(Aşk)

Aşk; Dünyanın en güzel ve insana ait olan bir duygu, sevgi duygusudur. Sevginin en üst tepesinde aşk vardır. Aşkı herkes kendine göre tarif etmiştir. Herkese göre aşkın tarifi veya aşk için söylenenler farklıdır. Aslında bana göre aşk tarif edilemez, yaşanır. Hissedilir. Örneğin; “Aşk; İki kişinin karşılıklı birbirlerine değil, ikisinin aynı hedefe uyum içinde bakmasıdır.” “Aşk ilk önce gözde başlar gerisi söz.” İnsanı insan yapan sevinmek, korkmak, merak etmek, üzülmek vb gibi bazı duygular vardır. Bunların en güçlüsü ise sevgidir. Sevgi; hoşlanma, sevme ve aşk aşamalarından geçmektedir. Aşk bu duygunun en üst basamağıdır. Günümüzde Aşk; platonik, erotik ve sanal olmak üzere üç sınıfa ayrılmıştır.

Sanal Aşk; Adı üstünde sanaldır. Hayaldir. Gerçek değildir. Başlangıçta hayâlı bile güzeldir. Ancak kantarın topu aşarsa, zamanı boşa harcayan bir etkinlik olur. Çeşitli teknolojik araçların yardımı ile yapılır. Kişi burada kendine güven çok teknolojik ürünlere güvenir. Gerçek duygularını ifade edemez. Her an bir saplantı ve yanlışlığa düşebilir. Yanıltıcı ve aldatıcı olabilir. Aşk gibi güzel bir sözcüğü bu kategoride kullanmak bile yazıktır.

Erotik Aşk; diğer canlıların cinsel dürtü ve arzularına benzer. Burada duygudan çok hoşlanma, cinsel ihtiyacını tatmin vardır. Fiziksel etkinlik var ruh yoktur. Aşk denilince bu kategorideki ler akla getirmemek lazım. Aşk manevi bir haz dır.

Platonik Aşk; gerçek aşk burada yaşanır. Ruh ile beraber duyguların uyumu ve sevişmesi söz konusudur. Bazen bu kategorideki âşıklar birbirinden uzak ama çok yakındırlar. Nereye bakarlarsa orada kendilerini bulur ve kavuşurlar. Her çalınan müzikte, doğada ve anılarda kendilerine yer ayırırlar. Hayallerini kavuşturur ve çalıştırırlar.Burada aşk acı çekmek, üzülmek tir ama yinede zevklidir. Burada aşk uykusuz kalmak, iştahtan kesilmek, aşkından başka bir şeyi görememek, düşünememektir ama yinede güzeldir. Burada âşıklar zaman zaman birbirlerine kavuşamamaktadır, uğrunda ölüm ve acı çekmektir ama yinede hoştur. Burada aşk bedel ödemektir. Burada kavuşmaktan çok kavuşma isteği söz konusudur. Aşk bir sonuç değil süreçtir. “Sevmek acı çekmektir, sevmemek ölmek. Sevmek zevktir ama yalnız sevilmenin hiçbir zevki yoktur.” Aristoteles. “Freud ısrarla vurguladığı gibi; ruh hastalıklarından çoğu bastırılmış cinsel duygulardan kaynaklanır. Çapkınlığın kökeni erkeğin hormon al yapısı ve genlerinde dedir. Çapkın erkeklerin sapık çıktığı pek görülmemiştir. Baskın emirlerine göre yaşamaya çalışanlar, benim ruh hastası adayı olarak gördüklerimin başında gelir” Yukarıda anlatılanlar insana ait karşı cinse duyulan aşklar içindir. Aslında Aşk karşı cinsten çok öte bir şeyi ifade etmektedir. Doğaya, sanata, mesleğe, kutsal değerlere duyulan aşklarda vardır. Aşk; dünyanın en büyük acısı ile en tatlı mutluluğundan oluşmuştur Aşk dünyanın hiçbir dili ile anlatılmaz. Onun başka bir dili vardır. “Aşk; topuklarından etine kadar işlemiş bir nasırdır, ya canın acıya acıya adım atacaksın, ya da canını acıta acıta söküp atacaksın. Her iki durumda da, tek bir gerçek olacak, canın çok ama çok acıyacak. Sevmek, sevmesini bilmektir, Sevmek, ölmesini bilmektir, Sevmek bir olmaktır. Sevmek yaşamaktır, Sevgilinin baktığı yerde, sustuğu yerde olmaktır. Sevgilisiz geçen gecelerde uykusuz sabahlamaktır. Âşık olmaktır, aşkın kendisi olmaktır.