’te ; darağaçlarından sızan bu güfteleri duyabiliyor olsalardı, acı bir tebessüm ile döneceklerdi o günlerine ve yürekleri burkulacaktı. Bugün albümlere bakıp hicap duyan bizlere çok şeyler katacaklardı şüphesiz…Ve “Dünyanın her köşesinde çiçek açan bahar, Türkiye'ye ne zaman gelecek?” sorulu kompozisyonlar içerik değiştirerek sorulacaktı çocuklarımıza…

***

Hayatımızın bir kahkahadan ibaret olduğu yanılgısıyla avunuruz çoğunca… O yüzden "yangından ilk kurtarılacak" şey yaşam albümümüzdür aslında...O albüme sahip çıkmazsak kayboluruz. Ve kendi sürgünümüzü yaşarız yüreğimizde. Ama bilerek , ama bilmeden…

"Öldükten sonra parklara adımızı veriyorsunuz. Biz yaşarken neredesiniz?" diye soran Cem Karaca’nın "Bir gün belki hayattan/ geçmişteki günlerden/ bir teselli ararsın/ bak o zaman resmime..." şarkısı eşliğinde kaleme alınan kimbilir kaçıncı yazıdır bu?

Dahası gelecek eminim..

Dün karamsarlığı, gözlerinde gördüğüm ağabey ve ablalar, ‘BARIŞ’ adına savaştıklarını söylerken, bugün çocuklarımız benzer söylemlerin ardına sığınarak kendilerini haklı görme çabasındalar. Haklı olup olmadıklarını yıllar yıllar sonra albümlerine baktıklarında görecekler.

O nedenledir ki "yangından ilk kurtarılacak" şey albümünüzdür. Ona sahip çıkın!..

 
Toplam blog
: 126
: 1276
Kayıt tarihi
: 10.09.06
 
 

48 yıldır yaşıyorum.Gazeteciyim, müzisyenim, babayım... Önce insan ve iyi bir yurttaş olabilme çab..