"Atatürk'ü deccal'lıkla suçlayan takiyyeci zihniyet", ıslak imzalarla başı dertte!

Başbakan Erdoğan'ın dilinin şirazesinin olmadığını biliyoruz. Eline verdikleri bir metinle, Osmanlı'dan başlar, Cumhuriyet döneminden çıkar. En ağır eleştirileri dile getirir. Ecdat'ımız der, atamız der lakin Atatürk'ü ağzına aldığını duymazsınız..   

İleri demokrasi olduğu söylenir, medya patronlarına yapılan baskı neticesinde muhalif yazarlar işlerinden atılırlar. Son örnek; Ruhat Mengi'nin Vatan'dan atıldığı gibi. Bir taraftan muhalefet susturulurken, diğer taraftan da renktaş olarak yola çıkılan insanların, cemaatlerin kuyusunun kazıldığını görüyoruz.  

MGK'nın  Ağustos,2004 yılında, yaptığı toplantıda Gülen Cemaatini bitirme planına imza koyan Erdoğan ve AKP'li bakanların ıslak imzalarının mürekkebi hala kurumadı. Ne kadar takiyye yapsalarda, gerçek olan, cemaatin gözünü açtığıdır.

Netekim; Fettullah Gülen'in 29 Kasım 2013''te yaptığı açıklamada ''Sahte CD ve virüs yükleyen mümin değildir'' açıklaması, akla Ergenekon, Balyoz ve OdaTv gibi davalarda ortaya çıkan bu sahte delilleri kimlerin ürettiği akla gelmeketedir.  ABD'mi? Cemaat mi? AKP'mi? Veya ABD,Cemaat mi? ABD, AKP'mi? Yoksa ABD her ikisinide kullanmış olabilir mi?

Erdoğan'ın şu sözleri cemaat, AKP ilişkilerinin derecesini göstermesi bakımından önemli '' Cemaat bugüne kadar ne istedide vermedik''  diyen Erdoğan, kendini güçlü görmeye başlamasıyla cemaatten de kurtulma arzusunun ağır bastığı anlaşılıyor.

Bu haksızlığı Gülen şu sözleriyle karşılıyor; '' Kuvvet hakta olmalı, hak kuvvette değil. Kuvvet hakka tabi olmalı. Kuvvetin en önemli derinliği, hakkı temsil etmesine bağlıdır. ''Kuvvet bende'' ''Ben herşeyi yaparım'' söylemi insanı çok defa yanlış yollara sevkeder.''  

İnkar politikaları, siyasetin içine işlemiş, her yolun mübah olduğu kirli bir oyun malesef ülkemiz siyasetini ele geçirmiş durumda,  hissediyoruz, görüp izliyoruz! Yoktan var edilen bir ülke Kurtuluş savaşını vermiş ''Çanakkale'de-Anafartalar'da, Sakarya'da, 1.2. İnönü savaşlarında, Conk Bayırında Başkomutan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarıyla destanlar yazarak, Cumhuriyet'i kurmuşlar Türk Gençliğine  (Türk'ü, Çerkez'i, Kürd'ü, Laz'ı, Gürcü'sü vs.) emanet etmişlerdir.  

Dini siyasete alet edenler, dincilikle insanları sömürenler, Cumhuriyet'i ve Atatürk'ü inkar politikalarına 90 yıldır alet etmekten geri durmamışlardır.

Erdoğan'ın ''İki ayyaşın yaptığı yasa sizler için mutber oluyorda' diye başlıyan cümlesi hala Türk Milletinin belleklerinde yerini muhafaza etmesi bir yana, Atatürk'ü yıllarca ''Deccal'lıkla suclamaktan geri kalmadılar.

- Deccal nedir; İslam inancına göre ahir zamanda, Mesih'in ikinci kez yeryüzüne gelmesinden önce insanları dini inançlarından saptırarak kötülüğe ve sapkınlığa yönelteceğine inanılan ve şeytanı temsil eden varlıktır.

- Arapca (decl) kökünden türemiş bir sıfat olup, birşeyi örtmek, boyamak, yaldızlamak manasına gelirki- çok yalancı, aldatıcı hilekar demektir'.

Yaşar Nuri Öztürk, Allah İle Aldatanlar Kitabında bundan şöyle bahsediyor, '' İslam'ı, horlattığı cahiliye şirk şuuraltıyla yozlaştıran emeviler, İmam-ı Azam'a yönelttikleri itham'lar arasına 'deccal' ithamınıda koydular. Bu ithamı öne çıkarırken yandaşları ulemayı kullandılar. Batılılar ve onlarla işbirliği yapan ''müslüman'' yaftalı hainlerde  Hz. Peygamber'in kader savaşı, Bedir'ê benzeyen  savaşlarıyla- Kelimei Şehadetin esir edilmesini engelleyen Gazi Mustafa Kemal'e deccal dediler.'' 

'' Emperyalist Batı için Cenabı Muhammed Mustafa deccaldir, Emperyelist Batı ile işbirliği yapanlar içinse Gazi Mustafa Kemal deccaldir. Evet, tarih ve talih, İslam'ın muazzez Peygamber'ine deccal diyenlerle onun dininin mabetlerine Haç takmak istiyenlere engel olan Gazi Mustafa Kemal'e deccal diyenleri  bir çıkar noktasında birleştirdi ve yıkıcı bir işbirliğiyle Türkiye'nin ve Müslümanların başına musallat etti.. Ve Türkiye'nin tahribi için sistemli, organize, proğramlı bir biçimde dinin kullanılması devam ediyor.''

Son söz: ''Tarihin diyalektiği; 'Hz. Muhammed- İmam-ı Azam- Mustafa Kemal üçlüsünden zulme karşı bir birlik çıkarmıştı, Kelimei Şahedet düşmanlarıyla ''Müslüman'' kimlikli hainler bu birliği emperyalizme destek veren bir teslise dönüştürdüler''.

Teslis: (Üçleme, kutsal üçlük- Üç ilahi varlığı içerenakideleri tanımlıyan bir ifadedir.)