- Kategori
- Güncel
“Anası kendini öldürsün!..”
Başkan Melih Gökçek, kürtaj tartışmaları üzerine; "Sağlık Bakanlığı geçen günlerde bir açıklama yaptı. Bir yılda 100 Bin kürtaj yapıldığını söyledi. Bu ne demek? Yılda 100 bin cinayet işleniyor demektir! Anası olacak kişinin hatasından dolayı, çocuk niye bu suçu çekiyor? Anası kendini öldürsün!..
Diyorlar ki; ‘Beden benim, istediğimi yaparım!’ Ee, can kimin? Allah'ın değil mi? Allah'ın verdiği canı, sen nasıl alabilirsin? Ben insan aklını savunan biriyim" diyen Gökçek; "Kimse Allah'ın verdiği canı alamaz! Bebeği doğduktan sonra öldürürsen katil, doğmadan öldürürsen katil olmuyorsun; böyle saçmalık olmaz" dedi…
Yahu ben bu Başkan Melih Gökçek’e hiç ısınamadım gitti. Arıza bende mi, yoksa onda mı, bilemiyorum? Bundan önceki yerel seçimlerdeki sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile çıktığı TV tartışmasında; yelkenleri suya indirip, belgelerle madara olmuştu. En çok uğraştığı gazeteci sayın Emin Çölaşan karşısında çoğu davasını kaybetti. Ama Ankara halkı yine onu seçti! Demek ki bir bildikleri var? Bizim “yanlış” dediğimiz şeyi “doğru” gören, bizim “belgelerle madara oldu” dediğimiz olaya, “bizi belge - melge ilgilendirmez, Gökçek tartışmayı yine kazandı” diyebilen, istatistiklerin tutmadığı, anlaşılmaz bir çoğunluk var!..
Hal böyle olunca da, ben artık şunu söyler oldum; “Yüce Allah ya bizim gibi düşünenlere, ya da ona oy verenlere doğru yolu gösterip, ıslah etsin!..”
Bu kürtaj meselesini tartışan insanlara bakıyorum; bu konuda ahkâm kesip, görüş bildirenlerin hepsi de Tıp Bilimi ile ilgisi olmayan insanlar…
Bu konuyu ilk ortaya atan sayın Başbakan; İmam Hatip ve İktisadi Ticari Bilimler mezunu… Bülent Arınç, Avukat… Başkan Melih Gökçek; Siyasal Bilgiler ve Gazetecilik mezunu… İçlerinde bir tek Sağlık Bakanı doktor, o da olaya tıbben bakmıyor da, araziye uymuş durumda… Ee, Tıp Bilimi insanları bunların toptan karşısındalar… Şimdi biz kime inanıp da, kime güveneceğiz? Siyasîlere mi, yoksa doktorlara mı?
Başkana bir bakınız; “Kürtaj olacak çocuğun anası, kendisini öldürsün” diyor!..
Biz erkeklere göre hava hoş da; ilk bakışta bu fıkra gibi, ama gerçekte çok trajik olan bu açıklamaya, başta sayın Gökçek’in eşi olan hanımefendinin, bir kadın ve ana olarak karşı çıkması gerekmez mi? Ama Ankaralı birkaç kadın, bu eski yumurta tüccarı Başkan’a, sokakta yumurta yağmuruna tuttular…
Burada asıl niyet kadını aşağılamak, çaresiz, umutsuz ve “ikinci sınıf insan” olarak görmek ve göstermek değildir de, nedir bunun anlamı!?
Ahh ah!.. Bu açıklamanın sahibine ne yapılacağını ben biliyorum da, evlât benim değil ki!..