Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Eylül '08

 
Kategori
Ramazan
 

"Allah Bozguncuları Sevmez"

"Allah Bozguncuları Sevmez"
 

Birbirine güvenmeyen, birbiri hakkında hep olumsuz şeyler düşünen bir toplum olduğumuzu hepimiz biliyoruz. Biri gelip size en yakın arkadaşınız, hatta eşiniz çocuğunuz, anneniz babanız hakkında, "sen amma da enayisin ha, senin için neler diyorlar biliyor musun?" dese, nedense, "sen kim oluyorsun kardeşim, sana ne bizim aramızdaki meseleden, sen ne hakla bizim aramıza giriyor ilişkimizi, dostluğumuzu, yakınlığımızı zedelemeye kalkışıyorsun?" demeyiz de, "demek öyle haa! ben de saf saf onun için şöyle yapmıştım böyle demiştim" diyerek dökülmeye başlarız.

Birbirimize inanmamakta bu kadar ısrarlıyken, bu çerçeveye en yakınlarımızı bile almaktan çekinmezken, nasıl oluyor da, o yabancı kişiye hemen inanıyoruz, güveniyoruz da kanaatimizi değiştiriveriyoruz, bu da ayrı bir inceleme konusu....

Bizim kafamıza şüpheyi sokan bu insan, kesinlikle benzeri bir iftirayı da bizden o kişilere götürecektir. Maalesef onlar da bizim gibi, bir yakını olarak bize değil de ona inanacakları için, aramız otomatikman bozulacaktır.

Toplumumuzda hepinizin sıkça şahit olduğu, hatta bizzat yaşadığı gerçeklerden biridir bu durum...

Bu olaya fesatlık, arabozuculuk diyoruz. Bir vesileyle önceki yazılardan birinde Bakara 205. âyette "Allah fesatlığı, arabozuculuğu sevmez" buyuruyor demiştik.

Bu bir fiil, bir eylem. Toplum barışını gerçekten bozan, bireylerin topluluk haline gelip bir güç oluşturmasını engelleyen olumsuz bir durum...

*****

Toplum olarak birbirini destekleyen değil, birbirini köstekleyen bir yapımız var. İçimizden birinin başarısını bir türlü çekemeyiz. Hasetlik fesatlık hemen başlar.

Bir sınıfta başarılı olan öğrenciye karşı arkadaşlarının takındığı tavırdan, iktidardaki bir partiye karşı muhalefettekilerin davranışına kadar hemen her alanda bu kıskançlık görülür.

Bu olumsuz tutum, sadece hissedilmekle de kalmaz, yapılanları bozmak, o insanları birbirine düşürmek için elden gelen her şey yapılır.

Bir sonraki aşama, iyi giden bir işi engellemek, hatta tersine çevirip kötü duruma düşürmeye çalışmaktır.

Oysa insanlar bu olumsuzluklar için gösterdikleri gayreti olumlu bir düşünceye yönlendirseler, enerjilerini, bilgilerini, becerilerini daha iyi olduğunu düşündükleri konuya yoğunlaştırsalar, belli bir merhaleyi daha çabuk ve daha kolay katedecek ve o kıskandıkları kişiyi de mutlaka geride bırakacaklardır.

Buradan anladığımız şu ki, biz bir başkasından daha başarılı, daha önde olmak gibi bir gayret içinde değiliz. Yeter ki bizim önümüzde ve üstümüzde biri olmasın…

*****

Bir de hasta ruhlu insanlar vardır. Her fırsatta -hatta hiçbir çıkarları olmadığı halde- herkesin arasını bozmaya meraklı tiplerdir bunlar. Bozguncu ve arabozucu…

“Onlar, ülkede ve yeryüzünde, bozgunculuk, anarşi yaratmak için koşuştururlar. Allah ise bozguncuları sevmez.” (Mâide 64)

“Allah’ın sana verdiği servet ve imkânlar içinde, Allah yolunda faaliyet göstererek âhiret yurdunu, ebedî hayatı kazanmaya çalış. Ama dünyadan da nasibini unutma. Allah’ın sana lütuf ve ihsanda bulunduğu gibi sen de iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak, iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan bir Müslüman olarak hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yap. Yeryüzünde, ülkede bozgunculuğu, fesadı arzu etme. Allah bozguncuları sevmez.” (Kasas 77)

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..