Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Şubat '14

 
Kategori
Magazin
 

"Baş" Melekti, şimdi oldu "Düz" Melek.

"Baş" Melekti, şimdi oldu  "Düz"  Melek.
 

Keer, geçen aylarda Antalya'ya gelmişti. Podyumların nefesini kesmişti.


İçinde var olan vahşi karakteri, küçüklüğünde gittiği dedesinin, Avustralya’daki çiftliğinden aldığını söyleyen seksi manken Miranda Keer’i, ilkten o ormanlarda iken tanımıştık.

Kangurilere yapılan eziyetlere isyan ederek, kendisini çırılçıplak zincirlerle ağaca bağlatmış, avcılara “Ayı” demiş ve meydan okumuştu. Biz de o zaman bu köşemizde kendisine seslenmiş,  “Oradakiler bir şey mi, gel de bizdeki “AYU” ları gör”  demiştim. Hani ya böyle dedik ki, merak edip de gelirse, bu vesile ile tanışırız diye iç geçirmiştim. Olmadı bir türlü. Elimdeki şiirlerle kaldım ortalıkta.

Kendisi bu sefer Antalya’ya geldi ama, gidip de o şiirleri okuyasım gelmedi ne hikmetse.

Neyse. Konumuz bu değil. İşte bu Avustralya’lı seksi manken, eski  göz ağrısı, moda dünyasının devi Vıctoria’s Secret’le ipleri kopardı. Ünlü manken şimdi, başka bir tanınmış modaevin mankeni oldu.

Çıktığı defilelerde nispet yapar gibi, giydiği pantolonun belindeki  ünlü firmanın ismi görünecek kadar sıyırarak misilleme yapar gibi poz vermesi, dikkatlerden kaçmıyor. Ama bir taraftan Keer, bu konuda “Parlak ve sağlıklı yaşıyor olsaydım şu anda Vıctorias’ın modeliydim” demesi de ayrıca yorumlanıyor. Baştan dedik. Kerr’in sağı solu belli olmuyor. Vahşi karakteri var.

Keer, bilindiği gibi moda ve iç çamaşırların imparatoru Vıctorias’ ın baş meleği idi. Kanatları ile firmayı uçuruyordu her seferinde. 2013 yılının Nisan ayında Miranda Keer, 2006 yılında Vıctoria’s  ile yollarını ayırdı. Zira, kontrat, yenilenmedi. Kanatlarını podyumda bıraktı.

Keer’in moda dünyasında Vıctoria’sda, ünvanı “Baş melek” di. Kanatları ile podyumlarda, dünyalara hükmetmişti. Şimdi oldu “düz melek” Yani bizim blogdaki ünlü Sabişimizin meleklerinden.

Eh, diyoruz. Teselli buluyoruz. Sabiş’in meleklerinin öpüşleri boldur. Kerr tarafından öpülmesek bile, Sabiş’in melekleri bize yeter.

Keer, Antalya’ya gelmişti geçen ay. Gidip de  yazdığım şiirleri okuyayım kendisine diye geçirdim içimden. Nedense, gidemedim bir türlü. O şiirler mi. Aşağıya yazdım, meraklısına.

“Soyunma sen oralarda, buralarda  / İlla soyunacaksan da / Seneye gel buralara / Sakatatçılara  yem olma / Sen bahaneler bulma / Gönlümüz razı olmasa da / Çırılçıplak kalmana / Kendini yakma / Ah Miranda  Miranda / Dedik ama, ne fayda “

“Halimizi sorarsan, iyilik sağlık / Kaç kereler dedim / İzmir’in Kalesine gidelim / Falcı Hacer’i bulalım / Kınaları yakalım / Sülesin kaderini / Açsın bakla falını / Desin, a be sen ne güzelsin / Ağzından öpülesin “

“ Kel Haydar da sülesin / Kadifedendir kesesi / Kaleden gelir sesi / Nefes Cafer üflesin / Lop aşağı mançes / Lop yukarı mançes / Diklan toparles / Kuplan toparles / Akine nanay, dikine nanay / Şinanay yavrum şinanay / Bir o kaleden bir bu kaleye, topları biz atalım / Mahşerlerde kaybolalım / Cennetlerde buluşalım.  / Turizmcilik oynayalım / Röportajlar yapalım / Seni  iyice tanıtalım”

“Bu yazdıklarımı, hanım okur ekranlardan / Hem okuyor, hem söyleniyor öte yandan / ‘Beni şiirlerle kandırdın’ / Sıra Miranda’da anlaşılan !”

                                                  MİRANDA KEER,  (SOL BAŞTA OTURAN)

 

                                                                         (KEER, SOLDAN ÜÇÜNCÜ)

               KEER'İN OTURMA ODASI ...( ODANIN  PENCERELERİ, EVİN HAVUZUNA BAKIYOR

 

 

 

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..